Özellikle internetin hayatımızın her noktasına girişiyle beraber, bir kavram da hayatımıza girmiş oldu:
Komplo Teorileri
Şuan için doğruluğu ispatlamasa da, doğru olduğuna dair şahit ve bazı görsel / yazılı deliller ile gerçekliğinin ispatına çalışılan binlerce komplo teorisi var hayatımızda.
Kimisi belki de doğru. Sadece, dünya insanları bu bilgileri öğrenmeye henüz hazır değil.
Kimisi ise, tamamen hayal ürünü.
İşte böyle bir ortamda, insanların “ WhatsApp kullanıcı bilgilerini sattı mı?” diye bir sorunun aklımıza gelmesi de gayet normal ve sıradan bir olay.
Peki, aslı var mı?
Bu sorunun yanıtından önce, WhatsApp hangi bilgilerimizi topluyor? sorusuna göz atmak lazım.
Şunu önemle hatırlatmakta fayda var ki; bilgilerimiz toplanmıyor.
( En azından, kendi veritabanlarında bir numara datası var evet. Fakat direkt satış amacıyla elde edilen bir veri değil.)Sadece, tarafımızdan kullanılmasına izin veriyoruz. Şuan telefonumuzda kullanmakta olduğumuz her uygulama, fiziki cihaz özellikleri dâhil birçok mobil işletim sistemi alanına erişimde izin istiyor. Örneğin; resim galerimize ulaşım izni, telefon kamera ve kulaklığına erişim izni, depolama alanını kullanım izni vs… gibi.
Bu izinler, uygulamaların çalışabilmesi için gerek duyulan teknik özellik ve yapı gereksinimleridir. İstenilen izinlerin bir kısmına ya da tamamına ret işlemi uyguladığımızda, göreceksiniz ki indirilen uygulamanın hiçbir işlevi kalmıyor. Veya aksaklıklar yaşanıyor.
O yüzden, teknik açıdan gerekli bu izinleri vererek; kişisel verilerimizden özel görüşmelerimize ve yazışmalarımıza, resimlerimizden sms mesajlarımıza kadar erişim iznini vermemiz bir zorunluluk halini alıyor. Bunları art niyetli kullanan uygulamalarda mevcut elbette.
( Google Play gibi uygulama indirme platformları, kullanıcı geri dönüşlerine ve teknik incelemelerine göre; zararlı olduğu anlaşılan binlerce uygulamayı her gün platformlardan silmektedir.)
WhatsApp’ın da düzenli ve stabil bir performansta çalışabilmesi için, işletim sistemi uyumundan kullanıcı izinlerine kadar birçok prosedürü ihtiyacı var. Bu teknik ve yazılımsal gereksinimlerin dışında, şirket politikası olarak “ Kullanıcı Verileri Paylaşımı” WhatsApp tarafından bildirilmiş bir durum.
Fakat bu kullanıcı verileri paylaşılmaması direkt yolla satılarak ( maddi kazanç elde etmek kaydıyla ) yapılmamasını kapsıyor.
Yani, direkt olarak başta kullanıcıların telefon numaralarını, 3. kişi ve kuruluşlara satmıyor.
Peki, ne yapıyor?
Biliyorsunuz ki, 2014 senesinde Facebook tarafından satın alınan WhatsApp geçtiğimiz aylarda kullanıcı telefon verilerinin Facebook ile paylaşılacağını duyurdu. Bu duyuruya bakacak olursak, grup şirketler içi veri transferi olarak görebiliriz. Zira artık WhatsApp – Facebook’un satın aldığı bir uygulama ve şirket olarak faaliyetlerini sürdürüyor.
Bunun yanı sıra, başta dijital reklam ve pazarlama amacı taşıyan bölgesel ve global teknoloji ve diğer sektör firmalarının, stratejilerini şekillendirecek veri analizleri de yaptığı biliniyor. Direkt bilgi paylaşımı yerine, rapor ve analiz paylaşımı yaptığı söylenebilir. Bu da aslında, bir anlamda kullanıcı bilgilerini satıyor anlamına geliyor.
Fakat buradaki kullanıcı bilgileri tamamen sizin ziyaret tercihleri, satın alma tercihleri, sosyal ve kültürel aktivite tercihleri, ürün tercihleri, fiyat ve kalite tercihleri gibi onlarca kategorideki “ karakteristik “ bilgileriniz olarak düşünülmelidir.
Satıldığın nerden farkına varırsınız?
Bu farkındalığı sadece WhatsApp’a yüklemek hem yanlış hem haksızlık olur. Zira Google başta olmak üzere, şuan mobil cihazlarda kurulu olan tüm uygulama sahibi olan şirketler, farklı yöntemlerle bu tercih bilgilerinize ulaşabiliyor ve işleyerek analiz edebiliyor.
Şöyle ki; az evvel İnstagram’da gezinirken karşınıza çıkan kışlık botu biraz incelediniz ve sonra fiyatı biraz pahalı geldiğinden o sayfayı ya da hesabı kapattınız. O arada, farklı bir sosyal medya hesabınıza girdiniz. Mesela Facebook. Sponsor Bağlantılar ya da Yan Reklam Bandı diye belirtilen reklam ve pazarlama maksatlı alanlarda, az evvel incelediğiniz bot veya benzerlerini görmeye başladınız.
İşte bu tercih bilgilerinizin her uygulama tarafından işlendiği ya da “ satıldığı “ anlamına geliyor.
Biraz karışık gelebilir size, fakat en basit tabirle bu işin açıklaması budur. Yani, direkt olarak kişisel verileriniz değil – kişisel verilerinizden daha değerli olan – tercih bilgileriniz işleniyor ve depolanıyor.
Komplo Teorileri
Şuan için doğruluğu ispatlamasa da, doğru olduğuna dair şahit ve bazı görsel / yazılı deliller ile gerçekliğinin ispatına çalışılan binlerce komplo teorisi var hayatımızda.
Kimisi belki de doğru. Sadece, dünya insanları bu bilgileri öğrenmeye henüz hazır değil.
Kimisi ise, tamamen hayal ürünü.
İşte böyle bir ortamda, insanların “ WhatsApp kullanıcı bilgilerini sattı mı?” diye bir sorunun aklımıza gelmesi de gayet normal ve sıradan bir olay.
Peki, aslı var mı?
Bu sorunun yanıtından önce, WhatsApp hangi bilgilerimizi topluyor? sorusuna göz atmak lazım.
Şunu önemle hatırlatmakta fayda var ki; bilgilerimiz toplanmıyor.
( En azından, kendi veritabanlarında bir numara datası var evet. Fakat direkt satış amacıyla elde edilen bir veri değil.)Sadece, tarafımızdan kullanılmasına izin veriyoruz. Şuan telefonumuzda kullanmakta olduğumuz her uygulama, fiziki cihaz özellikleri dâhil birçok mobil işletim sistemi alanına erişimde izin istiyor. Örneğin; resim galerimize ulaşım izni, telefon kamera ve kulaklığına erişim izni, depolama alanını kullanım izni vs… gibi.
Bu izinler, uygulamaların çalışabilmesi için gerek duyulan teknik özellik ve yapı gereksinimleridir. İstenilen izinlerin bir kısmına ya da tamamına ret işlemi uyguladığımızda, göreceksiniz ki indirilen uygulamanın hiçbir işlevi kalmıyor. Veya aksaklıklar yaşanıyor.
O yüzden, teknik açıdan gerekli bu izinleri vererek; kişisel verilerimizden özel görüşmelerimize ve yazışmalarımıza, resimlerimizden sms mesajlarımıza kadar erişim iznini vermemiz bir zorunluluk halini alıyor. Bunları art niyetli kullanan uygulamalarda mevcut elbette.
( Google Play gibi uygulama indirme platformları, kullanıcı geri dönüşlerine ve teknik incelemelerine göre; zararlı olduğu anlaşılan binlerce uygulamayı her gün platformlardan silmektedir.)
WhatsApp’ın da düzenli ve stabil bir performansta çalışabilmesi için, işletim sistemi uyumundan kullanıcı izinlerine kadar birçok prosedürü ihtiyacı var. Bu teknik ve yazılımsal gereksinimlerin dışında, şirket politikası olarak “ Kullanıcı Verileri Paylaşımı” WhatsApp tarafından bildirilmiş bir durum.
Fakat bu kullanıcı verileri paylaşılmaması direkt yolla satılarak ( maddi kazanç elde etmek kaydıyla ) yapılmamasını kapsıyor.
Yani, direkt olarak başta kullanıcıların telefon numaralarını, 3. kişi ve kuruluşlara satmıyor.
Peki, ne yapıyor?
Biliyorsunuz ki, 2014 senesinde Facebook tarafından satın alınan WhatsApp geçtiğimiz aylarda kullanıcı telefon verilerinin Facebook ile paylaşılacağını duyurdu. Bu duyuruya bakacak olursak, grup şirketler içi veri transferi olarak görebiliriz. Zira artık WhatsApp – Facebook’un satın aldığı bir uygulama ve şirket olarak faaliyetlerini sürdürüyor.
Bunun yanı sıra, başta dijital reklam ve pazarlama amacı taşıyan bölgesel ve global teknoloji ve diğer sektör firmalarının, stratejilerini şekillendirecek veri analizleri de yaptığı biliniyor. Direkt bilgi paylaşımı yerine, rapor ve analiz paylaşımı yaptığı söylenebilir. Bu da aslında, bir anlamda kullanıcı bilgilerini satıyor anlamına geliyor.
Fakat buradaki kullanıcı bilgileri tamamen sizin ziyaret tercihleri, satın alma tercihleri, sosyal ve kültürel aktivite tercihleri, ürün tercihleri, fiyat ve kalite tercihleri gibi onlarca kategorideki “ karakteristik “ bilgileriniz olarak düşünülmelidir.
Satıldığın nerden farkına varırsınız?
Bu farkındalığı sadece WhatsApp’a yüklemek hem yanlış hem haksızlık olur. Zira Google başta olmak üzere, şuan mobil cihazlarda kurulu olan tüm uygulama sahibi olan şirketler, farklı yöntemlerle bu tercih bilgilerinize ulaşabiliyor ve işleyerek analiz edebiliyor.
Şöyle ki; az evvel İnstagram’da gezinirken karşınıza çıkan kışlık botu biraz incelediniz ve sonra fiyatı biraz pahalı geldiğinden o sayfayı ya da hesabı kapattınız. O arada, farklı bir sosyal medya hesabınıza girdiniz. Mesela Facebook. Sponsor Bağlantılar ya da Yan Reklam Bandı diye belirtilen reklam ve pazarlama maksatlı alanlarda, az evvel incelediğiniz bot veya benzerlerini görmeye başladınız.
İşte bu tercih bilgilerinizin her uygulama tarafından işlendiği ya da “ satıldığı “ anlamına geliyor.
Biraz karışık gelebilir size, fakat en basit tabirle bu işin açıklaması budur. Yani, direkt olarak kişisel verileriniz değil – kişisel verilerinizden daha değerli olan – tercih bilgileriniz işleniyor ve depolanıyor.
