- Katılım
- 10 Nisan 2019
- Mesajlar
- 6,434
- Tepkime puanı
- 10
- Yaş
- 33
- Konum
- İstanbul
- Cinsiyet
-
- Bay
- Takım
- Beşiktaş
Parasız Yatılı | Füruzan

Parasız Yatılı'da konaklarda yoksulluklar, sokaklarda yoksulluklar, iskelelerde yoksulluklar var. Burnumuzda tüten yemek kokuları, kekik kokuları içimize işleyen ev sıcaklıkları var.
"Hemen bir kekik kokusu uydurdum uzaktan gelen.
Sonra da ağlayacağım." (sf. 32)
Her bir öykü size farklı yerlerinizden o kadar insani bir biçimde dokunuyor ki siz de öykülerle beraber bir taşralı, bir göçmen, hayata dair taşıdığı tüm umutları parasız yatılı sınavına bağlayan bir öğrenci oluyorsunuz.
şair Haydar Ergülen de kitabın bu etkileyiciliğine kayıtsız kalamayarak, kitabın yayımlanmasının 40. yılında kitaptaki 12 öyküden yola çıkarak şiirler yazıyor. Ergülen'e göre; "Füruzan'ın öyküleri de hep babasız."
"Ev özlemiyle yanarmış bazı öyküler de"
"O öyküler ki yoksul vapurları gibidir."
"Geç kalacaklarmış gibi sanki her gün yoksulluğa"
Dünyada kaybolmuşlardan, hayatın unuttuklarından bahseden bu kitabın bu denli etkileyici olmasının nedeni yazarının hayatından izler taşıyor olmasıdır belki de. Her gün etrafımızda gördüğümüz, yanından geçip gittiğimiz veyahut da varlığından bihaber olduğumuz silik, sarsak hayatlara bir de Füruzan duyarlılığıyla bakmak hayatımızı değiştirmese de, hayata karşı bakışımızı önemli ölçüde değiştirecektir, buna inanıyorum ve son bir alıntıyla yazımı tamamlıyorum:
Parasız yatılı imtihanlarının çocukları hep erken gelir. Hiç gecikmezler. (sf.118)