- Katılım
- 19 Mart 2019
- Mesajlar
- 8,751
- Tepkime puanı
- 49
- Konum
- Diyarbakır
- Cinsiyet
-
- Bay
- Takım
- Galatasaray
geçirmek
1. -i Geçme işini yaptırmak, geçmesini sağlamak.
2. -e Bir şeyi bir yandan öbür yana götürmek:
"Kalanımızı peşine takarak Murat Suyu'nun karşı kıyısına geçirdi." - Kemal Bilbaşar
3. -e, -i Bir şeyi bir yerden başka yere taşımak, nakletmek:
Odanın eşyasını öbür odaya geçirmek.
4. -e, -i Tespit etmek, yazmak, kaydetmek:
"Merkez, kadının dosyasına vefat kaydını geçirdi." - Refik Halit Karay
5. -e, -i Bir şeyi kendisine ayrılmış olan yere yerleştirmek, takmak:
"Yem torbalarını hayvanların boyunlarına geçirdikten sonra arkadaşına sordu." - Osman Cemal Kaygılı
6. -e, -i Yola çıkan birini uğurlamaya gitmek, selametlemek, teşyi etmek:
Arkadaşımı geçirmeye gittim.
7. -i, -de Bir süre yaşamak, oturmak, kalmak:
"Oralarda geçirdiğim günleri daima bir endişe, bir nevi hüzün ile derhatır ediyorum." - Hamdullah Suphi Tanrıöver
8. -e, nesnesiz Giymek, giyinmek:
"Sırtına pembe, kolları tamamen çıplak bir bluz geçirmişti." - Sait Faik Abasıyanık
9. -den Bir işi birden çok kişi üzerinde uygulamak:
Kılıçtan geçirmek. Dayaktan geçirmek.
10. -i, -den Herhangi bir durumu yaşamış olmak:
"Ne yapar ne eder, günde iki üç saatini at üstünde geçirirdi." - Necati Cumalı
11. -i Etmek, yapmak.
12. -e, -i Hastalık bulaştırmak:
Nezleyi bana geçirdin.
13. -i Zaman harcamak:
Benim bu işlerle geçirecek vaktim yok.
14. -i Bir gereksinimi eldeki imkânla karşılamak.
15. -e Vurmak.
16. -i, mecaz Alışverişte aldatmak, kötü mal satmak, kazıklamak.
17. -e, argo Birine kötü söz söylemek.
1. -i Geçme işini yaptırmak, geçmesini sağlamak.
2. -e Bir şeyi bir yandan öbür yana götürmek:
"Kalanımızı peşine takarak Murat Suyu'nun karşı kıyısına geçirdi." - Kemal Bilbaşar
3. -e, -i Bir şeyi bir yerden başka yere taşımak, nakletmek:
Odanın eşyasını öbür odaya geçirmek.
4. -e, -i Tespit etmek, yazmak, kaydetmek:
"Merkez, kadının dosyasına vefat kaydını geçirdi." - Refik Halit Karay
5. -e, -i Bir şeyi kendisine ayrılmış olan yere yerleştirmek, takmak:
"Yem torbalarını hayvanların boyunlarına geçirdikten sonra arkadaşına sordu." - Osman Cemal Kaygılı
6. -e, -i Yola çıkan birini uğurlamaya gitmek, selametlemek, teşyi etmek:
Arkadaşımı geçirmeye gittim.
7. -i, -de Bir süre yaşamak, oturmak, kalmak:
"Oralarda geçirdiğim günleri daima bir endişe, bir nevi hüzün ile derhatır ediyorum." - Hamdullah Suphi Tanrıöver
8. -e, nesnesiz Giymek, giyinmek:
"Sırtına pembe, kolları tamamen çıplak bir bluz geçirmişti." - Sait Faik Abasıyanık
9. -den Bir işi birden çok kişi üzerinde uygulamak:
Kılıçtan geçirmek. Dayaktan geçirmek.
10. -i, -den Herhangi bir durumu yaşamış olmak:
"Ne yapar ne eder, günde iki üç saatini at üstünde geçirirdi." - Necati Cumalı
11. -i Etmek, yapmak.
12. -e, -i Hastalık bulaştırmak:
Nezleyi bana geçirdin.
13. -i Zaman harcamak:
Benim bu işlerle geçirecek vaktim yok.
14. -i Bir gereksinimi eldeki imkânla karşılamak.
15. -e Vurmak.
16. -i, mecaz Alışverişte aldatmak, kötü mal satmak, kazıklamak.
17. -e, argo Birine kötü söz söylemek.