Hollywood'un Seri Katilleri

Faruk

Harbi Üye
Forum Üyesi
Katılım
19 Mart 2019
Mesajlar
8,858
Tepkime puanı
25


JOHN DOE - YEDİ

Sinema dünyasının en önemli seri katillerinden biri kuşkusuz cinayetlerini bir aziz edasıyla işleyen, kimliği belirsiz olduğu için John Doe adıyla anılan katil. Filmin ilk yarısında hiç görünmese de İncil’e göre yedi ölümcül günahı işleyenlere karşı açtığı acımasız savaşla Dedektif Mills (Morgan Freeman) ve Somerset (Brad Pitt) ile birlikte izleyicilerin de kanını dondurmayı başarmıştı. Cinayetlerini sadistçe kurgular ve birbirinden acımasız işkencelerle süsleyen katili canlandıran isim Altın Portakal Film Festivali için Antalya'ya da gelen Kevin Spacey. David Fincher'ın 1995 tarihli filmi sinema tarihinin en iyileri arasında yer alıyor.



DR. HANNIBAL LECTER - KUZULARIN SESSİZLİÄ?İ

En İyi Kadın Oyuncu, En İyi Erkek Oyuncu ve En İyi Film dahil beş ana dalda Oscar kazanan 1991 tarihli psikolojik gerilimde eli bıçaklı seri katil Dr. Hannibal Lecter. Hannibal Lecter sıradan bir katil değil. Kurbanları yiyen türden bir cani. Ancak Anthony Hopkins'in canlandırdığı karakter bu yapımda başka bir cinayeti çözebilmesi için acemi FBI ajanı Clarice Starling’e (Jodie Foster) yardım ediyor. Filmdeki 16 dakikalık performansıyla Oscar kazanan Anthony Hopkins, bu kısa sürede sinemanın en etkileyici seri katili profillerinden birini yaratmayı başardı. Thomas Harris’in aynı adlı kitabından Jonathan Demme'nin yönetmenliğinde sinemaya uyarlanan yapımın geçmiş ve gelecek bölümleri de çekildi.



PATRICK BATEMAN - AMERİKAN SAPIÄ?I

Bret Easton Ellis’in 1991 yılında yayımlanan kitabı, 2000’de beyaz perdeye uyarlandığında kitaptaki ağır cinsel içerikli ve vahşi cinayet sahneleri çıkarılmak zorunda kalındı. Ancak gündüz işadamı, gece seri katil Patrick Bateman’ı canlandıran Christian Bale, kitaptaki karakterin ruhunu yakalamakta çok başarılı bulundu. İyi eğitim almış, yüksek maaşlı bir iş sahibi olan Bateman, hayatını bulunduğu sosyal çevrenin kurallarına göre yaşayan bir adam olmanın yanı sıra geceleri fahişeleri öldürüp, parçalara ayırma alışkanlığı olan bir adamdı. Bateman, fahişelerle başladığı cinayetlerine, iş arkadaşlarını ve bir çocuğu dahil etti.



NORMAN BATES - SAPIK

40 bin dolar çalıntı parayla bir otele sığınan kaçak bir kadın, annesiyle yaşayan garip motel müdürü ve yıllarca konuşulan unutulmaz duş sahnesi. Sinemanın en dahi isimlerinden Alfred Hitchcock’un 1960 yılında imza attığı yapım üzerinden yarım asra yakın zaman geçse de izleyende ilk günkü etkisini bırakmayı başarıyor. Kişilik bölünmesi yaşayan motel sahibi Norman Bates, ünlü seri katil Ed Gein gibi yıllar önce kaybettiği annesinin hayaliyle yaşıyor. Annesinin kıyafetlerini giyip onun kişiliğine bürünerek cinayet işliyor. Onu kim suçlayabilir ki, hepsi annesinin başının altından çıkıyor!



ROARK JR. - GÜNAH şEHRİ

Frank Miller'ın klasik grafik eserinin 2005 tarihli uyarlaması şimdiden beyazperdenin en özel yapımlarından biri oldu. Birçok hikaye ve yıldızın arasından sıyrılan isimlerden Roarke J.R. 'sapık' bir seri katilden intikam almaya çlışan bir katile dönüşüyor.


JEAN-BAPTISTE - KOKU: BİR KATİLİN HİKAYESİ

Sinemaya uyarlanması en çok beklenen yapımlardan biri olan Patrick Süskind’in Perfume adlı romanı, tarihin en önemli kurgusal seri katillerinden birinin hikayesi. Daha doğduğu anda, annesi tarafından ölüme terk edilen Jean-Baptiste Grenouille, her şeyin kokusunu alıp her kokuyu birbirinden ayırt edebilme yeteneğine sahipti. Bu sayede en güzel kadınların derilerini yüzüp, en güzel kokuları yarattı ancak bu uğurda ölüm saçtı.



MİCKEY - MALLORY KNOX - KATİL DOÄ?ANLAR

Quentin Tarantino'nun senaryosunu yazdığı Oliver Stone'un filmi gösterildiği yıl bazı sahneleriyle tartışma yarattı ve yaş sınırı getirildi. Mickey ve Mallory, Mallory'e tacizde bulunan babasından başlayarak 666 nolu otoparkta hiç bir öldürme sebepleri olmadan, yolda geçeni ve kendilerine küçücük bir haksızlık yapanları bile öldürülürler. Bir yandan da hikayelerini tüm dünyaya anlatırlar. Film getirdiği medya ve sistem eleştirisiyle sinema tarihinde kendine önemli bir yer edindi.



HENRY - HENRY: BİR SERİ KATİLİN PORTRESİ

Seri katil Henry Lee Lucas'ın gerçek yaşdamına dayanan, 1986 yılında John Mcnaughton tarafından yazılıp yönetilen filmin başrolünde Micheal Rooker yer alıyor. Hem sahneleriyle hem de psikolojik tahlilleriyle diğer seri katil filmlerinden ayrılan yapım türün en iyileri arasında gösteriliyor.



DEXTER - DEXTER

CNBC-e'de de yayınlanan dizide Michael C. Hall’un canlandırdığı Dexter, diğer meşhur seri katillerin aksine sadece kötüleri öldürüyor. Adaleti yerine getirdiğini düşünen katil, çoğu zaman kendini bir kahraman gibi görme noktasına bile geliyor. Kurbanlarını etkisiz hale getirdikten sonra onlara neden öldürülmeyi hak ettiklerini anlatıyor. Hatta ikinci sezonda kurbanların cesetleri su yüzüne çıkınca medya Körfez Limanı Kasabı adını verdiği bu katilin niyeti hakkında ikiye bölünüyor: Kimi bir kahraman olduğunu düşünürken kimiyse kesinlikle yakalanması gerektiğini düşünüyor.
 

Benzer konular

Faruk

Harbi Üye
Forum Üyesi
Katılım
19 Mart 2019
Mesajlar
8,858
Tepkime puanı
25


JOHN DOE - YEDİ

Sinema dünyasının en önemli seri katillerinden biri kuşkusuz cinayetlerini bir aziz edasıyla işleyen, kimliği belirsiz olduğu için John Doe adıyla anılan katil. Filmin ilk yarısında hiç görünmese de İncil’e göre yedi ölümcül günahı işleyenlere karşı açtığı acımasız savaşla Dedektif Mills (Morgan Freeman) ve Somerset (Brad Pitt) ile birlikte izleyicilerin de kanını dondurmayı başarmıştı. Cinayetlerini sadistçe kurgular ve birbirinden acımasız işkencelerle süsleyen katili canlandıran isim Altın Portakal Film Festivali için Antalya'ya da gelen Kevin Spacey. David Fincher'ın 1995 tarihli filmi sinema tarihinin en iyileri arasında yer alıyor.



DR. HANNIBAL LECTER - KUZULARIN SESSİZLİÄ?İ

En İyi Kadın Oyuncu, En İyi Erkek Oyuncu ve En İyi Film dahil beş ana dalda Oscar kazanan 1991 tarihli psikolojik gerilimde eli bıçaklı seri katil Dr. Hannibal Lecter. Hannibal Lecter sıradan bir katil değil. Kurbanları yiyen türden bir cani. Ancak Anthony Hopkins'in canlandırdığı karakter bu yapımda başka bir cinayeti çözebilmesi için acemi FBI ajanı Clarice Starling’e (Jodie Foster) yardım ediyor. Filmdeki 16 dakikalık performansıyla Oscar kazanan Anthony Hopkins, bu kısa sürede sinemanın en etkileyici seri katili profillerinden birini yaratmayı başardı. Thomas Harris’in aynı adlı kitabından Jonathan Demme'nin yönetmenliğinde sinemaya uyarlanan yapımın geçmiş ve gelecek bölümleri de çekildi.



PATRICK BATEMAN - AMERİKAN SAPIÄ?I

Bret Easton Ellis’in 1991 yılında yayımlanan kitabı, 2000’de beyaz perdeye uyarlandığında kitaptaki ağır cinsel içerikli ve vahşi cinayet sahneleri çıkarılmak zorunda kalındı. Ancak gündüz işadamı, gece seri katil Patrick Bateman’ı canlandıran Christian Bale, kitaptaki karakterin ruhunu yakalamakta çok başarılı bulundu. İyi eğitim almış, yüksek maaşlı bir iş sahibi olan Bateman, hayatını bulunduğu sosyal çevrenin kurallarına göre yaşayan bir adam olmanın yanı sıra geceleri fahişeleri öldürüp, parçalara ayırma alışkanlığı olan bir adamdı. Bateman, fahişelerle başladığı cinayetlerine, iş arkadaşlarını ve bir çocuğu dahil etti.



NORMAN BATES - SAPIK

40 bin dolar çalıntı parayla bir otele sığınan kaçak bir kadın, annesiyle yaşayan garip motel müdürü ve yıllarca konuşulan unutulmaz duş sahnesi. Sinemanın en dahi isimlerinden Alfred Hitchcock’un 1960 yılında imza attığı yapım üzerinden yarım asra yakın zaman geçse de izleyende ilk günkü etkisini bırakmayı başarıyor. Kişilik bölünmesi yaşayan motel sahibi Norman Bates, ünlü seri katil Ed Gein gibi yıllar önce kaybettiği annesinin hayaliyle yaşıyor. Annesinin kıyafetlerini giyip onun kişiliğine bürünerek cinayet işliyor. Onu kim suçlayabilir ki, hepsi annesinin başının altından çıkıyor!



ROARK JR. - GÜNAH şEHRİ

Frank Miller'ın klasik grafik eserinin 2005 tarihli uyarlaması şimdiden beyazperdenin en özel yapımlarından biri oldu. Birçok hikaye ve yıldızın arasından sıyrılan isimlerden Roarke J.R. 'sapık' bir seri katilden intikam almaya çlışan bir katile dönüşüyor.


JEAN-BAPTISTE - KOKU: BİR KATİLİN HİKAYESİ

Sinemaya uyarlanması en çok beklenen yapımlardan biri olan Patrick Süskind’in Perfume adlı romanı, tarihin en önemli kurgusal seri katillerinden birinin hikayesi. Daha doğduğu anda, annesi tarafından ölüme terk edilen Jean-Baptiste Grenouille, her şeyin kokusunu alıp her kokuyu birbirinden ayırt edebilme yeteneğine sahipti. Bu sayede en güzel kadınların derilerini yüzüp, en güzel kokuları yarattı ancak bu uğurda ölüm saçtı.



MİCKEY - MALLORY KNOX - KATİL DOÄ?ANLAR

Quentin Tarantino'nun senaryosunu yazdığı Oliver Stone'un filmi gösterildiği yıl bazı sahneleriyle tartışma yarattı ve yaş sınırı getirildi. Mickey ve Mallory, Mallory'e tacizde bulunan babasından başlayarak 666 nolu otoparkta hiç bir öldürme sebepleri olmadan, yolda geçeni ve kendilerine küçücük bir haksızlık yapanları bile öldürülürler. Bir yandan da hikayelerini tüm dünyaya anlatırlar. Film getirdiği medya ve sistem eleştirisiyle sinema tarihinde kendine önemli bir yer edindi.



HENRY - HENRY: BİR SERİ KATİLİN PORTRESİ

Seri katil Henry Lee Lucas'ın gerçek yaşdamına dayanan, 1986 yılında John Mcnaughton tarafından yazılıp yönetilen filmin başrolünde Micheal Rooker yer alıyor. Hem sahneleriyle hem de psikolojik tahlilleriyle diğer seri katil filmlerinden ayrılan yapım türün en iyileri arasında gösteriliyor.



DEXTER - DEXTER

CNBC-e'de de yayınlanan dizide Michael C. Hall’un canlandırdığı Dexter, diğer meşhur seri katillerin aksine sadece kötüleri öldürüyor. Adaleti yerine getirdiğini düşünen katil, çoğu zaman kendini bir kahraman gibi görme noktasına bile geliyor. Kurbanlarını etkisiz hale getirdikten sonra onlara neden öldürülmeyi hak ettiklerini anlatıyor. Hatta ikinci sezonda kurbanların cesetleri su yüzüne çıkınca medya Körfez Limanı Kasabı adını verdiği bu katilin niyeti hakkında ikiye bölünüyor: Kimi bir kahraman olduğunu düşünürken kimiyse kesinlikle yakalanması gerektiğini düşünüyor.
 

Faruk

Harbi Üye
Forum Üyesi
Katılım
19 Mart 2019
Mesajlar
8,858
Tepkime puanı
25


JOHN DOE - YEDİ

Sinema dünyasının en önemli seri katillerinden biri kuşkusuz cinayetlerini bir aziz edasıyla işleyen, kimliği belirsiz olduğu için John Doe adıyla anılan katil. Filmin ilk yarısında hiç görünmese de İncil’e göre yedi ölümcül günahı işleyenlere karşı açtığı acımasız savaşla Dedektif Mills (Morgan Freeman) ve Somerset (Brad Pitt) ile birlikte izleyicilerin de kanını dondurmayı başarmıştı. Cinayetlerini sadistçe kurgular ve birbirinden acımasız işkencelerle süsleyen katili canlandıran isim Altın Portakal Film Festivali için Antalya'ya da gelen Kevin Spacey. David Fincher'ın 1995 tarihli filmi sinema tarihinin en iyileri arasında yer alıyor.



DR. HANNIBAL LECTER - KUZULARIN SESSİZLİÄ?İ

En İyi Kadın Oyuncu, En İyi Erkek Oyuncu ve En İyi Film dahil beş ana dalda Oscar kazanan 1991 tarihli psikolojik gerilimde eli bıçaklı seri katil Dr. Hannibal Lecter. Hannibal Lecter sıradan bir katil değil. Kurbanları yiyen türden bir cani. Ancak Anthony Hopkins'in canlandırdığı karakter bu yapımda başka bir cinayeti çözebilmesi için acemi FBI ajanı Clarice Starling’e (Jodie Foster) yardım ediyor. Filmdeki 16 dakikalık performansıyla Oscar kazanan Anthony Hopkins, bu kısa sürede sinemanın en etkileyici seri katili profillerinden birini yaratmayı başardı. Thomas Harris’in aynı adlı kitabından Jonathan Demme'nin yönetmenliğinde sinemaya uyarlanan yapımın geçmiş ve gelecek bölümleri de çekildi.



PATRICK BATEMAN - AMERİKAN SAPIÄ?I

Bret Easton Ellis’in 1991 yılında yayımlanan kitabı, 2000’de beyaz perdeye uyarlandığında kitaptaki ağır cinsel içerikli ve vahşi cinayet sahneleri çıkarılmak zorunda kalındı. Ancak gündüz işadamı, gece seri katil Patrick Bateman’ı canlandıran Christian Bale, kitaptaki karakterin ruhunu yakalamakta çok başarılı bulundu. İyi eğitim almış, yüksek maaşlı bir iş sahibi olan Bateman, hayatını bulunduğu sosyal çevrenin kurallarına göre yaşayan bir adam olmanın yanı sıra geceleri fahişeleri öldürüp, parçalara ayırma alışkanlığı olan bir adamdı. Bateman, fahişelerle başladığı cinayetlerine, iş arkadaşlarını ve bir çocuğu dahil etti.



NORMAN BATES - SAPIK

40 bin dolar çalıntı parayla bir otele sığınan kaçak bir kadın, annesiyle yaşayan garip motel müdürü ve yıllarca konuşulan unutulmaz duş sahnesi. Sinemanın en dahi isimlerinden Alfred Hitchcock’un 1960 yılında imza attığı yapım üzerinden yarım asra yakın zaman geçse de izleyende ilk günkü etkisini bırakmayı başarıyor. Kişilik bölünmesi yaşayan motel sahibi Norman Bates, ünlü seri katil Ed Gein gibi yıllar önce kaybettiği annesinin hayaliyle yaşıyor. Annesinin kıyafetlerini giyip onun kişiliğine bürünerek cinayet işliyor. Onu kim suçlayabilir ki, hepsi annesinin başının altından çıkıyor!



ROARK JR. - GÜNAH şEHRİ

Frank Miller'ın klasik grafik eserinin 2005 tarihli uyarlaması şimdiden beyazperdenin en özel yapımlarından biri oldu. Birçok hikaye ve yıldızın arasından sıyrılan isimlerden Roarke J.R. 'sapık' bir seri katilden intikam almaya çlışan bir katile dönüşüyor.


JEAN-BAPTISTE - KOKU: BİR KATİLİN HİKAYESİ

Sinemaya uyarlanması en çok beklenen yapımlardan biri olan Patrick Süskind’in Perfume adlı romanı, tarihin en önemli kurgusal seri katillerinden birinin hikayesi. Daha doğduğu anda, annesi tarafından ölüme terk edilen Jean-Baptiste Grenouille, her şeyin kokusunu alıp her kokuyu birbirinden ayırt edebilme yeteneğine sahipti. Bu sayede en güzel kadınların derilerini yüzüp, en güzel kokuları yarattı ancak bu uğurda ölüm saçtı.



MİCKEY - MALLORY KNOX - KATİL DOÄ?ANLAR

Quentin Tarantino'nun senaryosunu yazdığı Oliver Stone'un filmi gösterildiği yıl bazı sahneleriyle tartışma yarattı ve yaş sınırı getirildi. Mickey ve Mallory, Mallory'e tacizde bulunan babasından başlayarak 666 nolu otoparkta hiç bir öldürme sebepleri olmadan, yolda geçeni ve kendilerine küçücük bir haksızlık yapanları bile öldürülürler. Bir yandan da hikayelerini tüm dünyaya anlatırlar. Film getirdiği medya ve sistem eleştirisiyle sinema tarihinde kendine önemli bir yer edindi.



HENRY - HENRY: BİR SERİ KATİLİN PORTRESİ

Seri katil Henry Lee Lucas'ın gerçek yaşdamına dayanan, 1986 yılında John Mcnaughton tarafından yazılıp yönetilen filmin başrolünde Micheal Rooker yer alıyor. Hem sahneleriyle hem de psikolojik tahlilleriyle diğer seri katil filmlerinden ayrılan yapım türün en iyileri arasında gösteriliyor.



DEXTER - DEXTER

CNBC-e'de de yayınlanan dizide Michael C. Hall’un canlandırdığı Dexter, diğer meşhur seri katillerin aksine sadece kötüleri öldürüyor. Adaleti yerine getirdiğini düşünen katil, çoğu zaman kendini bir kahraman gibi görme noktasına bile geliyor. Kurbanlarını etkisiz hale getirdikten sonra onlara neden öldürülmeyi hak ettiklerini anlatıyor. Hatta ikinci sezonda kurbanların cesetleri su yüzüne çıkınca medya Körfez Limanı Kasabı adını verdiği bu katilin niyeti hakkında ikiye bölünüyor: Kimi bir kahraman olduğunu düşünürken kimiyse kesinlikle yakalanması gerektiğini düşünüyor.
 

Nutella

Harbi Üye
Bayan Üye
Özel Üye
Katılım
2 Ocak 2021
Mesajlar
9,432
Tepkime puanı
8
Cinsiyet
  1. Bayan
Takım
Galatasaray
Paylaşım için teşekkürler Linux.
 

ArızaRıza

Forum Üyesi
Katılım
7 Mayıs 2021
Mesajlar
366
Tepkime puanı
0
Takım
Galatasaray
Emeğinize Yüreğinize Sağlık Başarılarınızın Devamını Dilerim
 

MisGibi

Harbi Üye
Forum Üyesi
Katılım
25 Eylül 2021
Mesajlar
1,881
Tepkime puanı
15
Takım
Galatasaray
teşekkürler ...
 

Sinemkotal

Forum Üyesi
Katılım
3 Ekim 2021
Mesajlar
6
Tepkime puanı
2
Takım
Tarafsız
Norman Bates,Dexter ve Jean Baptiste etkilendigim kurgusal karakterler.Ozellikle Psycho'yu defalarca izledim Anthony Perkins oyunculuğuyla inanılmaz etkileyici bir film ve konuydu.Paylasim için teşekkür ederim.İlgilenenler için harika.
 

Sinemkotal

Forum Üyesi
Katılım
3 Ekim 2021
Mesajlar
6
Tepkime puanı
2
Takım
Tarafsız


JOHN DOE - YEDİ

Sinema dünyasının en önemli seri katillerinden biri kuşkusuz cinayetlerini bir aziz edasıyla işleyen, kimliği belirsiz olduğu için John Doe adıyla anılan katil. Filmin ilk yarısında hiç görünmese de İncil’e göre yedi ölümcül günahı işleyenlere karşı açtığı acımasız savaşla Dedektif Mills (Morgan Freeman) ve Somerset (Brad Pitt) ile birlikte izleyicilerin de kanını dondurmayı başarmıştı. Cinayetlerini sadistçe kurgular ve birbirinden acımasız işkencelerle süsleyen katili canlandıran isim Altın Portakal Film Festivali için Antalya'ya da gelen Kevin Spacey. David Fincher'ın 1995 tarihli filmi sinema tarihinin en iyileri arasında yer alıyor.



DR. HANNIBAL LECTER - KUZULARIN SESSİZLİÄ?İ

En İyi Kadın Oyuncu, En İyi Erkek Oyuncu ve En İyi Film dahil beş ana dalda Oscar kazanan 1991 tarihli psikolojik gerilimde eli bıçaklı seri katil Dr. Hannibal Lecter. Hannibal Lecter sıradan bir katil değil. Kurbanları yiyen türden bir cani. Ancak Anthony Hopkins'in canlandırdığı karakter bu yapımda başka bir cinayeti çözebilmesi için acemi FBI ajanı Clarice Starling’e (Jodie Foster) yardım ediyor. Filmdeki 16 dakikalık performansıyla Oscar kazanan Anthony Hopkins, bu kısa sürede sinemanın en etkileyici seri katili profillerinden birini yaratmayı başardı. Thomas Harris’in aynı adlı kitabından Jonathan Demme'nin yönetmenliğinde sinemaya uyarlanan yapımın geçmiş ve gelecek bölümleri de çekildi.



PATRICK BATEMAN - AMERİKAN SAPIÄ?I

Bret Easton Ellis’in 1991 yılında yayımlanan kitabı, 2000’de beyaz perdeye uyarlandığında kitaptaki ağır cinsel içerikli ve vahşi cinayet sahneleri çıkarılmak zorunda kalındı. Ancak gündüz işadamı, gece seri katil Patrick Bateman’ı canlandıran Christian Bale, kitaptaki karakterin ruhunu yakalamakta çok başarılı bulundu. İyi eğitim almış, yüksek maaşlı bir iş sahibi olan Bateman, hayatını bulunduğu sosyal çevrenin kurallarına göre yaşayan bir adam olmanın yanı sıra geceleri fahişeleri öldürüp, parçalara ayırma alışkanlığı olan bir adamdı. Bateman, fahişelerle başladığı cinayetlerine, iş arkadaşlarını ve bir çocuğu dahil etti.



NORMAN BATES - SAPIK

40 bin dolar çalıntı parayla bir otele sığınan kaçak bir kadın, annesiyle yaşayan garip motel müdürü ve yıllarca konuşulan unutulmaz duş sahnesi. Sinemanın en dahi isimlerinden Alfred Hitchcock’un 1960 yılında imza attığı yapım üzerinden yarım asra yakın zaman geçse de izleyende ilk günkü etkisini bırakmayı başarıyor. Kişilik bölünmesi yaşayan motel sahibi Norman Bates, ünlü seri katil Ed Gein gibi yıllar önce kaybettiği annesinin hayaliyle yaşıyor. Annesinin kıyafetlerini giyip onun kişiliğine bürünerek cinayet işliyor. Onu kim suçlayabilir ki, hepsi annesinin başının altından çıkıyor!



ROARK JR. - GÜNAH şEHRİ

Frank Miller'ın klasik grafik eserinin 2005 tarihli uyarlaması şimdiden beyazperdenin en özel yapımlarından biri oldu. Birçok hikaye ve yıldızın arasından sıyrılan isimlerden Roarke J.R. 'sapık' bir seri katilden intikam almaya çlışan bir katile dönüşüyor.


JEAN-BAPTISTE - KOKU: BİR KATİLİN HİKAYESİ

Sinemaya uyarlanması en çok beklenen yapımlardan biri olan Patrick Süskind’in Perfume adlı romanı, tarihin en önemli kurgusal seri katillerinden birinin hikayesi. Daha doğduğu anda, annesi tarafından ölüme terk edilen Jean-Baptiste Grenouille, her şeyin kokusunu alıp her kokuyu birbirinden ayırt edebilme yeteneğine sahipti. Bu sayede en güzel kadınların derilerini yüzüp, en güzel kokuları yarattı ancak bu uğurda ölüm saçtı.



MİCKEY - MALLORY KNOX - KATİL DOÄ?ANLAR

Quentin Tarantino'nun senaryosunu yazdığı Oliver Stone'un filmi gösterildiği yıl bazı sahneleriyle tartışma yarattı ve yaş sınırı getirildi. Mickey ve Mallory, Mallory'e tacizde bulunan babasından başlayarak 666 nolu otoparkta hiç bir öldürme sebepleri olmadan, yolda geçeni ve kendilerine küçücük bir haksızlık yapanları bile öldürülürler. Bir yandan da hikayelerini tüm dünyaya anlatırlar. Film getirdiği medya ve sistem eleştirisiyle sinema tarihinde kendine önemli bir yer edindi.



HENRY - HENRY: BİR SERİ KATİLİN PORTRESİ

Seri katil Henry Lee Lucas'ın gerçek yaşdamına dayanan, 1986 yılında John Mcnaughton tarafından yazılıp yönetilen filmin başrolünde Micheal Rooker yer alıyor. Hem sahneleriyle hem de psikolojik tahlilleriyle diğer seri katil filmlerinden ayrılan yapım türün en iyileri arasında gösteriliyor.



DEXTER - DEXTER

CNBC-e'de de yayınlanan dizide Michael C. Hall’un canlandırdığı Dexter, diğer meşhur seri katillerin aksine sadece kötüleri öldürüyor. Adaleti yerine getirdiğini düşünen katil, çoğu zaman kendini bir kahraman gibi görme noktasına bile geliyor. Kurbanlarını etkisiz hale getirdikten sonra onlara neden öldürülmeyi hak ettiklerini anlatıyor. Hatta ikinci sezonda kurbanların cesetleri su yüzüne çıkınca medya Körfez Limanı Kasabı adını verdiği bu katilin niyeti hakkında ikiye bölünüyor: Kimi bir kahraman olduğunu düşünürken kimiyse kesinlikle yakalanması gerektiğini düşünüyor.
Jean Baptiste,John Doe çok iyi eserler.,Norman Bates Psycho1960 lı yıllar versiyonu çok güzeldi diziyi sevemedim.Ayrica gerçek hikaye olan Aileen Wuornos Monster çok iyiydi.Katillerin iç dünyasını iyi yansıtan filmler ve kitaplar insanı içine çekiyor.Film ve dizi tavsiyelerini almak isterim.
 
İçerik sağlayıcı "paylaşım" sitelerinden biri olan Harbimekan.Com Forum, Eğlence ve Güncel Paylaşım Platformu Adresimizde 5651 Sayılı Kanun’un 8. Maddesine ve T.C.K’nın 125. Maddesine göre TÜM ÜYELERİMİZ yaptıkları paylaşımlardan sorumludur. Harbimekan.Com sitesindeki konular yada mesajlar hakkında yapılacak tüm hukuksal Şikayetler için info@harbimekan.com yada iletişim sayfası üzerinden iletişime geçilmesi halinde ilgili kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 3 Gün (72 Saat) içerisinde Forum yönetimi olarak tarafımızdan gereken işlemler yapılacaktır.

Bu Site, Bilim ve Sağlık Haber Ajansı Üyesidir.

Yığıntı - 8kez - kaynak mağazam - Uğur Ağdaş - genel forum - webp converter