- Katılım
- 17 Mart 2019
- Mesajlar
- 7,436
- Tepkime puanı
- 9
- Cinsiyet
-
- Bayan
Kur’ân edebi yönden hayranlık uyandırıcı, benzersiz bir üsluba sahiptir. Öncelikle belirtilmesi gereken Kur’ân’ın her çağdan, her türlü insan grubuna hitap eden bir anlatıma sahip olmasıdır. Hiçbir yönden Kur’ân’ın taklidi mümkün olmamıştır. Allâh (c.c.)’un Kur’ân’ın benzersizliğine dikkat çektiği âyetlerden bir kısmı şöyledir: “Eğer kulumuza indirdiğimiz (Kur’ân)’dan şüphedeyseniz, bu durumda, siz de bunun benzeri bir sûre getirin. Ve eğer doğru sözlüyseniz, Allâh’tan başka şahitlerinizi (kendilerine güvendiğiniz yardımcılarınızı) çağırın. (Bakara s. 23) Yoksa: “Bunu kendisi yalan olarak uydurdu” mu diyorlar? De ki: “Bunun benzeri olan bir sûre getirin ve eğer gerçekten doğru sözlüyseniz Allâh’tan başka çağırabildiklerinizi çağırın.” (Yunus s. 38)
Kur’ân’ın mûcize kelimesi ile nitelendirilmesinin sebeplerinden biri, yukarıdaki âyetlerde vurgulandığı gibi insan çabası ile bir benzerinin yazılamamasından kaynaklanır. İşte bu imkansızlık ne kadar büyük olursa, mûcize de o denli büyüktür. Dolayısıyla Kur’ân’ın üslûbunun yüzyıllardır milyarlarca insan arasından, tek bir kişi tarafından bile taklit edilemez oluşu, mûcizevi yönünün ispatlarından biridir.
F. F. Arbuthnot, The Construction of the Bible and the Koran (İncil ve Kur’ân’ın Yapısı) adlı kitabında, Kur’ân hakkında şu yorumda bulunmuştur: Edebi bakış açısıyla değerlendirildiğinde, Kur’ân en saf Arapçaya örnektir. Dilbilimcilerin bazı durumlarda Kuran’da kullanılan belirli kalıp ve ifâdelerle uyuşacak kurallar kullandıkları ve Kur’ân’a eş bir çalışma üretmek için birçok denemede bulunmalarına rağmen, henüz hiçbirinin bu konuda başarılı olmadıkları bildirilmiştir.
Kur’ân’ın anlatımında kullanılan kelimeler hem anlam bakımından, hem de üslubun akıcılığı ve etkisi bakımından son derece özeldir. Ancak Kur’ân’ın Allâh’ın emir ve yasaklarını bildirdiği kutsal bir kitap olduğuna îmân etmek istemeyenler, çeşitli bahaneler öne sürerek inkâra yönelmişlerdir.
Kur’ân’ın mûcize kelimesi ile nitelendirilmesinin sebeplerinden biri, yukarıdaki âyetlerde vurgulandığı gibi insan çabası ile bir benzerinin yazılamamasından kaynaklanır. İşte bu imkansızlık ne kadar büyük olursa, mûcize de o denli büyüktür. Dolayısıyla Kur’ân’ın üslûbunun yüzyıllardır milyarlarca insan arasından, tek bir kişi tarafından bile taklit edilemez oluşu, mûcizevi yönünün ispatlarından biridir.
F. F. Arbuthnot, The Construction of the Bible and the Koran (İncil ve Kur’ân’ın Yapısı) adlı kitabında, Kur’ân hakkında şu yorumda bulunmuştur: Edebi bakış açısıyla değerlendirildiğinde, Kur’ân en saf Arapçaya örnektir. Dilbilimcilerin bazı durumlarda Kuran’da kullanılan belirli kalıp ve ifâdelerle uyuşacak kurallar kullandıkları ve Kur’ân’a eş bir çalışma üretmek için birçok denemede bulunmalarına rağmen, henüz hiçbirinin bu konuda başarılı olmadıkları bildirilmiştir.
Kur’ân’ın anlatımında kullanılan kelimeler hem anlam bakımından, hem de üslubun akıcılığı ve etkisi bakımından son derece özeldir. Ancak Kur’ân’ın Allâh’ın emir ve yasaklarını bildirdiği kutsal bir kitap olduğuna îmân etmek istemeyenler, çeşitli bahaneler öne sürerek inkâra yönelmişlerdir.