- Katılım
- 17 Mart 2019
- Mesajlar
- 7,436
- Tepkime puanı
- 9
- Cinsiyet
-
- Bayan
Battle of the Centaurs – Michelangelo (1492)
Sentorlar üzerine, özellikle birçok ünlü kabartmaya konu olmuş efsanelerden biri Sentorlarla Lapithler arasındaki savaştır.
İksion ile Dia’nın oğlu olduğu söylenen Lapithli Peirithoos (kimi yazarlara göre Zeus ile Dia’nın oğludur), kahramanlık ve mucizeleri Yunanistan’ın dört bir tarafında anlatılan Theseus’tan etkilenerek söylendiği kadar cesur olup olmadığını anlamak için onu sınamaya karar verir. Bunun için Peirithoos, Marathon’a kadar gelip Theseus’un sürülerinden birkaçını çalmaya kalkışır. Atina’nın efsanevi kralı Theseus ise peşine düştüğü hırsızı çok geçmeden yakalar. İki savaşçı karşı karşıya gelirler ancak ikisi de birbirleri hakkında anlatılan kahramanlıklardan etkilendikleri için dövüşmekten vazgeçerek, sonsuza dek sürecek olan dostluklarını yaptıkları yeminlerle pekiştirirler.
Bu arada Peirithoos, Hippodameia (Butes ya da Adrastos’un kızı) ile evlilik hazırlıklarına başlamıştır. Düğüne Peleus ve Thetis’in düğününde çıkardığı talihsizlikler yüzünden nifak tanrıçası Eris ile Ares dışındaki tüm Olymposlular davet edilir. Düğüne beklenenden fazla konuk gelince Kral Peirithoos’un kuzenleri olan Sentorlar; Nestor, Kaineus ve diğer Teselyalı prenslerle birlikte sarayın hemen yanında olan ve devasa masaların kurulduğu bir mağarada misafir edilirler.
şaraba alışkın olmayan Sentorlar konuklara ikram edilen içkinin güzel kokusuna dayanamayarak kendilerine ikram edilen bozuk sütü bir kenara bırakırlar ve fıçılardan doldurdukları içkileri içerek çok geçmeden sarhoş olurlar. O kadar sarhoş olurlar ki Sentorlardan biri kendilerini selamlamaya gelen geline doğru koşarak onu saçlarından sürüklemeye, saldırmaya hatta tecavüz etmeye kalkışır.
Diğer Sentorlar da kardeşlerine bakarak yanlarındaki kadın ve çocuklara saldırmaya başlarlar.
Bunun üzerine Peirithoos ile yoldaşı Theseus Sentorlarla savaşarak onları saraydan uzaklaştırmayı başarırlar. Yaşanan bu olay düğüne çağırılmayarak küçük düşürülen Ares ve Eris tarafından intikam almak için gönderildiği düşünülen Sentorlar ile Lapithler arasında uzun yıllar sürecek olan kan davasını da başlatmış olur.
Düğünden zorla kovulmayı kendilerine yediremeyen Sentorlar, daha sonra toplanıp saraya tekrar saldırsa da Theseus tarafından anayurtları Pelion Dağı’ndan çıkartılarak Aithikes’e kadar kaçmak zorunda bırakılırlar. Ancak İksion ile bir bulutun birleşmesinden meydana gelen bu yaratıklar, baba tarafından Peirithoos’un üvey kardeşleri oldukları için babalarının miraslarından kendilerini düşen paylarını almak için Lapith’e saldırmaya devam ederler. Saldırılar sonucu Peirithoos ve adamları önce Elis’deki Pholoe şehrine daha sonra ise Malea’ya göç etmek zorunda kalırlar.
Sentorlar üzerine, özellikle birçok ünlü kabartmaya konu olmuş efsanelerden biri Sentorlarla Lapithler arasındaki savaştır.
İksion ile Dia’nın oğlu olduğu söylenen Lapithli Peirithoos (kimi yazarlara göre Zeus ile Dia’nın oğludur), kahramanlık ve mucizeleri Yunanistan’ın dört bir tarafında anlatılan Theseus’tan etkilenerek söylendiği kadar cesur olup olmadığını anlamak için onu sınamaya karar verir. Bunun için Peirithoos, Marathon’a kadar gelip Theseus’un sürülerinden birkaçını çalmaya kalkışır. Atina’nın efsanevi kralı Theseus ise peşine düştüğü hırsızı çok geçmeden yakalar. İki savaşçı karşı karşıya gelirler ancak ikisi de birbirleri hakkında anlatılan kahramanlıklardan etkilendikleri için dövüşmekten vazgeçerek, sonsuza dek sürecek olan dostluklarını yaptıkları yeminlerle pekiştirirler.
Bu arada Peirithoos, Hippodameia (Butes ya da Adrastos’un kızı) ile evlilik hazırlıklarına başlamıştır. Düğüne Peleus ve Thetis’in düğününde çıkardığı talihsizlikler yüzünden nifak tanrıçası Eris ile Ares dışındaki tüm Olymposlular davet edilir. Düğüne beklenenden fazla konuk gelince Kral Peirithoos’un kuzenleri olan Sentorlar; Nestor, Kaineus ve diğer Teselyalı prenslerle birlikte sarayın hemen yanında olan ve devasa masaların kurulduğu bir mağarada misafir edilirler.
şaraba alışkın olmayan Sentorlar konuklara ikram edilen içkinin güzel kokusuna dayanamayarak kendilerine ikram edilen bozuk sütü bir kenara bırakırlar ve fıçılardan doldurdukları içkileri içerek çok geçmeden sarhoş olurlar. O kadar sarhoş olurlar ki Sentorlardan biri kendilerini selamlamaya gelen geline doğru koşarak onu saçlarından sürüklemeye, saldırmaya hatta tecavüz etmeye kalkışır.
Diğer Sentorlar da kardeşlerine bakarak yanlarındaki kadın ve çocuklara saldırmaya başlarlar.
Bunun üzerine Peirithoos ile yoldaşı Theseus Sentorlarla savaşarak onları saraydan uzaklaştırmayı başarırlar. Yaşanan bu olay düğüne çağırılmayarak küçük düşürülen Ares ve Eris tarafından intikam almak için gönderildiği düşünülen Sentorlar ile Lapithler arasında uzun yıllar sürecek olan kan davasını da başlatmış olur.
Düğünden zorla kovulmayı kendilerine yediremeyen Sentorlar, daha sonra toplanıp saraya tekrar saldırsa da Theseus tarafından anayurtları Pelion Dağı’ndan çıkartılarak Aithikes’e kadar kaçmak zorunda bırakılırlar. Ancak İksion ile bir bulutun birleşmesinden meydana gelen bu yaratıklar, baba tarafından Peirithoos’un üvey kardeşleri oldukları için babalarının miraslarından kendilerini düşen paylarını almak için Lapith’e saldırmaya devam ederler. Saldırılar sonucu Peirithoos ve adamları önce Elis’deki Pholoe şehrine daha sonra ise Malea’ya göç etmek zorunda kalırlar.