
Orta Çağ Felsefesi: Din Felsefesinde Panteizmin Özellikleri Nedir? Ne Değildir?
19. yüzyıla kadar metafiziği fiziğe indirgeyen kamutanrıcılık, günümüzde fiziği metafiziğe indirgeme çabasındadır. Kimi incelemeciler kamutanrıcılığın kökenini Ksenophanes ve Parmenidese kadar uzatırlar. Kamutanrıcılık, evrensel bir bircilik anlamında ele alınırsa bunun kökleri çok daha eskilere (Örneğin Hint Mitolojisine) kadar uzatılabilir. Bu anlamda evrenin logosca yönetildiğini ileri süren Herakleitostan İslam tasavvufuna kadar çok geniş bir alan kamutanrıcı sayılır. Özellikle İslam tasavvufunun vahdeti vücut anlayışı katıksız bir doğatanrıcılıktır.
Kökü Platonda bulunan İskenderiye kamutanrıcılığına göre gerçek olan Tanrıdır ve her şey ondan türemiştir. Böyle olunca da özdeksel evren tinsel bir tözden meydana gelmiş demektir. Bu anlayış da iki biçimdir: Evren Tanrısal belirmedir savını ileri süren görüşe türümcülük, evren Tanrıda içkindir savını ileri süren görüşe içkinci kamutanrıcılık denir. Evrensel bir ruhun doğalaşarak oluşmakta bulunduğunu ileri süren Hegelcilik de bu kamptadır ve bu açıdan oluşçu kamutanrıcılık adını alır.
Panteizm dogmalara bağlı Hristiyan ilahiyatçılar tarafından yaratıcı ile yaratılan arasındaki ayrımı yok ettiği, Tanrıyı belirsizleştirdiği, aşkın yerine bütünüyle içkin bir tanrı kavaramı öne sürdüğü, insanın ve tanrının özgürlüğü düşüncesini dışladığı gerekçeleriyle reddedilmiştir.
KAYNAK: FELSEFE TARİHİ KİTABI