- Katılım
- 19 Mart 2019
- Mesajlar
- 8,750
- Tepkime puanı
- 45
- Konum
- Diyarbakır
- Cinsiyet
-
- Bay
- Takım
- Galatasaray
Yecüc ve Mecüc nedir, Yecüc ve Mecüc şuan nerede? Yecüc ve Mecüc ortaya ne zaman çıkacak? Yecüc ve Mecüc ne yapacak? Kıyamet alametlerinden Yecüc ve Mecüc’ün ortaya çıkması ve sonrasında neler olacak ?
Deccal’den sonra belki de başımıza gelecek en büyük fitne, “Yecüc ve Mecüc” fitnesidir. Kur’an-ı Kerim kitabımız da iki yerde Yecüc ve Mecüc kavminden söz ediliyor:
Biri; bozgunculuk yapan Ye’cûc ve Me’cûc kavminin Zülkarneyn Aleyhisselam’a şikaâyet edilmesi, onun da bu zorbaların bulunduğu yeri demir kütleleriyle tıkayarak bir daha dışarı çıkamayacak şekilde önlerine bir set yapması hâdisesidir.
Diğeri ise, Ye’cüc ve Me’cüc kavminin önündeki seddin açılıp her tepeden akın etmelerini bildiren şu ayet-i kerimelerdir:
“Ye’cüc ve Me’cüc (sedleri yıkılıp önleri) açıldığı zaman, her dere ve tepeden boşanırlar.” (el-Enbiyâ, 96)
“Ve gerçek vaad (ölüm, kıyâmet) yaklaştığında, inkâr edenlerin gözleri açılıp donakalır: «Eyvah bize! Bundan önce gaflet içindeydik, hem de zalimdik.» (derler.)” (el-Enbiyâ, 97)
Bu iki kabile, yeryüzüne dağılacak ve bir süre yeryüzünde bozgunculuk yapacaklardır.
Allah Resûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle buyurmuşlardır:
“(isaAleyhisselâm Deccal’i öldürdükten sonra) Allah Teâlâ, Îsâ Aleyhisselâm’a vahyederek; «Kimsenin öldüremeyeceği kullar yarattım; diğer kullarımı toplayıp Tûr’a götür!» buyurur.
Allah Teâlâ, Ye’cûc ve Me’cûc’ü yeryüzüne gönderir. Onlar tepelerden süratle inip giderler. Öncüleri Taberiye Gölü’ne varıp gölün bütün suyunu içer. Arkadan gelenler oraya vardıklarında; «Bir zamanlar burada çok su varmış.» derler.
Îsâ Aleyhisselâm ile yanında bulunan mü’minler, Tûr Dağı’nda mahsur kalırlar. Onlardan her biri için bir öküz başı, sizin bugünkü paranızla yüz altından daha kıymetli olur. Îsâ -aleyhisselâm- ile yanındaki mü’minler, bu belâdan kendilerini kurtarması için Allah Teâlâ’ya yalvarırlar. Allah Teâlâ da Ye’cûc ve Me’cûc’ün enselerine kurtçuklar musallat eder; hepsi bir anda ölüp giderler.
Ardından Îsâ Aleyhisselâm ile mü’minler Tûr Dağı’ndan inerler. Ye’cûc ve Me’cûc’ün kokmuş cesetlerinin olmadığı bir karış yer bulamazlar. Îsâ -aleyhisselâm- ile yanındaki mü’minler, bu belâdan da kendilerini kurtarması için Allah Teâlâ’ya yalvarırlar.
Allah Teâlâ, deve boyunları gibi iri kuşlar gönderir. Bu kuşlar, onların kokmuş cesetlerini alarak Cenâb-ı Hakk’ın dilediği yere götürüp atarlar.
Sonra Allah Teâlâ, hiçbir evin ve çadırın engel olamayacağı bol bir yağmur gönderir. Bu yağmur yeryüzünü ayna gibi pırıl pırıl temizler.
Yecüc ve Mecüc ile ilgili Youtuber Tuncer`in videosu
Daha sonra yeryüzüne; «Meyveni bitir, bereketini getir.» diye emredilir. O gün bir grup insan, tek bir nar ile doyar, kabuğuyla da gölgelenir. Otlamaya gönderilen hayvanların sütü de bereketlenir. Bir devenin sütü kalabalık bir grubu, bir ineğin sütü bir kabîleyi, bir koyunun sütü bir cemaati doyurur.
Onlar böyle yaşayıp giderken Allah Teâlâ tatlı bir rüzgâr gönderir. Bu rüzgâr onları koltuk altlarından sarmalayıp her mü’min ve müslimin rûhunu alıp götürür. Yeryüzünde insanların en fenaları kalır. Onlar merkepler gibi birbiriyle tepişip herkesin gözü önünde cinsî münâsebette bulunurlar ve kıyâmet onların üzerine kopuverir.” (Müslim, Fiten, 110)
Dipnotlar:
Bkz. el-Kehf, 94-98. Ayrıca bkz. Buhârî, Enbiyâ 7, Menâkıb 25; Ebû Dâvûd, Fiten, 1; Tirmizî, Fiten, 23; İbn-i Mâce, Fiten, 9.
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Ebediyet Yolculuğu, Erkam Yayınları
Deccal’den sonra belki de başımıza gelecek en büyük fitne, “Yecüc ve Mecüc” fitnesidir. Kur’an-ı Kerim kitabımız da iki yerde Yecüc ve Mecüc kavminden söz ediliyor:
Biri; bozgunculuk yapan Ye’cûc ve Me’cûc kavminin Zülkarneyn Aleyhisselam’a şikaâyet edilmesi, onun da bu zorbaların bulunduğu yeri demir kütleleriyle tıkayarak bir daha dışarı çıkamayacak şekilde önlerine bir set yapması hâdisesidir.
Diğeri ise, Ye’cüc ve Me’cüc kavminin önündeki seddin açılıp her tepeden akın etmelerini bildiren şu ayet-i kerimelerdir:
“Ye’cüc ve Me’cüc (sedleri yıkılıp önleri) açıldığı zaman, her dere ve tepeden boşanırlar.” (el-Enbiyâ, 96)
“Ve gerçek vaad (ölüm, kıyâmet) yaklaştığında, inkâr edenlerin gözleri açılıp donakalır: «Eyvah bize! Bundan önce gaflet içindeydik, hem de zalimdik.» (derler.)” (el-Enbiyâ, 97)
Bu iki kabile, yeryüzüne dağılacak ve bir süre yeryüzünde bozgunculuk yapacaklardır.
Allah Resûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle buyurmuşlardır:
“(isaAleyhisselâm Deccal’i öldürdükten sonra) Allah Teâlâ, Îsâ Aleyhisselâm’a vahyederek; «Kimsenin öldüremeyeceği kullar yarattım; diğer kullarımı toplayıp Tûr’a götür!» buyurur.
Allah Teâlâ, Ye’cûc ve Me’cûc’ü yeryüzüne gönderir. Onlar tepelerden süratle inip giderler. Öncüleri Taberiye Gölü’ne varıp gölün bütün suyunu içer. Arkadan gelenler oraya vardıklarında; «Bir zamanlar burada çok su varmış.» derler.
Îsâ Aleyhisselâm ile yanında bulunan mü’minler, Tûr Dağı’nda mahsur kalırlar. Onlardan her biri için bir öküz başı, sizin bugünkü paranızla yüz altından daha kıymetli olur. Îsâ -aleyhisselâm- ile yanındaki mü’minler, bu belâdan kendilerini kurtarması için Allah Teâlâ’ya yalvarırlar. Allah Teâlâ da Ye’cûc ve Me’cûc’ün enselerine kurtçuklar musallat eder; hepsi bir anda ölüp giderler.
Ardından Îsâ Aleyhisselâm ile mü’minler Tûr Dağı’ndan inerler. Ye’cûc ve Me’cûc’ün kokmuş cesetlerinin olmadığı bir karış yer bulamazlar. Îsâ -aleyhisselâm- ile yanındaki mü’minler, bu belâdan da kendilerini kurtarması için Allah Teâlâ’ya yalvarırlar.
Allah Teâlâ, deve boyunları gibi iri kuşlar gönderir. Bu kuşlar, onların kokmuş cesetlerini alarak Cenâb-ı Hakk’ın dilediği yere götürüp atarlar.
Sonra Allah Teâlâ, hiçbir evin ve çadırın engel olamayacağı bol bir yağmur gönderir. Bu yağmur yeryüzünü ayna gibi pırıl pırıl temizler.
Yecüc ve Mecüc ile ilgili Youtuber Tuncer`in videosu
Daha sonra yeryüzüne; «Meyveni bitir, bereketini getir.» diye emredilir. O gün bir grup insan, tek bir nar ile doyar, kabuğuyla da gölgelenir. Otlamaya gönderilen hayvanların sütü de bereketlenir. Bir devenin sütü kalabalık bir grubu, bir ineğin sütü bir kabîleyi, bir koyunun sütü bir cemaati doyurur.
Onlar böyle yaşayıp giderken Allah Teâlâ tatlı bir rüzgâr gönderir. Bu rüzgâr onları koltuk altlarından sarmalayıp her mü’min ve müslimin rûhunu alıp götürür. Yeryüzünde insanların en fenaları kalır. Onlar merkepler gibi birbiriyle tepişip herkesin gözü önünde cinsî münâsebette bulunurlar ve kıyâmet onların üzerine kopuverir.” (Müslim, Fiten, 110)
Dipnotlar:
Bkz. el-Kehf, 94-98. Ayrıca bkz. Buhârî, Enbiyâ 7, Menâkıb 25; Ebû Dâvûd, Fiten, 1; Tirmizî, Fiten, 23; İbn-i Mâce, Fiten, 9.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
Cenâb-ı Hakk’ın, bu önünde durulmaz barbarları, enselerine kurtçuklar musallat ederek bir anda mahvetmesi, daha sonra yeryüzünü âdeta yeniden ihyâ ederek yaşamaya daha elverişli hâle getirmesi, şüphesiz ki Âlemlerin Rabbi’nin sonsuz kudret ve azametinin ayrı bir nişânesidir. Ayrıca bkz. Tirmizî, Fiten, 59; İbn-i Mâce, Fiten, 33.Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Ebediyet Yolculuğu, Erkam Yayınları