FeyyazAdatepe
Misafir Editör
12. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı 1. Dönem 1. Yazılı Soruları ve Cevapları
12. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı 1. Dönem 1. Yazılı Çalışma Soruları ve Cevapları1. Sözlük iki bölümden oluşur. Birinci bölümde Türkçenin genel kullanım kurallarına dair Arap okur bilgilendirilirken ikinci bölüm sözlüktür ve Hakaniye lehçesinden yaklaşık 9 bin Türkçe kelimenin oldukça ayrıntılı Arapça açıklamasını ve bunların çoğunun cümle içinde kullanımını içerir. Sözlük kısmı, elbette bugünkü gibi Latin alfabetik sıraya göre değil, tamamen dönemin Arapça sözlük düzenine göre oluşturulur. Kaşgarlı Mahmut eserde, Halil bin Ahmet’in (8. yüzyılda yazdığı ve Arapçanın kabul edilen ilk sözlüğü) “Kitabu’l-Ayn”ındaki çerçeveyi esas aldığını belirtir.
Bu parçada aşağıdaki sözlüklerden hangisi hakkında bilgi verilmiştir?
A) Kamus-ı Türki
B) Lehçe-i Osmani
C) Divanü Lügâti’t-Türk
D) Mukaddimetü’l-Edeb
E) Müntahabat-ı lügat-ı Osmanniye
Halk edebiyatımız, insanının çeşitli ruh hâllerini dile getiren zengin şiirlerle doludur.
“Ellerin mektubu gelmiş okunur,
Benim yüreğime hançer sokulur.”
…
“Bu ellerin taşı hiç bana değmez,
İlle dostun gülü yaralar beni.”
Bu konuyla ilgili daha pek çok örnek sıralanabilir.
“Anasının bir tanesini hor görmesinler.” gibi basit görünen bir dize bile, yabancı yere gelin gidecek bir genç kızın kaygılı hâlini ne güzel dile getirmektedir.
2. Bu parçada verilen dizeler ve açıklamalarla edebiyatın hangi bilim dalıyla olan ilişkisi vurgulanmak istenmiştir?
A) Tarih B) Sosyoloji C) Psikoloji D) Felsefe E) Filoloji
3. II. Meşrutiyet devrinde Türk şiiri, güzellik duygusunu bir kenara bırakarak çeşitli sosyal davaların emrine girmişti. Tevfik Fikret, yeni bir ahlak anlayışının ve insanlık görüşünün öncülüğünü yapıyor; Mehmet Akif, İslam birliği idealini; Mehmet Emin ve Ziya Gökalp Türkçülük ve Turancılık ideolojisini savunuyordu.
Bu metinde edebiyatın hangi alanla ilişkisi vurgulanmak istenmiştir?
A) Tasavvuf B) Edebî sanat C) Halk efsaneleri D) Düşünce akımları E) Teknolojik gelişmeler
4. I. Belki bir insan hayatı, zaman fırınında ateşe attığımız bir kâğıt kadar çabuk yanıyor. Belki hayat, hakikaten bazı düşünürlerin dediği gibi bir oyundur. Küçük, ümitsiz savunmalardır hatta bir rüyadır belki. II. Bana öyle geliyor ki insanoğlu, ezelden başlayıp öngöremediği ya da anlayamadığı bir geleceğe uzayan korkunç bir kör dövüşüne dalmış. Karşılaştığı her engeli yenmiş, biri hariç. İnsan sadece kendini yenemiyor.
Bu metinlerde yazarların “insan” ve “hayat”la ilgili görüşleri aşağıdaki bilim dallarından hangisiyle ilişkilidir?
A) Tarih B) Sosyoloji C) Psikoloji D) Felsefe E) Coğrafya
5. Dil yaşayan bir varlık olduğundan kültürel, ekonomik ve teknolojik gelişmelere bağlı olarak zaman içinde değişir. Bir dili konuşan milletler bazen ihtiyaçları doğrultusunda örneğin teknik alandaki gelişme sonucu üretilen ürünleri kullanmak zorunda kalır. Dillini, diğer dillerden üstün bir konuma getirmek isteyenler fen ve sosyal bilimlerde yeni değerler üretirler. Bu yolla dillerindeki olası bir değişimi engellerler. Aksi hâlde sözcük transferi ile başlayan dilde yabancılaşma zamanla test çöz o milletin ses yapısını etkiler ve daha sonra, dilin bütün unsurlarını kapsar.
Bu parçada dilin tarihî süreç içerisindeki değişimini etkileyen unsurlardan hangisi üzerinde durulmuştur?
A) Din kardeşliği B) Coğrafi değişim C) Siyasi gelişmeler D) Lehçe farklılıkları E) Bilim ve teknoloji
6. Türkler bulundukları, yaşadıkları coğrafyada ya birlikte yaşadıkları topluluklar ya da komşu milletlerle özellikle - - - - sahasında etkileşiyorlar. Bugün Ruslar ile uzun yıllar birlikte yaşayan Bakü ve civarındaki Azeriler Rusçadan, İranlılar ile uzun müddet birlikte yaşayan Tebriz ve civarındaki Azeriler Farsçadan etkilenmişlerdir. Kerkük, Süleymaniye, Erbil, Telâfer ve civarında yaşayan Türkmenler Arapçadan etkileniyorlar. Türkmen, Özbek, Kazak, Kırgız, Tatar soydaşlarımız da Rusçadan etkileniyorlar. Urumçi, Hoten, Aksu, Komul, Turfan ve civarında yaşayan Uygur soydaşlarımız da Çinceden etkileniyorlar. Komşularından etkilenenler arasında Türkiye Türkleri de var. Limon, liman, lodos, poyraz, anahtar, kilit gibi yüzlerce Rumca kelime dilimizde yaşıyor.
Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) dil B) din C) kültür D) ticaret E) siyaset
7. 1899’da modern ilkelerle Kâmus-ı Türki’yi yazmaya başladı. Millî dil ve ruhun yüceltilmesi açısından Kâmus-ı Türki (1901) özel bir yere sahiptir. Türkçe kelimelerin ağırlıklı olarak yer alması, alfabetik sırayla verilmesi, okumayı kolaylaştırıcı işaretleri, kısaltmalarıyla eser, Türk sözlükçülüğüne birçok yenilik getirerek önemli bir dönüm noktası teşkil etmiştir. Türkçe, Arapça, Farsça kelimelerin yanı sıra Batı dillerinden dilimize geçen kelimelere de yer vermiştir. Arapça, Farsça kelimelerin yazım ve söyleyişlerinde orijinallerine bağlı kalırken Batı dillerinden geçen kelimelerde kendine has bir yazım ve söyleyişi esas almıştır. Sözlükte kelimelerin anlamları 1. anlam ve 2. anlam şeklinde rakamlarla sıralanmış, yakın anlamda kullanılanların arasına virgül; anlamları açıklamak üzere verilen örnek cümleler iki nokta ile ayrılmıştır. Sözlüğün başına, kullanılan işaret ve kısaltmaların ne anlama geldiğini belirten bir tablo konmuştur. Ayrıca 1902’de Kutadgu Bilig ve 1903’te Orhun Abideleri’nin izahlı çevirilerini hazırlayan dil bilgini ne yazık ki Orta Çağ Kıpçakçası üzerine başladığı eserini bitiremeden 1904’te hayatını kaybetti. Oğlu, 1900’lerin başında lisede eğitim görürken futbol kulübü oluşturmaya karar veren Ali Sami’dir. Ali Sami Yen.
Bu parçada tanıtılan sözlük yazarımız aşağıdakilerden hangisidir?
A) Şemsettin Sami B) Samipaşazade Sezai C) Ahmet Vefik Paşa D) Recaizade Mahmut Ekrem E) Abdülhak Hamit Tarhan
8. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde büyük harflerin kullanımıyla ilgili bir yanlışlık yapılmıştır?
A) Erzincan, Keşiş ve Munzur Dağları’nın çevrelediği Fırat Nehri’nin ana kollarından biri olan Karasu’nun bereketlendirdiği bir ovada yer alır.
B) Muhammet Ali Cinnah, Hint yarımadasının çeşitli coğrafi bölgelerine yayılmış Müslümanları tek bir vatan üzerinde toplamaya çalışmış büyük bir dünya lideridir.
C) Mimar Sinan’ın “ustalık eserim’’ olarak nitelediği Selimiye, Osmanlı-Türk sanatının ve dünya mimarlık tarihinin başyapıtları arasında gösteriliyor.
D) MÖ 700 yılında yapımına başlanan, Roma ve Bizanslıların onarımından sonra üç köşeli burçlarla takviye edilen Bursa Kalesi, tüm ihtişamıyla yerli ve yabancı turistleri bekliyor.
E) Tarihî olayları yorumlayan Bilge Kağan ve veziri Tonyukuk devletin gücünü, devamını toplumun birlik ve beraberliğine, millet hayatına yön veren değerlere bağlamışlardır.
9. Tebriz (I) Doğu Azerbaycan’ın başkenti ve İran’ın dördüncü büyük kentidir. Şehir (II) kuzeyde Eynalı Dağı ile güneyindeki volkanik Sehent Dağı arasında kurulmuş. İpek Yolu üzerinde kurulu olan Tebriz (III) Bakü, Erzurum gibi önemli bir yerleşim merkezidir. Nüfusu 1 milyon 600 bin civarında olan şehir (IV) tarihi boyunca tüccarlara ev sahipliği yapmış. Bu şehir (V) yapısı ve tarihî eserleriyle dün olduğu gibi bugün de İran Türklüğünün merkezi konumundadır.
Bu parçada numaralanmış yerlerin hangisinde diğerlerinden farklı bir noktalama işareti kullanılmalıdır?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
10. Kısa çizgi Türkçede cümle içinde ara sözleri ayırmak için ara sözlerin başına ve sonuna konur. Bu açıklamaya göre “Hikâye ve romancılarımızın hepsi de eskiden şiir yazmaya çalışmış oldukları hâlde şiir konusunda kayıtsız ve vurdumduymaz oldukları öteden beri bilinir.” cümlesinde kısa çizgi aşağıdaki yerlerin hangisinde kullanılmalıdır?
A) “vurdumduymaz” sözcüğünün başında ve sonunda
B) “şiir” sözcüğünden önce ve “beri” sözcüğünden sonra
C) “hepsi” sözcüğünden önce ve “hâlde” sözcüğünden sonra
D) “kayıtsız” sözcüğünden önce ve “bilinir” sözcüğünden sonra
E) “yazmaya” sözcüğünden önce ve “çalışmış” sözcüğünden sonra
11. Türkçe bugün(I) tarihinin en güçlü dönemini yaşıyor. Tarihte hiçbir zaman(II) Türkçenin bu kadar çok konuşanı olmamıştır. Günümüzde yaklaşık iki yüz yirmi(III) milyon kişi Türkçe konuşuyor. Avrupa’da, Orta Doğu’da, Kafkaslarda(IV), Avrupa’nın çeşitli bölgelerinde Türkçe konuşanlar var. Uydu yayınları aracılığıyla Türkçenin sesi Dünyanın(V) dört bir köşesine ulaşıyor. Sanal yayıncılık var; gazetelerimiz, dergilerimiz sanal ortamda da yayımlanıyor.
Bu parçada numaralanmış sözlerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
12. İletişim; ne söyleyeceğimizi bilmek, bunu ne zaman söylemenin daha uygun olacağına karar vermek, en iyi nasıl söyleneceğini düşünmek, olayları basitçe anlatabilmek, akıcı bir dille ve karşımızdaki kişiyle göz teması kurarak konuşabilmek, dikkati yoğunlaştırmak ve verilen tepkiyi fark edebilmektir.
Bu cümledeki virgüller aşağıdakilerin hangisini birbirine bağlamıştır?
A) Ara sözleri B) Ara cümleleri C) Sıralı cümleleri D) Alıntı cümleleri E) Kelime gruplarını
13. Kızıltoprak’taki eski evdeyim. Babaannem yanımda. Çocuğum ben çocuk. Ne kadar çok seviyorum bu eski tahta köşkü. Bahçe kocaman. Dut ağacı, tavuklar, horozlar var. Havuzda balıklar yüzüyor. Sağ yanda Hacı Arif Bey’in köşkü var. Hacı Arif Bey bahçeye çok meraklı. Namaz seccadesi kestane ağacının gövdesine asılı. Onların arka bahçesindeki ufak kulübede sağır, dilsiz bir kadın oturuyor. Arka bahçeye gidip tele dayanıyorum; sağır, dilsiz kadın kulübeden çıkıp yanıma geliyor.
Bu parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Kısa cümleler tercih edilmiştir. B) Devrik cümle kullanılmıştır. C) Betimleyici anlatım kullanılmıştır. D) Anlaşılır, sade bir dille yazılmıştır. E) İzlenimler üçüncü kişi ağzıyla anlatılmıştır.
14. Sen gir bugün imtihana, her sorduklarını çatır çatır bileceksin. Gerçi binlerce öğrenci katılıyormuş, aralarından yüz, yüz elli kişiyi alıyorlarmış. Gene de sen kazanacaksın, gör bak! Benim akıllı uslu kızımsın. İsterlerse öyle mal mülk gibi bir şey, ben derim ki ne demek? Benim kızım kalmaz sınıfta. Devlet masrafına ziyan vermez. Bunları okulun müdürüne, böyle bir bir anlatırım. Hemen anlar. Hem canım o da bizim gibi bir insan. “Benim kızım yıllardır yalnız uyanır sabahları,” derim. “Hiç şımardığı olmamıştır kimseye. Bir gün bile çıtırtısı duyulmamıştır,” derim. “Sanki o, çocuk olmamıştır.” derim.
Aşağıdakilerden hangisi bu parçada geçen kız öğrencinin özelliklerinden biridir?
A) Çalışkandır. B) Hoşgörülüdür. C) Sabırlıdır. D) Utangaçtır. E) Merhametlidir.
15. Küçürek öyküde diyalog tekniği bu yazarımız için önemli bir yer tutar. “Yaşam Öyküsü I”, “Gece Bekçisi”, “Rastlantı”, “Zaman”, “Keşke”, “Kısa” ve “Yanıt” adlı öykülerinde diyaloglar kişilerle ilgili uzun betimlemelerin yerini tutacak nitelikte söylemsel bir işlev üstlenir. Uzun satırlar yerine kısa kısa konuşmalar aracılığıyla öyküdeki kişilerin ilişkisine ve onların kendi gerçeklerine ulaşır.
Bu parçada sözü edilen yazar aşağıdakilerden hangisidir?
A) Ferit Edgü B) Necati Tosuner C) Tarık Günersel D) Vüs’at O. Bener E) Tarık Dursun K.
16. - - - -, Türk edebiyatında küçürek öykü dendiğinde akla gelen ilk isimlerden biridir. Bu cümlede boş bırakılan yere aşağıdaki yazarlardan hangisi getirilemez?
A) Ferit Edgü B) Necati Tosuner C) Mustafa Kutlu D) Vüs’at O. Bener E) Tarık Dursun K.
17. Küçük tahta bavulumu bir elime, ak bezden dikilmiş torbamı öbür elime alıp hazırlandım. Tren yayvan, çıplak tepelerin önünden geçiyordu. Sonra yeşil bir ovaya girdi, tepeler gittikçe uzaklaşıyordu. Geniş tarlalar başlamıştı. Kavaklar, söğüt ağaçları belirdi. Derken tren yavaşladı. Akasya ağaçları içindeki küçük bir binanın önünde durdu. İstasyonda kırmızı şapkalı memurdan başka kimse yoktu.
Aşağıdakilerden hangisi bu parçada özellikleriyle verilen mekânlar arasında sayılamaz?
A) Yeşil ova B) Geniş tarlalar C) Büyük tren istasyonu D) Küçük bir İstasyon binası E) Bitki örtüsünden yoksun tepeler
18. Anlaşılan aklıma takılan bu düşünceleri daha uzun boylu düşünüp duracağım. Kendimi belirlemek için gerekli bu. Kendimden kaçmak istemiyorum artık. Kendimden kaçtığım zaman yenildim; uzaklarda, bomboş, yabancısı olduğum yerlerde bozguna uğradım. Kuşku karmaşasının içine düştüm, kendimden uzaklaşmış olmanın korkusunu duydum.
Bu parçada aşağıdaki anlatım tekniklerinden hangisi kullanılmıştır?
A) Montaj B) Diyalog C) Anlatma D) Özetleme E) İç monolog
19. (I) Felsefenin yerinde gözü var edebiyatın, ikide bir bilgiçlik taslaması da ondan. (II) Filozofların dillerine bakınca felsefenin de edebiyata özendiği görülür. (III) Felsefenin çokbilmişliği edebiyatın mütevazılığına uymasa da ikisi de birbirinden ayrılamaz. (IV) Edebiyat felsefe tadı verir çok yerde, felsefe de edebiyata çalar zaman zaman. (V) Edebiyatta felsefeyi, felsefede edebiyatı bulduğumuz için de uygar insana yaklaşmış oluyoruz.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde “benzemek, andırmak” anlamlarına gelen bir söz kullanılmıştır?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
20. (I) Kötü kullanılan her şey kirlenir. (II) “Sevgi” sözcüğü de son zamanlarda iyiden iyiye kirlendi. (III) Birileri durmadan bir şeyleri sevmemizi öneriyor. (IV) “Sevgi” sözcüğü gelişigüzel kullanıla kullanıla kirlendiyse “sevgi” kavramı da kirlendi mi? (V) Hayır, kirlenmedi çünkü kavramlar kirlenmezler; dönüşürler, bölünürler, silinirler fakat kirlenmezler.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde “rastgele” anlamına gelen bir söz kullanılmıştır?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
CEVAPLAR: 1-C, 2-C, 3-D, 4-D, 5-E, 6-A, 7-A, 8-C, 9-E, 10-C, 11-E, 12-C, 13-E, 14-A, 15-A, 16-C, 17-C, 18-C, 19-B, 20-D