- Katılım
- 19 Mart 2019
- Mesajlar
- 8,750
- Tepkime puanı
- 45
- Konum
- Diyarbakır
- Cinsiyet
-
- Bay
- Takım
- Galatasaray

Bilim Felsefesinde Modern Bilim Anlayışı Nedir? Ne Değildir?
Bilim felsefesinde 19. yüzyıldan sonra da bilimsel verileri toplayarak varlık dünyası hakkında genel bir açıklama yapma çabasına giren felsefe, şimdi bilime yaklaşmaya çalışmaktadır. Einstein, Max Born, Niels Bohr, Heisenberg, Schrödinger, J. Monad gibi son yüzyılın tanınmış bilim adamları, kendi alanlarında felsefi kitaplar yazmışlardır.
Bacon‘ın tümevarım, Galile‘nin deney ve matematik yöntemlerini kullanan bilim, 18 ve 19. yüzyıllarda büyük başarılar elde etmiştir. Newtoncu pozitivist bilim görüşü bilimin dışarıdaki nesnel olguyu tam olarak yansıttığın söylemektedir; ancak 19. yüzyılın sonu ve 20. yüzyılın başlarındaki kuvantonlar alanındaki buluşlar ve Einstein’ın relativite teorisi, pozitivist bilim görüşünü sarsmaya başlamıştır.
Bilim, dış olguların doğru bir tasviri olmayabilirdi. Varlık dünyasına yüklediğimiz kavramlar doğru olmayabilirdi. Üç boyutlu zaman yerine dört boyutlu zaman, düzlem geometrisi yerine eğri geometriler, modern fizikte elektronun dalga olarak mı tanecik olarak mı alınacağı şeklinde birçok soru çıktı. Tümevarım yöntemine uymayan ve araştırılması gereken birçok fiziksel olgu vardı.
Değişmez, evrensel bilgiler sistemi olarak savunulan bilime, değişme fikri geldi. Peirce: “Bilim değiştiği için bilimdir.” dedi. Bilimcilerin fikri de yanlış olabilirdi. Bacon‘ın: “Soruları doğaya sorup geçerli olmadıkları taktirde fikrimizi değiştirmeye hazır olmalıyız.” ilkesi gündeme geldi.
Bilim, dünyanın yapısının içinde var olan yasaları mı ortaya koyuyordu, yoksa insan kendi kafasındaki yasaları mı dünyaya yansıtıyordu? Kişi kendi zihnine uygun (Öznel) açıklamalar yaptığı zaman nesnelliğin ters görünüşleri ile, tam nesnelliğe uygun açıklamalar tutarlı giderken buraya uymayan gerçek kümeleriyle karşılaşıyordu.
Bilim, dünyanın yapısının içinde var olan yasaları mı ortaya koyuyordu, yoksa insan kendi kafasındaki yasaları mı dünyaya yansıtıyordu? Kişi kendi zihnine uygun (Öznel) açıklamalar yaptığı zaman nesnelliğin ters görünüşleri ile, tam nesnelliğe uygun açıklamalar tutarlı giderken buraya uymayan gerçek kümeleriyle karşılaşıyordu.
KAYNAK: FELSEFE TARİHİ KİTABI