GününSitesi
Özel Üye
- Katılım
- 31 Ocak 2024
- Mesajlar
- 18,856
- Tepkime puanı
- 3
Nasreddin Hoca günün birinde hastalanır. Yatak yorgan derken, Hoca’ya geçmiş olsun ziyaretleri başlar. Bir gün böyle, iki gün böyle… Bu arada Hoca da yatağın içerisinde ağrıların etkisiyle kıvranmaktadır. Geçmiş olsuna gelen komşular da ilk geldiklerinde; 'Hocam, geçmiş olsun, ne oldu, nasılsın?' dedikten sonra hastayı bırakıp kendi aralarında sohbeti koyulaştırmaktadırlar. Hoca’nın hanımı da gelenlere şerbet ikram etmekte, bu arada vakit de ilerlemektedir. Çünkü her gelen oturmakta, bir türlü kalkmayı hatırlayamamaktadır. Hocanın ağrısı çoktur ama misafirlere de 'Kalkın gidin,' diyemez. Ne kadar inlerse de, sızılarsa da, oflarsa da hepsi boşuna… Bütün bu ofultuların sonunda hiç kimse yerinden bile kıpırdamaz. Vakit epeyce ilerleyince misafirlerden birisi; 'Hocam, kusura bakma, geç oldu biz gidelim, daha sonra yine geliriz. Bir emrin olursa haberimiz olsun.' deyince, Hoca taşı gediğine koyuverir: 'Vallahi komşular bu öğüdümü iyi öğrenin: Bundan sonra hasta ziyaretine gittiğinizde evinizi de hatırlayın, başka bir diyeceğim yok, haydin güle güle.'
Bu fıkra,
Bu fıkra,
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
tarafından, 12 Nisan 2025 Cumartesi tarihinde, günün fıkrası olarak seçilmiştir.