- Katılım
- 17 Mart 2019
- Mesajlar
- 7,434
- Tepkime puanı
- 9
- Cinsiyet
-
- Bayan
Taştan aletler, bundan yaklaşık 1.8 milyon yıl önce Fransa'da ilkel insanın bulunduğunu kanıtlamaktadır. Bölgede ilk modern insan 40.000 yıl önce ortaya çıkmıştır. Fransa tarihi için ilk yazılı kayıtlar Demir Çağı'ndan itibaren bulunmaktadır. Günümüzdeki Fransa, Galya olarak bilinen bir Roma İmparatorluğu eyaletinin üstüne kuruludur. Romalı tarihçiler, bölgede, dil farkıyla ayrılan üç büyük etnik grubun varlığını ortaya koymuşlardır: Galyalılar, Akuitanlar ve Belgalar. En büyük ve bölgeye en hakim grup olan Galyalılar, Galyaca konuşan Keltlerdi.
MÖ bin yıllık süre içerisinde, Yunanlar, Romalılar ve Kartacalılar Akdeniz kıyılarında ve civar adalarda koloniler kurmuşlardı. Milattan önce 2. yüzyılın sonlarında Roma İmparatorluğu, Galya'nın güneyini Gallia Narbonensis'in bir vilayeti olarak topraklarına kattıktan sonra, Jül Sezar komutasındaki Roma orduları Galya'nın geri kalanını da MÖ 58-51 yılları arasında yapılan Galya Savaşları'nda fethetmiştir. Bu olay, Galya ve Roma kültürlerini yakınlaştırmış, Galya Roma İmparatorluğu'yla bütünleşmiştir.
Roma İmparatorluğu'nun daha sonraki dönemlerinde Galya, muhacirlikten ve Barbar akınlarından, özellikle de Cermenlerden nasibini almıştır. 5. yüzyıl sonlarında, Frank kralı I. Clovis, Galya'nın büyük bir bölümünü kendi hükümdarlığı altında birleştirmiş ve bölgeyi yüzyıllar boyu sürecek olan Frankların hakimiyetine zemin hazırlamıştır. şarlman'ın döneminde bölgedeki Frank egemenliği doruğa ulaşmıştır. şarlman'ın Karolenj İmparatorluğu'nun batısında doğan ortaçağ Fransa Krallığı, Hugh Capet tarafından 987 yılında kurulan Capet Hanedanlığı himayesinde önem kazanmıştır.
Son gerçek Capet Hanedan ailesi üyesinin 1328'deki vefatı, Valois Hanedanı ve Plantagenet Hanedanı arasında Yüz Yıl Savaşı olarak da bilinen çatışmalara sürükleyen vekalet krizine neden oldu. Resmi olarak savaş, 1337'de VI. Filip'in Akuitan Düklüğü'nü, varis olan; Fransız tahtının Plantagenet talibi, III. Edward'dan alma çabasıyla başladı. II. Jean'ın yakalanması ve fidyeyle serbest bırakılmasını da içeren Plantagenet zaferlerine rağmen, savaşın devamında şans Valois Hanedanı'na gülmeye başladı. Bunun yanında sıradan bir Fransız genç kız olan Jeanne d'Arc Fransız güçlerini İngilizlerin üstüne sürerek kendini ulusal bir kahraman olarak benimsetip bu savaşın önem arzeden figürlerinden biri olmuştur. Savaş, 1453'te Valois zaferiyle sonlanmıştır.
Yüz Yıl Savaşı'nda kazanılan bu zafer, Fransız milliyetçiliğini yüceltmiş ve Fransız monarşisini güçlendirmiştir. Ancien Régime olarak bilinen dönemde, Fransa merkezi bir Mutlak monarşi ile yönetilmeye başlanmıştır. Sonraki yüzyıllarda, Fransa Rönesans ve Reform hareketlerine sahne olmuştur. Fransız Din Savaşı'nın en can alıcı noktasında, Fransa son Valois kralı olan III. Henri'nin rakip fraksiyonlar olan Bourbon Hanedanı ve Guise Hanedanı ile savaşmaya başlamasıyla yeni bir veraset krizinin içine düştü. IV. Henri, Navarre Kralı, Bourbon ailesinin veliahtı, çatışmada üstün gelmiş ve Fransız Bourbon Hanedanlığı'nı güçlendirmiştir. 16. yüzyılda gelişen bir Fransız Sömürge İmparatorluğu kurulmuştu. Fransa'nın politik gücü, Versailles Sarayı'nın da yapım emrini veren, "Güneş Kral" XIV. Louis'nin hükümdarlığı döneminde doruk noktasına ulaşmıştır.
18. yüzyıl sonlarında monarşi ve ona bağlı kurumlar, Fransız Devrimi ile devrilmiş ve kabul görmemeye başlamıştır. Napolyon Bonapart tarafından Birinci Fransa İmparatorluğu ilan edilene kadar ülke bir süre Birinci Fransa Cumhuriyeti olarak yönetilmiştir. Napolyon'un Napolyon Savaşları ile bozguna uğratılmasından sonra, Fransa çeşitli rejim değişikliklerine gitmiştir; monarşi olarak yönetilmiş, daha sonra İkinci Fransa Cumhuriyeti, İkinci Fransa İmparatorluğu olmuş ve devamında daha uzun ömürlü bir Üçüncü Fransa Cumhuriyeti'nin 1870'te kurulması birbirini izlemiştir.
Fransa, I. Dünya Savaşı'nda Üçlü İtilaf'ta yer almış; Birleşik Krallık, Rusya, İtalya, Japonya, Birleşik Devletler ve bazı küçük müttefik devletler birlikte Almanya ve İttifak Devletleri'ne karşı savaşmıştır.
Fransa, II. Dünya Savaşı'nda Müttefik Devletler arasında yer almasına rağmen, 1940 yılında Nazi Almanyası tarafından ele geçirilmiştir. Üçüncü Cumhuriyet tasfiye edilmiş, ülkenin büyük bir kısmı Mihver Devletleri tarafından kontrol altına alınmış, ülkenin güneyi işbirlikçi Vichy Hükümeti'ne bırakılmıştı. 1944'te kurulan Özgür Fransa'nın ardından Dördüncü Fransa Cumhuriyeti kurulmuş, ancak on beş yıldan az bir süre mevcudiyetini sürdürebilmiştir. 1958'de yaşanan Cezayir Krizi ile birlikte Dördüncü Fransa Cumhuriyeti çökmüş ve Charles de Gaulle önderliğinde Beşinci Fransa Cumhuriyeti kurulmuştur. 1960'lardaki Dekolonizasyon hareketiyle birlikte çoğu Fransız Koloni İmparatorluğu bağımsız hale gelmiş, daha küçük bölgeler ise denizaşırı eyaletler ve Denizaşırı kolektiviteler haline gelmişlerdir. II. Dünya Savaşı'ndan beri Fransa, BM Güvenlik Konseyi'nin ve NATO'nun kalıcı üyesidir. 1945'ten sonraki birleşmede hareketinde merkez bi rol oynamış ve Avrupa Birliği'nin oluşumuna katkıda bulunmuştur. Ekonomik büyümedeki yavaşlık ve etnik azınlıklarla yaşanılan sorunlara rağmen, 21. yüzyıldaki güçlü ekonomik, kültürel, askeri ve politik önemini korumaktadır.
Tarihöncesi
1968'de Chilhac ve 2009'da Lézignon-la-Cèbe'de bulunan taştan aletler bundan yaklaşık 1,8 milyon yıl önce ilkel insanın bölgede bulunduğunu kanıtlamaktadır.
Avrupa'da Neandertaller MÖ 400.000 yılından itibaren varlık göstermiş, ancak muhtemelen bir soğuk hava döneminde modern insanla yaşadıkları rekabet sonucu soyları bundan 30.000 yıl önce tükenmiştir. İlk modern insanlar - Homo Sapiens- Avrupa'ya 43.000 yıl önce girmiştir (Üst Paleolitik Dönem).[3] Lascaux ve Gargas'taki (Hautes-Pyrénées'deki Gargas) mağara resimleri ve Karnak Taşları bölgedeki tarih öncesi dönemlerin kalıntılarıdır.
Antik dönem
MÖ 600 yılında Phokaialı İyonyalı Yunanlar, Akdeniz kıyısında günümüzde Marsilya olan Massalia kolonisini kurarak aynı zamanda Fransa'nın en eski şehrinin de temelini atmış oldular. Aynı tarihlerde, bazı Kelt kabileleri de Fransa'nın doğu bölgelerini(Germania Superior) kontrol altına almaktaydı ancak bu işgal Fransa'nın geri kalanına yalnızca MÖ 5. ve 3. yüzyıllarda yayılmıştır
Galya
Günümüzdeki Fransa'nın büyük bir kısmını, Belçika'yı, kuzeybatı Almanya'yı ve kuzey İtalya'yı kaplayan Galya, Sen Nehri ve Garonne Nehri arasında, Romalılar tarafından Galyalı sayılan ve Galya dilini akıcı olarak konuşamayan birçok Kelt ve Belga'yı barındırmaktaydı. Aşağı Garonne'da insanlar Lucetia'nın kuzeyinde konuşulan ve bir Belçika Dili olan Baskça'yla bağlantılı, antik dil Akuitan dilini konuşmaktaydı. Keltler, Lutetia Parisiorum (Paris) ve Burdigala (Bordeaux) şehirlerini, Akuitanlar ise Toulouse (Toulouse) şehirlerini kurmuşlardır.
Roma yerleşimlerinden çok önce, Yunan seyrüsefercileri daha sonra Provence olacak bölgeye yerleşmişti. Phokaialılar ise onları Kelt ve Ligurianlılarla komşu ederek çatışmalarına neden olacak, Massalia ve Nikaia (Nice) gibi önemli şehirler kurmuşlardı. Pytheas gibi bazı çok önemli Phokaia coğrafya araştırmacıları Marsilya'da doğmuştur. Keltler, Almanlar ve Akuitanlarla sık sık savaşmış, daha sonra da Brennus'un komuta ettiği bir birlikle Roma'yı istila etmişlerdir(Allia Muharebesi'nin devamında MÖ 393 veya 388 yıllarında).
Ancak Galya'nın kabile yapısı, merkezileşen Roma devletinin ona karşı koymasını engelleyecek kadar hızlı gelişememiştir. MÖ 3.yüzyılda Galya'nın kabile ittifakı, Romalılar tarafından Sentinum ve Telamon'da mağlup edilmiştir. MÖ 3.yüzyıl başında Belgalar, Gournay-sur-Aronde ve Ribemont-sur-Ancre yakınlarındaki Armoricani'yle yapılan bir savaşın ardından, tapınakların bulunduğu Somme çevresindeki bölgeleri ele geçirmiştir.
Kartacalı kumandan Hannibal Barca, Cannae'da savaşırken kendi safında savaştırmak için Galyalı askerler satın almıştır. Bu Galya katılımı, MÖ 122'de Roma'nın Provence'ı topraklarına katmasına sebep olmuştur. Daha sonra Roma konsulü -Jül Sezar- tüm Galya'yı işgal etmiştir. Vercingetorix tarafından yürütülen protestolara rağmen Galyalılar Roma saldırılarına dayanamamıştır. Galyalılar, başlarda Gergovia'da başarılı olmuşlar ancak daha sonra MÖ 52'de Alesia'da yenilgiye uğramışlardır. Romalılar; Lugdunum (Lyon)ve Narbonensis (Narbonne) gibi şehirleri kurmuş böylece Cularo'nun var olmasını sağlayan Lucius Munatius Plancus ile Marcus Tullius Cicero'nun mektuplaşmalarına olanak yaratmıştır.
I. Dünya Savaşı
1911-1914 yılları boyunca iç problemlerle uğraşan Fransa, askerlik hizmetini sosyalistlerin güçlü itirazlarına rağmen üç yıla çıkartsa da dış ilişkilere gereken önemi vermiyordu, 1914 yılında hızla tırmanan Balkan krizi Fransayı hazırlıksız yakaladı ve birinci dünya savaşında küçük bir rol oynamasına neden oldu.
MÖ bin yıllık süre içerisinde, Yunanlar, Romalılar ve Kartacalılar Akdeniz kıyılarında ve civar adalarda koloniler kurmuşlardı. Milattan önce 2. yüzyılın sonlarında Roma İmparatorluğu, Galya'nın güneyini Gallia Narbonensis'in bir vilayeti olarak topraklarına kattıktan sonra, Jül Sezar komutasındaki Roma orduları Galya'nın geri kalanını da MÖ 58-51 yılları arasında yapılan Galya Savaşları'nda fethetmiştir. Bu olay, Galya ve Roma kültürlerini yakınlaştırmış, Galya Roma İmparatorluğu'yla bütünleşmiştir.
Roma İmparatorluğu'nun daha sonraki dönemlerinde Galya, muhacirlikten ve Barbar akınlarından, özellikle de Cermenlerden nasibini almıştır. 5. yüzyıl sonlarında, Frank kralı I. Clovis, Galya'nın büyük bir bölümünü kendi hükümdarlığı altında birleştirmiş ve bölgeyi yüzyıllar boyu sürecek olan Frankların hakimiyetine zemin hazırlamıştır. şarlman'ın döneminde bölgedeki Frank egemenliği doruğa ulaşmıştır. şarlman'ın Karolenj İmparatorluğu'nun batısında doğan ortaçağ Fransa Krallığı, Hugh Capet tarafından 987 yılında kurulan Capet Hanedanlığı himayesinde önem kazanmıştır.
Son gerçek Capet Hanedan ailesi üyesinin 1328'deki vefatı, Valois Hanedanı ve Plantagenet Hanedanı arasında Yüz Yıl Savaşı olarak da bilinen çatışmalara sürükleyen vekalet krizine neden oldu. Resmi olarak savaş, 1337'de VI. Filip'in Akuitan Düklüğü'nü, varis olan; Fransız tahtının Plantagenet talibi, III. Edward'dan alma çabasıyla başladı. II. Jean'ın yakalanması ve fidyeyle serbest bırakılmasını da içeren Plantagenet zaferlerine rağmen, savaşın devamında şans Valois Hanedanı'na gülmeye başladı. Bunun yanında sıradan bir Fransız genç kız olan Jeanne d'Arc Fransız güçlerini İngilizlerin üstüne sürerek kendini ulusal bir kahraman olarak benimsetip bu savaşın önem arzeden figürlerinden biri olmuştur. Savaş, 1453'te Valois zaferiyle sonlanmıştır.
Yüz Yıl Savaşı'nda kazanılan bu zafer, Fransız milliyetçiliğini yüceltmiş ve Fransız monarşisini güçlendirmiştir. Ancien Régime olarak bilinen dönemde, Fransa merkezi bir Mutlak monarşi ile yönetilmeye başlanmıştır. Sonraki yüzyıllarda, Fransa Rönesans ve Reform hareketlerine sahne olmuştur. Fransız Din Savaşı'nın en can alıcı noktasında, Fransa son Valois kralı olan III. Henri'nin rakip fraksiyonlar olan Bourbon Hanedanı ve Guise Hanedanı ile savaşmaya başlamasıyla yeni bir veraset krizinin içine düştü. IV. Henri, Navarre Kralı, Bourbon ailesinin veliahtı, çatışmada üstün gelmiş ve Fransız Bourbon Hanedanlığı'nı güçlendirmiştir. 16. yüzyılda gelişen bir Fransız Sömürge İmparatorluğu kurulmuştu. Fransa'nın politik gücü, Versailles Sarayı'nın da yapım emrini veren, "Güneş Kral" XIV. Louis'nin hükümdarlığı döneminde doruk noktasına ulaşmıştır.
18. yüzyıl sonlarında monarşi ve ona bağlı kurumlar, Fransız Devrimi ile devrilmiş ve kabul görmemeye başlamıştır. Napolyon Bonapart tarafından Birinci Fransa İmparatorluğu ilan edilene kadar ülke bir süre Birinci Fransa Cumhuriyeti olarak yönetilmiştir. Napolyon'un Napolyon Savaşları ile bozguna uğratılmasından sonra, Fransa çeşitli rejim değişikliklerine gitmiştir; monarşi olarak yönetilmiş, daha sonra İkinci Fransa Cumhuriyeti, İkinci Fransa İmparatorluğu olmuş ve devamında daha uzun ömürlü bir Üçüncü Fransa Cumhuriyeti'nin 1870'te kurulması birbirini izlemiştir.
Fransa, I. Dünya Savaşı'nda Üçlü İtilaf'ta yer almış; Birleşik Krallık, Rusya, İtalya, Japonya, Birleşik Devletler ve bazı küçük müttefik devletler birlikte Almanya ve İttifak Devletleri'ne karşı savaşmıştır.
Fransa, II. Dünya Savaşı'nda Müttefik Devletler arasında yer almasına rağmen, 1940 yılında Nazi Almanyası tarafından ele geçirilmiştir. Üçüncü Cumhuriyet tasfiye edilmiş, ülkenin büyük bir kısmı Mihver Devletleri tarafından kontrol altına alınmış, ülkenin güneyi işbirlikçi Vichy Hükümeti'ne bırakılmıştı. 1944'te kurulan Özgür Fransa'nın ardından Dördüncü Fransa Cumhuriyeti kurulmuş, ancak on beş yıldan az bir süre mevcudiyetini sürdürebilmiştir. 1958'de yaşanan Cezayir Krizi ile birlikte Dördüncü Fransa Cumhuriyeti çökmüş ve Charles de Gaulle önderliğinde Beşinci Fransa Cumhuriyeti kurulmuştur. 1960'lardaki Dekolonizasyon hareketiyle birlikte çoğu Fransız Koloni İmparatorluğu bağımsız hale gelmiş, daha küçük bölgeler ise denizaşırı eyaletler ve Denizaşırı kolektiviteler haline gelmişlerdir. II. Dünya Savaşı'ndan beri Fransa, BM Güvenlik Konseyi'nin ve NATO'nun kalıcı üyesidir. 1945'ten sonraki birleşmede hareketinde merkez bi rol oynamış ve Avrupa Birliği'nin oluşumuna katkıda bulunmuştur. Ekonomik büyümedeki yavaşlık ve etnik azınlıklarla yaşanılan sorunlara rağmen, 21. yüzyıldaki güçlü ekonomik, kültürel, askeri ve politik önemini korumaktadır.
Tarihöncesi
1968'de Chilhac ve 2009'da Lézignon-la-Cèbe'de bulunan taştan aletler bundan yaklaşık 1,8 milyon yıl önce ilkel insanın bölgede bulunduğunu kanıtlamaktadır.
Avrupa'da Neandertaller MÖ 400.000 yılından itibaren varlık göstermiş, ancak muhtemelen bir soğuk hava döneminde modern insanla yaşadıkları rekabet sonucu soyları bundan 30.000 yıl önce tükenmiştir. İlk modern insanlar - Homo Sapiens- Avrupa'ya 43.000 yıl önce girmiştir (Üst Paleolitik Dönem).[3] Lascaux ve Gargas'taki (Hautes-Pyrénées'deki Gargas) mağara resimleri ve Karnak Taşları bölgedeki tarih öncesi dönemlerin kalıntılarıdır.
Antik dönem
MÖ 600 yılında Phokaialı İyonyalı Yunanlar, Akdeniz kıyısında günümüzde Marsilya olan Massalia kolonisini kurarak aynı zamanda Fransa'nın en eski şehrinin de temelini atmış oldular. Aynı tarihlerde, bazı Kelt kabileleri de Fransa'nın doğu bölgelerini(Germania Superior) kontrol altına almaktaydı ancak bu işgal Fransa'nın geri kalanına yalnızca MÖ 5. ve 3. yüzyıllarda yayılmıştır
Galya
Günümüzdeki Fransa'nın büyük bir kısmını, Belçika'yı, kuzeybatı Almanya'yı ve kuzey İtalya'yı kaplayan Galya, Sen Nehri ve Garonne Nehri arasında, Romalılar tarafından Galyalı sayılan ve Galya dilini akıcı olarak konuşamayan birçok Kelt ve Belga'yı barındırmaktaydı. Aşağı Garonne'da insanlar Lucetia'nın kuzeyinde konuşulan ve bir Belçika Dili olan Baskça'yla bağlantılı, antik dil Akuitan dilini konuşmaktaydı. Keltler, Lutetia Parisiorum (Paris) ve Burdigala (Bordeaux) şehirlerini, Akuitanlar ise Toulouse (Toulouse) şehirlerini kurmuşlardır.
Roma yerleşimlerinden çok önce, Yunan seyrüsefercileri daha sonra Provence olacak bölgeye yerleşmişti. Phokaialılar ise onları Kelt ve Ligurianlılarla komşu ederek çatışmalarına neden olacak, Massalia ve Nikaia (Nice) gibi önemli şehirler kurmuşlardı. Pytheas gibi bazı çok önemli Phokaia coğrafya araştırmacıları Marsilya'da doğmuştur. Keltler, Almanlar ve Akuitanlarla sık sık savaşmış, daha sonra da Brennus'un komuta ettiği bir birlikle Roma'yı istila etmişlerdir(Allia Muharebesi'nin devamında MÖ 393 veya 388 yıllarında).
Ancak Galya'nın kabile yapısı, merkezileşen Roma devletinin ona karşı koymasını engelleyecek kadar hızlı gelişememiştir. MÖ 3.yüzyılda Galya'nın kabile ittifakı, Romalılar tarafından Sentinum ve Telamon'da mağlup edilmiştir. MÖ 3.yüzyıl başında Belgalar, Gournay-sur-Aronde ve Ribemont-sur-Ancre yakınlarındaki Armoricani'yle yapılan bir savaşın ardından, tapınakların bulunduğu Somme çevresindeki bölgeleri ele geçirmiştir.
Kartacalı kumandan Hannibal Barca, Cannae'da savaşırken kendi safında savaştırmak için Galyalı askerler satın almıştır. Bu Galya katılımı, MÖ 122'de Roma'nın Provence'ı topraklarına katmasına sebep olmuştur. Daha sonra Roma konsulü -Jül Sezar- tüm Galya'yı işgal etmiştir. Vercingetorix tarafından yürütülen protestolara rağmen Galyalılar Roma saldırılarına dayanamamıştır. Galyalılar, başlarda Gergovia'da başarılı olmuşlar ancak daha sonra MÖ 52'de Alesia'da yenilgiye uğramışlardır. Romalılar; Lugdunum (Lyon)ve Narbonensis (Narbonne) gibi şehirleri kurmuş böylece Cularo'nun var olmasını sağlayan Lucius Munatius Plancus ile Marcus Tullius Cicero'nun mektuplaşmalarına olanak yaratmıştır.
I. Dünya Savaşı
1911-1914 yılları boyunca iç problemlerle uğraşan Fransa, askerlik hizmetini sosyalistlerin güçlü itirazlarına rağmen üç yıla çıkartsa da dış ilişkilere gereken önemi vermiyordu, 1914 yılında hızla tırmanan Balkan krizi Fransayı hazırlıksız yakaladı ve birinci dünya savaşında küçük bir rol oynamasına neden oldu.