- Katılım
- 2 Mayıs 2020
- Mesajlar
- 3,880
- Tepkime puanı
- 8
- Takım
- Beşiktaş
ABADİLE
Adları Abdullah olan fakih ve muhaddis dört sahabi. Abadile, Abdullah kelimesinin çoğulu olup "Abdullahlar" anlamına gelmektedir. Ashab içinde iki yüz kadar Abdullah adında sahabi bulunduğu halde Abadile denilince fıkıh ve hadis'te Abdullah adını taşıyan üç veya dört sahabi kasdedilmiş ve bunlar bu isimle şöhret bulmuşlardır. Bunlar; Abdullah İbn Abbas (ö. 65/687-688), Abdullah İbn Ömer (ö. 74/693), Abdullah İbn Amr (ö. 65/687-688) ve Abdullah İbn Zübeyr (ö. 73/692)'dir (r.anhum). İslam alimlerinden bazıları Abdullah İbn Zübeyr yerine Abdullah İbn Mes'ud (ö. 32/652-653)'u Abadile'den kabul etmektedirler. Fakat İbn Mes'ud'un Abadile'den olmadığı kanaati daha yaygındır (Tecrid-i Sarih Tercümesi, I, 27).
Bu büyük sahabiler İslam fıkhına olan vukufiyetleri ve verdikleri fetvalarla meşhurdurlar. Bu sahabiler Hz. Peygamber (s.a.s.) devrinin genç, dinamik, gayretli, ilim ve ibadete son derece düşkün kimseleriydi. Bu Abdullahlar, Cenab-ı Allah'ın bir lutfu olarak Rasulullah'tan sonra uzun müddet yaşamış ve diğer büyük sahabilerden de öğrendiklerini kendilerinden sonra gelen nesillere öğretmişlerdir. Abadile herhangi bir İslami problemin çözümünde aynı görüşü belirtmiş ve aynı paralelde ictihad etmişlerse onların bu görüşüne "Abadile'nin görüşü" denir. Bu tabir fıkıh usulünde yerleşmiş bir tabirdir.
Adları Abdullah olan fakih ve muhaddis dört sahabi. Abadile, Abdullah kelimesinin çoğulu olup "Abdullahlar" anlamına gelmektedir. Ashab içinde iki yüz kadar Abdullah adında sahabi bulunduğu halde Abadile denilince fıkıh ve hadis'te Abdullah adını taşıyan üç veya dört sahabi kasdedilmiş ve bunlar bu isimle şöhret bulmuşlardır. Bunlar; Abdullah İbn Abbas (ö. 65/687-688), Abdullah İbn Ömer (ö. 74/693), Abdullah İbn Amr (ö. 65/687-688) ve Abdullah İbn Zübeyr (ö. 73/692)'dir (r.anhum). İslam alimlerinden bazıları Abdullah İbn Zübeyr yerine Abdullah İbn Mes'ud (ö. 32/652-653)'u Abadile'den kabul etmektedirler. Fakat İbn Mes'ud'un Abadile'den olmadığı kanaati daha yaygındır (Tecrid-i Sarih Tercümesi, I, 27).
Bu büyük sahabiler İslam fıkhına olan vukufiyetleri ve verdikleri fetvalarla meşhurdurlar. Bu sahabiler Hz. Peygamber (s.a.s.) devrinin genç, dinamik, gayretli, ilim ve ibadete son derece düşkün kimseleriydi. Bu Abdullahlar, Cenab-ı Allah'ın bir lutfu olarak Rasulullah'tan sonra uzun müddet yaşamış ve diğer büyük sahabilerden de öğrendiklerini kendilerinden sonra gelen nesillere öğretmişlerdir. Abadile herhangi bir İslami problemin çözümünde aynı görüşü belirtmiş ve aynı paralelde ictihad etmişlerse onların bu görüşüne "Abadile'nin görüşü" denir. Bu tabir fıkıh usulünde yerleşmiş bir tabirdir.