haz, -zzı
Arapça ?a??
1. isim Hoşa giden duygulanma, hoşlanma, zevk:
"Dört sene evvel kaybettiği karısı Emine Hanım'ın vefatıyla bütün sevgisini, ümidini, hazzını, şefkatini oğluna vermişti." - Asaf Halet Çelebi
2. isim, felsefe Bir şeyden duyusal veya manevi sevinç duyma.
3. isim, müzik Ezgi.
4. isim, ruh bilimi Sürdürülmesi istenen ılımlı ve doygunluk veren coşku:
"Ömrünün en öfkeli veya buhranlı anlarında bile yaşamak hazzının parıltısı gözlerinden eksik olmazdı." - Abdülhak şinasi Hisar
Arapça ?a??
1. isim Hoşa giden duygulanma, hoşlanma, zevk:
"Dört sene evvel kaybettiği karısı Emine Hanım'ın vefatıyla bütün sevgisini, ümidini, hazzını, şefkatini oğluna vermişti." - Asaf Halet Çelebi
2. isim, felsefe Bir şeyden duyusal veya manevi sevinç duyma.
3. isim, müzik Ezgi.
4. isim, ruh bilimi Sürdürülmesi istenen ılımlı ve doygunluk veren coşku:
"Ömrünün en öfkeli veya buhranlı anlarında bile yaşamak hazzının parıltısı gözlerinden eksik olmazdı." - Abdülhak şinasi Hisar