henüz
Farsça hen?z
1. zarf Az önce, daha şimdi, yeni:
"Memleketten henüz dönmüş, avlunun duvar dibinden yine mutfağa doğru yürüyordum." - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
2. zarf Daha, hâlâ:
"Henüz, yüreğimin bir yanı da söylenememiş, dışa atılamamış acılıklarla dolu." - Adalet Ağaoğlu
Farsça hen?z
1. zarf Az önce, daha şimdi, yeni:
"Memleketten henüz dönmüş, avlunun duvar dibinden yine mutfağa doğru yürüyordum." - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
2. zarf Daha, hâlâ:
"Henüz, yüreğimin bir yanı da söylenememiş, dışa atılamamış acılıklarla dolu." - Adalet Ağaoğlu