
Orta Çağ Felsefesi: İslam Felsefesinde El Kindi'ye Göre Akıl İdraki Nedir?
Kindînin, varlığın hakikatini kavrayan basit [yalın] cevher şeklinde tanımladığı akıl (Kindî, 2002: 185), insan nefsinin en önemli gücü ve işlevi olup duyu algısını aşan cins ve tür gibi tümeller ile önsel (a priori) bilgileri idrak eder.
Duyu algısında nesnelerin zihinde ortaya çıkan bir maddi form veya imajı söz konusu iken, akıl idrakinde böyle bir imajdan söz edilemeyeceğine dikkat çeken filozofa göre akıl, maddi olmayan varlıklar alanına ait bilgileri aracısız ve zorunlu olarak algılar. O bunu söylerken aslında akli bilginin duyu bilgisi gibi sübjektif değil, objektif olduğunu vurgulamak istemiştir.
Kindî, vazgeçilmez bilgi kaynağı olarak gördüğü aklın mâhiyet ve işlevini Akıl Üzerine adlı bağımsız bir eserde irdelemiştir. İnsan aklının, işlevini kendiliğinden mi yoksa dış bir etki sonucunda mı gerçekleştirdiği hususu Aristotelesten itibaren bir tartışma konusu olmuş ve Meşşâî felsefede farklı şekillerde yorumlanmıştır. Aristotelesin özellikle etkin akıl-edilgin akıl ilişkisini ışık ile görme duyusu arasındaki ilişkiye benzetmesi, etkin aklın da ışık kaynağı gibi dışardan etki eden bir şey olduğu yorumlarına sebep olmuştur.
KAYNAK: FELSEFE TARİHİ KİTABI