Felsefenin Ortaya Çıkışında Dünya Uygarlıklarıyla İlişkisi Nedir?

Faruk

Harbi Üye
Forum Üyesi
Katılım
19 Mart 2019
Mesajlar
8,734
Tepkime puanı
28
Konum
Diyarbakır
Cinsiyet
  1. Bay
Takım
Galatasaray
5EYarx.jpg


Felsefenin Ortaya Çıkışında Dünya Uygarlıklarıyla İlişkisi Nedir?

Ticaretle uğraşan, bu çerçeve içinde Akdeniz’i bir baştan diğerine kateden Yunanlıların meydana getirmiş oldukları pek çok şeyde, kültürel açıdan gerçekleştirmiş oldukları hemen bütün başarılarda, ana unsurları başka kültürlerden aldıklarını kabul etmek doğru olur. Gerçekten de onlar Fenikelilerden alfabenin yanı sıra, belli bir teknolojik birikim ve bazı dini düşünceler almışlardı. Mısır’dan, başkaca şeyler yanında, Yunan mimarisinin ana unsurlarını ve geometriyi getirmişlerdi. Babil’den ise astronomi ve matematik öğrendiler, birtakım dini düşünceler aldılar. Yunan hiçbir şekilde bir mucize değildi; o, tarihin vücut verdiği hoş bir tesadüf ve komşularla daha önceki kültürlerden alınan değerli derslerin bir ürünüydü.

Yunanlıların bu kültürlenme sürecinin bir parçası olarak, Mısır tanrısı Osiris, Yunan’da bir Tanrı ya da yarı-tanrı diye bilinen Dionyssos olup çıkmıştı. Nitekim MÖ 6. yüzyılda Dionyssos’un oldukça kuvvetli gizler kültü Yunanistan’ın neredeyse tamamına yayılmıştı. Söz konusu Orpheusçu gizlere göre, dünyayı Titanlar yönetmekteydi. Bu Titanlar, tanrıların kralı ve Dionyssos’un babası olan Zeus’u doğuran Gaia’dan, yani yerden çıkmışlardı. Dionyssos Titanlarca öldürüldükten sonra, Zeus da bunun karşılığında Titanları öldürdü. İnsanlar, Yunan mitolojisine göre, işte onların küllerinden doğdular. Başka bir deyişle, insan doğası kısmen doğal, kısmen de ilahi bir yapıdaydı. Yunanlılar bunu, başkaca şeyler yanında, insan varlıklarının ebedi bir hayata sahip oldukları anlamına gelecek şekilde yorumladılar. Bu, hayatın kısa, kaba ve ilkel olduğu bir dünyada, kesinlikle çok olumlu karşılanan birdüşünce oldu.

Yunan felsefesi, işte bu koşullarda mitoloji, mistisizm, matematik ve dünyada bir şeylerin iyi gitmediği algısının böyle bir birleşiminden doğmuştu. İlk Yunanlı filozoflar kendilerini birçok yönden zorlu koşullar altında buldular. Kültürlerinin oldukça zengin ve yaratıcı bir kültür haline gelmekte olduğunun fakat bir yandan da kıskanç ve kendileriyle rekabet halindeki kültürler tarafından kuşatıldığının farkındaydılar. Böyle büyük ve önemli kültürlerin aniden istila edilmeleri ve bilinen dünyadan tamamen silinmeleri, pek de alışılmadık bir şey değildi. Savaşın yok edemediğini, doğanın tahrip ettiği de oluyordu. Vebanın kentleri adeta sessiz ordular gibi silip süpürdüğü çok olmuştu. Öngörülemeyen, öngörülemediği için çoğunlukla trajik bir yapıkazanan hayatın, her şeye rağmen çok değerli olduğu kavranmıştı. İnsanın üzerinde hemen hiçbir kontrolünün olmadığı bir dünyada, kaderkavramı doğallıkla çok önemli bir rol oynamıştır. Fakat Homeros’un zamanında Yunanlıların kaderi tanrılarla tanrıçaların keyfi kararlarına bağladıkları yerde, 6. yüzyılın filozofları şeylerin gerisindeki kalıcı bir düzene, onları anlaşılır hale getirecek istikrarlı bir temele yöneldiler. Tanrıların kaprisleri ve keyfi kararları yerine, birtakım ilkelerin olması gerekiyordu.

KAYNAK: FELSEFE TARİHİ KİTABI



 

chucky

Forum Üyesi
Katılım
23 Eylül 2021
Mesajlar
359
Tepkime puanı
0
Takım
AntalyaSpor
Güzel bilgiler için teşekkürler
 
İçerik sağlayıcı "paylaşım" sitelerinden biri olan Harbimekan.Com Forum, Eğlence ve Güncel Paylaşım Platformu Adresimizde 5651 Sayılı Kanun’un 8. Maddesine ve T.C.K’nın 125. Maddesine göre TÜM ÜYELERİMİZ yaptıkları paylaşımlardan sorumludur. Harbimekan.Com sitesindeki konular yada mesajlar hakkında yapılacak tüm hukuksal Şikayetler için info@harbimekan.com yada iletişim sayfası üzerinden iletişime geçilmesi halinde ilgili kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 3 Gün (72 Saat) içerisinde Forum yönetimi olarak tarafımızdan gereken işlemler yapılacaktır.

Bu Site, Bilim ve Sağlık Haber Ajansı Üyesidir.

Yığıntı - 8kez - kaynak mağazam - Uğur Ağdaş