Müstehcen Bir Yazıt İçeren Mezarda Birden Fazla Kişi Varmış
Bilim insanlarının yeni keşfine göre yaklaşık 3.000 yıl önceye tarihlenen bir Antik Yunan kremasyon mezarı, beklenenden daha kalabalıktı. Mezarda tek bir kişinin -bir çocuğun- yattığı düşünülüyordu fakat mezardaki kemiklere yapılan yeni analiz, mezarda en az üç yetişkinin kalıntılarının yer aldığını ortaya çıkardı.
Kap, İtalyanın Ischia adlı adasındaki Pithecuase Arkeoloji Müzesinde devamlı olarak sergileniyor. C: Wikimedia Commons
Bu, süregelen bir gizemi açıklamaya yardımcı olabilir: bir çocuğun mezarında bulunması anormal olan, üstünde müstehcen bir yazıt yer alan bir kadehin varlığı.
Nestorun Kadehi olarak adlandırılan pişmiş toprak kap, sonunda bu kadehten içen kişinin güzellik ve aşk tanrıçası Aphroditee tutkuyla vurulacağına dair bir vaat bulunan üç satırlık bir övünmeyi barındırıyor. Uzmanlar uzun bir süre boyunca böyle bir mesajın bir çocuk mezarında ne işinin olabileceğini çözmeye çalıştılar; bilim insanlarının yeni çalışmada sundukları son buluntular, bu durumu açıklamaya yardım edebilir.
İtalyadaki Padua Üniversitesi Kültürel Miras Bölümünde doktora sonrası araştırmacı olan, çalışmanın başyazarı Melania Gigante, Çözülmemiş bir vakayı yeniden ele aldığımızı söyleyebiliriz. diyor.
Mezar, İtalyanın Ischia adlı adasında yer alan bir Antik Yunan şehri ve nekropolünün bir parçası. Nekropol MÖ 8. yüzyıla tarihleniyor; arkeologlar burada, 1952 ve 1982 yılları arasında yaklaşık 1.300 adet mezarı kazdılar. Bu mezarlardan biri olan ve Kremasyon 168 olarak tanımlanan mezar; içinde keşfedilen, şarap içmek için kullanılan (Bu amaçla kullanılan kaplara kotyle de deniyor.) ve üstünde bir yazıt olan kap dolayısıyla daha çok Nestorun Kadehinin Mezarı olarak biliniyor. Çalışma yazarlarının 6 Ekimde PLOS One adlı dergide belirttiklerine göre kap, Yunanca yazımın günümüze ulaşan en eski örneklerinden birini barındırıyor.
Homeros, epik Yunan şiiri İlyadada yalnızca sahibi Kahraman Nestor tarafından kaldırılabilecek güzel bir altın kadeh tasvir etmişti. Dönemin efsanelerine göre maceracılar, kadehin derinliklerinden gelen kuvvetlendirici bir içecek içerlerdi. Bununla karşılaştırıldığında Mezar 168de bulunan toprak kap, sıradan bir kadeh gibi görünüyor. Fakat Rhode Islandın Providence adlı şehrinde yer alan Brown Üniversitesi Joukowsky Arkeoloji ve Antik Dünya Enstitüsüne göre kabın üzerindeki yazıt, Nestorun efsanevi kadehini işaret ederek bu durumun aksini gösteriyor.
Yunan alfabesi ile yazılmış üç satırlık metin, kap üzerine Homerosun şiirlerine gönderme olduğu düşünülen altı ayaklı dize -yunan ve latin destanlarında kullanılan bir dize ölçüsü- ile yazılmış. Enstitüye göre metin, şunları söylüyor: Ben Nestorun kadehiyim, benden içmek iyidir. Bu kadehin içindekini tamamen içen kimseyi güzel taçlı Aphroditein aşkı yakalar.
Nestorun Kadehinin Mezarındaki insan kemiği ve diş parçaları. C: PLOS One
Mezarda 195 adet kemik parçası vardı ve araştırmacılar yüzeylerdeki ve iç dokulardaki detayları mikroskopi tekniğini kullanarak incelediler; 175 parçadan kesin sonuçlar elde ettiler. Kemiklerin yalnızca 130unun insan kemiği olduğunu, 45 kemik parçasının ise hayvanlara ait olduğunu tespit ettiler. Bu kemiklerden bazıları muhtemelen koyunlara, diğerleri ise köpeklere ve kuşlara aitti fakat parçalar o kadar ufalanmıştı ki bilim insanları parçaların büyük bir kısmını kesin bir şekilde tanımlayamadılar.
Bilim insanları insan kemiklerine -daha çok kollar ve bacaklara ait büyük kemik parçalarına- baktıklarında kemik dokusu kendini zaman içinde yenilerken ortaya çıkan oluşumları incelediler. Numunelerdeki bu oluşumların yoğunluklarını karşılaştırdıklarında parçaların üç farklı bireye ait olduğunu fark ettiler. Ayrıca kemikler, bu bireylerin büyümelerini tamamlamış yetişkinler olduğunu gösteriyordu; bireylerin kaç yaşında olduklarını ya da birbirleri ile akraba olup olmadıklarını tespit etmek mümkün değilken buluntular, mezarın içinde bir çocuğun yer aldığı ihtimalini saf dışı bıraktı.
Numunelerin çok fazla ufalanmış olması ve ateşin işin içine girmesi maalesef ki daha fazla şey ortaya çıkarmamızı engelliyor. diyor Gigante.
Çalışmaya göre insan ve hayvan kalıntıları benzer yanık izleri gösteriyor; bu, bunların birlikte ya da aynı yöntem kullanılarak yakıldığını gösteriyor. Mezardaki hayvanlar ölüler için sunulan birer yiyecek ya da öbür dünyaya yolculukta birer refakatçi niteliği taşıyor olabilir.
Gigante, Hala Pithekoussai hakkında keşfedilecek ne kadar çok şey olduğuna dair bir başka kanıta ulaşmak beni şaşırtmadı. diyor. Bu çalışma yalnız Nestorun Kadehinin Mezarının değil, aynı zamanda Magna Graecianın (Büyük Yunanistan) şafağındaki gelenekler ve cenaze uygulamalarının da daha eksiksiz yorumlanmasının yalnızca ilk adımını oluşturuyor.
* Live Science
* Alıntıdır.
Bilim insanlarının yeni keşfine göre yaklaşık 3.000 yıl önceye tarihlenen bir Antik Yunan kremasyon mezarı, beklenenden daha kalabalıktı. Mezarda tek bir kişinin -bir çocuğun- yattığı düşünülüyordu fakat mezardaki kemiklere yapılan yeni analiz, mezarda en az üç yetişkinin kalıntılarının yer aldığını ortaya çıkardı.
Kap, İtalyanın Ischia adlı adasındaki Pithecuase Arkeoloji Müzesinde devamlı olarak sergileniyor. C: Wikimedia Commons
Bu, süregelen bir gizemi açıklamaya yardımcı olabilir: bir çocuğun mezarında bulunması anormal olan, üstünde müstehcen bir yazıt yer alan bir kadehin varlığı.
Nestorun Kadehi olarak adlandırılan pişmiş toprak kap, sonunda bu kadehten içen kişinin güzellik ve aşk tanrıçası Aphroditee tutkuyla vurulacağına dair bir vaat bulunan üç satırlık bir övünmeyi barındırıyor. Uzmanlar uzun bir süre boyunca böyle bir mesajın bir çocuk mezarında ne işinin olabileceğini çözmeye çalıştılar; bilim insanlarının yeni çalışmada sundukları son buluntular, bu durumu açıklamaya yardım edebilir.
İtalyadaki Padua Üniversitesi Kültürel Miras Bölümünde doktora sonrası araştırmacı olan, çalışmanın başyazarı Melania Gigante, Çözülmemiş bir vakayı yeniden ele aldığımızı söyleyebiliriz. diyor.
Mezar, İtalyanın Ischia adlı adasında yer alan bir Antik Yunan şehri ve nekropolünün bir parçası. Nekropol MÖ 8. yüzyıla tarihleniyor; arkeologlar burada, 1952 ve 1982 yılları arasında yaklaşık 1.300 adet mezarı kazdılar. Bu mezarlardan biri olan ve Kremasyon 168 olarak tanımlanan mezar; içinde keşfedilen, şarap içmek için kullanılan (Bu amaçla kullanılan kaplara kotyle de deniyor.) ve üstünde bir yazıt olan kap dolayısıyla daha çok Nestorun Kadehinin Mezarı olarak biliniyor. Çalışma yazarlarının 6 Ekimde PLOS One adlı dergide belirttiklerine göre kap, Yunanca yazımın günümüze ulaşan en eski örneklerinden birini barındırıyor.
Homeros, epik Yunan şiiri İlyadada yalnızca sahibi Kahraman Nestor tarafından kaldırılabilecek güzel bir altın kadeh tasvir etmişti. Dönemin efsanelerine göre maceracılar, kadehin derinliklerinden gelen kuvvetlendirici bir içecek içerlerdi. Bununla karşılaştırıldığında Mezar 168de bulunan toprak kap, sıradan bir kadeh gibi görünüyor. Fakat Rhode Islandın Providence adlı şehrinde yer alan Brown Üniversitesi Joukowsky Arkeoloji ve Antik Dünya Enstitüsüne göre kabın üzerindeki yazıt, Nestorun efsanevi kadehini işaret ederek bu durumun aksini gösteriyor.
Yunan alfabesi ile yazılmış üç satırlık metin, kap üzerine Homerosun şiirlerine gönderme olduğu düşünülen altı ayaklı dize -yunan ve latin destanlarında kullanılan bir dize ölçüsü- ile yazılmış. Enstitüye göre metin, şunları söylüyor: Ben Nestorun kadehiyim, benden içmek iyidir. Bu kadehin içindekini tamamen içen kimseyi güzel taçlı Aphroditein aşkı yakalar.
Nestorun Kadehinin Mezarındaki insan kemiği ve diş parçaları. C: PLOS One
Mezarda 195 adet kemik parçası vardı ve araştırmacılar yüzeylerdeki ve iç dokulardaki detayları mikroskopi tekniğini kullanarak incelediler; 175 parçadan kesin sonuçlar elde ettiler. Kemiklerin yalnızca 130unun insan kemiği olduğunu, 45 kemik parçasının ise hayvanlara ait olduğunu tespit ettiler. Bu kemiklerden bazıları muhtemelen koyunlara, diğerleri ise köpeklere ve kuşlara aitti fakat parçalar o kadar ufalanmıştı ki bilim insanları parçaların büyük bir kısmını kesin bir şekilde tanımlayamadılar.
Bilim insanları insan kemiklerine -daha çok kollar ve bacaklara ait büyük kemik parçalarına- baktıklarında kemik dokusu kendini zaman içinde yenilerken ortaya çıkan oluşumları incelediler. Numunelerdeki bu oluşumların yoğunluklarını karşılaştırdıklarında parçaların üç farklı bireye ait olduğunu fark ettiler. Ayrıca kemikler, bu bireylerin büyümelerini tamamlamış yetişkinler olduğunu gösteriyordu; bireylerin kaç yaşında olduklarını ya da birbirleri ile akraba olup olmadıklarını tespit etmek mümkün değilken buluntular, mezarın içinde bir çocuğun yer aldığı ihtimalini saf dışı bıraktı.
Numunelerin çok fazla ufalanmış olması ve ateşin işin içine girmesi maalesef ki daha fazla şey ortaya çıkarmamızı engelliyor. diyor Gigante.
Çalışmaya göre insan ve hayvan kalıntıları benzer yanık izleri gösteriyor; bu, bunların birlikte ya da aynı yöntem kullanılarak yakıldığını gösteriyor. Mezardaki hayvanlar ölüler için sunulan birer yiyecek ya da öbür dünyaya yolculukta birer refakatçi niteliği taşıyor olabilir.
Gigante, Hala Pithekoussai hakkında keşfedilecek ne kadar çok şey olduğuna dair bir başka kanıta ulaşmak beni şaşırtmadı. diyor. Bu çalışma yalnız Nestorun Kadehinin Mezarının değil, aynı zamanda Magna Graecianın (Büyük Yunanistan) şafağındaki gelenekler ve cenaze uygulamalarının da daha eksiksiz yorumlanmasının yalnızca ilk adımını oluşturuyor.
* Live Science
* Alıntıdır.