I. Charles Kimdir ? Biyografi

Ceycey

Forum Üyesi
Katılım
28 Ekim 2021
Mesajlar
241
Tepkime puanı
0
Konum
Çorum
Takım
Beşiktaş
I. Charles

220px-King_Charles_I_%28van_Dyck%29.jpg

İngiltere ve İrlanda kralı

I. Charles
(19 Kasım 1600 - 30 Ocak 1649), 27 Mart 1625'ten 30 ocak 1649'da idam edilmesine kadar İskoçya Krallığı ve İngiltere ile İrlanda krallıkları kralı.

Charles VI. James, İskoçya Kralı'nin ikinci oğlu idi ama 1603'te babası veraset yolu ile İngiltere Krallığı kralı olunca İngiltere'ye yerleşti ve hayatının sonuna kadar bu ülkede yaşadı. 1612'ye kadar Charlesın krallık yapma hakkı bulunmamakta idi ama 1612'de İskoçya Krallık veliahtı ve Galler Prensi unvanı ile İngiltere Krallık veliahtı olan ağabeyi Henry Frederick ölünce Charles İskoçya Krallığı ve İngiltere ile İrlanda Krallığı veliahtı olmuştu. 1623'te İspanya'ya 8 ay süren bir seyahat yaparak İspanya'da hüküm süren Habsburg Hanedanı'ndan bir prensese evlilik teklifi yapmaya girişti. Ama bu evlilik teklifi İngiltereli ve İskoçyalı asiller ve halkı için popüler değildi. Sonunda evlilik antlaşmasının şartları müzakere edilirken İspanyollarla anlaşma sağlanamayarak bu evlenme girişimi başarısız kaldı. Bundan iki yıl sonra 1625'te Fransa Kralı XIII. Louis'nin küçük kız kardeşi Henrietta Maria ile evlilik yaparak Fransa Bourbon Hanedanı'na damat oldu.

1625'te babası James ölünce Charles İskoçya ve İngiltere ile İrlanda krallıkları tahtına çıktı. Savaş hazırlıkları için devlet maliyesini pekiştirmek hedefi ile yeni vergiler toplamak için İngiltere geleneklerine göre yeni bir Parlamento toplatıp onlardan vergi sübvansiyon izini alması gerekmekteydi. Fakat Charles Krallığın kendine tanrı tarafından verildiğine ve sırf şahsi vicdanına dayanarak şahsen aldığı devlet yönetim kararlarının "ilahi irade"yi temsil ettiği için (kendi şahsi izni olmazsa) kayıtsız ve şartsız hiçbir insansal kontrole bağlı kısıntılar olmadan kabul edilmesi gerektiğine inanmaktaydı. Fakat krallık tebaların çoğunluğu bu inancı açıkça tiranlık gösteren Mutlak Monarşi olduğunu kabul etmekte idiler. Bir İngiliz olarak geleneksel devlet yönetimi kurallarına, özellikle yeni vergi salıp toplamanın ancak yeni bir parlamento toplayarak bu parlamentonun kontrol ve iznine bağlı olması prensibine, aykırı olduğunu kabul etmekteydiler. Charles kral olarak Protestan Hristiyan inançta olmakla beraber, Protestan kiliselerinin Katolik Kilisesi ayinleri ve inançlarına en yakın olan "Yüksek Kilise (High Church)" görüşüne bağlı idi. Bu görüşü temsil edip verdikleri ve yazdıkları vaazlarda; yönettikleri kilise ayinlerinde; ayinlerde giydikleri papazlık giysilerinde uygulayan kilise ruhbanlarını (özellikle Richard Montagu ve Canterbury Başpiskoposu William Laud'u) koruyup tutması; İngiliz reformasyonu ve İskoçya reformasyonu yanında ortaya çıkmış olan diğer daha koyu Reformist Protestan inançlı Protestan mezheplere inananları (özellikle Püriten ve koyu Kalvinist inançlıları) kendine aleyhtar yaptı. Kral Charlesın koyu Katolik inançlı Fransa Prensesi Henrietta Maria ile evlenmesinden ve Avrupa'daki Otuz Yıl Savaşı'nda Katolik krallar orduları tarafından yenilmekte olan Protestan taraflara İngiltere'nin hiçbir anlamlı destek sağlamamasından da, Kral I. Charlesın Katolik taraftarı olduğu hakkındaki dinsel aleyhtarlarının inançlarını daha da güçlendirdi. Bu aleyhtarlar Kral Charlesın yeniden topladığı Parlamento'da önemli sayıda idiler ve bu aleyhtar Parlamento üyeleri gayet iyi konuşmaları ve kulis hareketleri ile yeni İngiltere Parlamentosu'nda üstün duruma geçtiler.

Bu nedenle Kral Charlesın kendi çağırdığı yeni İngiltere ve İskoçya Parlamentoları ile Kral Charlesın arası açıldı. Kral Charles önce 1629'da İngiltere parlamentosunu feshedip ülkeyi de şahsi istibdatla yönetmeye başladı. Ama bu istibdat döneminde ortaya çıkan savaşlar için ordusunu güçlendirmesi gerekmekteydi ve Parlamento kapanmadan önce kendinin topladığı vergiler ve aldığı borçlar dolayısıyla İngiliz ordusunu finanse etmek için gerekli mali ihtiyaçlar bir miktar karşılandı.

Fakat Charles özellikle İskoçya'da Presbeteriyen İskoçya Kilisesi ayinler ve organizasyonu için İngiltere Anglikan Kilisesi'nin "Yüksek Kilise" görüşlülerin kilise uygulamalarını zorla İskoçlara kabul ettirme girişimi o ülkede ve Parlamentoda kral aleyhtarlarını gayet güçlendirdiği gibi her ülkede gayet aksi sonuçlar doğuran Piskoposlar Savaşı'nın ortaya çıkmasına neden oldu.

1642'de İngiltere İç Savaşı'nın "Birinci İngiltere İç Savaşı" evresi başladı. Bu savaştan önce Kral Charles topladığı "Kraliyetçi" ordusunu finanse etmek için İngiltere Parlamentosu ve İskoçya Parlamentosu'nu toplanmaya çağırması gerekti. Bu parlamento krala karşı gelmeye başlayınca kendileri "İngiltere Parlamento Ordusu" ve İskoçya Parlamento Ordusu oluşturdular. Kraliyet orduları ile parlamentocu ordular birbirine karşı her iki ülke arazilerinde çatışmalara ve muharebelere giriştiler. 1645'te Kral Charlesın "Cavalierler (Şövalyeler)" adı verilen "Kraliyet Ordusu" Roundheadler adı verilen İngiltere "Parlamento Ordusu" tarafından 14 Haziran 1645'te Neasby Muharebesi'nde ve sonra 10 Temmuz'da Langfort Muharebesi'nde yenilip "Kraliyet Ordusu" elimine edildikten sonra Midlands bölgesine kaçtı. İngiltere Parlamento ordusunun Oxford Kuşatması'ndan gayet şans eseri kurtulabildi. Newark şehrini kuşatan İskoç ordusuna sığındı. İskoçlar kralı bir müddet tutukladıktan sonra Parlamentocuların verdiği büyük meblağda savaş tazminatı sonunda Ocak 1647'de Kral Charles'ı Parlamentocu ordulara teslim ettiler.

Charles Parlamentocular tarafından tutukluluk altına alındı. Önce Holdenby House, Northamptonshire, sonra Newmarket'te, sonra Londra yakınlarında Surrey'de "Oatlands Sarayı"na ve sonra da Hampton Court Sarayı'na getirilip oralarda tutuklandı. Hampton Court Sarayı'nda tutuklu Kral Charles bir Parlamento heyeti ile müzakereye geçti. Onların kendine getirdiği ve Parlamentonun kabul edeceği bildirilen "Meşrutiyetçi monarşi" rejimi altında hükümdarlık yapması teklifini kabul etmedi. Kasım 1647'de geçici olarak tutukluluktan kaçtı. Ama kaçtığı Wight Adası'nda beklediği şahsi desteği bulamayarak Parlamentocular tarafından yakalandı ve Wight Adası'nda tutuklanmaya başladı. Bu sırada İskoçlar ile gizli konuşmalara geçti ve onlarla kendisini kurtarmaları için anlaştı. Bu sırada Mayıs'ta Kraliyetçiler İskoçlarla anlaşarak İngiltere İç Savaşının ikinci evresi olan "İkinci İngiltere İç Savaşı"nı başlattılar. Fakat bu dönemlerde Oliver Cromwell kurduğu, eğittiği ve komuta ettiği Yeni Model Ordu ile 1648 sonlarında tüm Britanya adasında Parlamentocuların iktidarını ve kontrolünü konsolide etti. İskoç ordusunu en sonunda Ağustos 1648'de Preston Muharebesi'nde yenerek ve muhalifleri elemine edip sindirmişti. Charles 1648 yılı sonlarında Parlamentocu bir heyetle yeni müzakerelere girişti. Fakat Parlamentocular "Yeni Model Ordu" komutanı olan Oliver Cromwell bunun aleyhinde idi.

1648'de bu orduya bağlı birlikler Albay Thomas Pride liderliği altında 6-7 Aralık'ta Londra'da Parlamento'yu basarak Yeni Model Ordu'nun koyduğu prensiplere uymayan üyeleri ve aleyhtar Parlamento Üyelerini zorla Parlamento'dan çıkarıp tutukladılar ve bundan korkan muhalif Parlamento üyeleri de bu meclise gelmekten çekinmeye başladılar. Böylece üyelerinin sayısının kesilmesinden sonunda arda kalan Parlamento üyelerinden oluşan meclisin arkada kalan üyeleri bu kendilerinin meclisinin meşru bir Parlamento olduğunu ilan ettiler. Bu gerçekten bir "hükûmet darbesi" idi ve tarihçiler bu darbeye Pride Darbesi adı vermektedirler. Bu tasfiyeden sonra geride kalan üyelerden oluşan Parlamento'ya da Rump Parlamentosu (yani "Bakiye Parlamentosu") adı verildi.

1648 sonunda Charles "Hurst Castle" şatosuna ve sonra da Windsor Sarayı'na nakledilip tutuklandı. "Rump Parlamentosu"nun Avam Kamarası Ocak 1649'da Kral Charlesın "Vatana İhanet" suçundan yargılanacağını ilan etti. O zamana kadar bir meşru hükümdarın ilahi gücü olduğu kabul edilmekte idi ve bunun için alelade parlamento üyelerinden oluşan bir mahkemede ilahi güce dayanan bir kralın yargılanmasının imkânsız bir peri masalı olarak bile görünmemekte idi. "Rump Parlamentosu"nun Lordlar Kamerası kral yargılama için hazırlanan kanun teklifini hiç dokunmadan reddetti. Fakat tekrar toplanan Rump Parlamentosu, Cromwell ve ordunun zorlamarıyla ""ilahi irade"nin bir insan kişiye ait değil (yani "ilahi irade"nin şahsen Kral'a değil), Krallık kurumuna ait olduğunu; bu krallık kurumunda bir insan olan Kralın büyük suçlar işleyebileceğini; bu işlediği suçlar nedeni için yargılanabileceğini kabul ettiler. Bunun için "Rump Parlamentosu" yargılamayı yapmak için kendi üyelerinde oluşan bir "Yüce Yargılama Komisyonu" kurup bu komisyona tayin edilen Parlamento üyelerini "yargılama komiser" olarak seçtiler. Ama gerçekte bu seçilen yargılama komiserlerinin" ancak 69 tanesi Kral Charlesın yargılanma celselerinde mahkeme heyetini oluşturdular. Bu yargılama 20 Ocak 1649'da başladı. Kral Charles bu yargılama organın meşru olmadığını ve kendinin kral olarak hiçbir zaman tebaaları tarafından yargılanamayacağını bildirip bu gayrimeşru yargılamaya hiç katkı yapmamayı tercih etti. 26 Ocak 1649'da bu yargılama sona erdi ve "Yüce Yargılama Komisyonu" Kral Charles'ı "vatana ihanet" suçundan suçlu buldu ve bunun cezası olarak başı kesilerek idam edilmesine karar verdi. yargılama komiserlerinden ancak 59'u Kral Charlesın "İdam edilme yargı ilamı"na imzasını atmıştı.

30 Ocak 1649 günü Kral Charles Londra'da "Whitehall Sarayı" önünde açıkhavada başı kesilerek idam edildi. İngiltere devleti hukuki statüsü de bir kalıtsal "monarşi" olmaktan değişti ve bir çeşit "cumhuriyet" olan "İngiltere Millet Topluluğu" devleti kuruldu.

Çocukluğu ve ilk gençliği

İskoçya kralı VI. James ve Danimarkalı Anne'nin ikinci oğlu olarak 19 Kasım 1600 tarihinde İskoçya'da Dunfermline Sarayı'nda dünyaya geldi.[2][3]. Charles doğduğunda babası VI. James adı ile İskoçya Kralı idi ve daha İngiltere Kralı olmamıştı. 23 Aralik 1600'da Edinburg'da İskoçya Kraliyet sarayı olan Holyrood Sarayı'nda bir Protestan vaftiz töreni ile Ross Piskoposu David Lindsay tarafından vaftiz edildi. İskoçya krallarının ikinci erkek çocuklarına verilen "Ormond Markisi", "Ross Kontu" ve "Ardmannoch Lordu" unvanlarını taşımaya başladı.

Charles çok zayıf ve hastalıklı bir çocukluk geçirmişti. Babası Nisan 1603'te karısı ve diğer çocukları ile İngiltere'ye Londra'ya İngiltere Krallığı tahtına geçmek için gittiğinde bile uzun seyahate sağlığı uygun olmayacağı için Charles babasının yakın arkadaşı olan Dunfermline Kontu Lord Fyvie himayesinde İskoçya'da bırakıldı. 1604'un başlarında Charles 3,5 yaşında iken Dunfermline Sarayı'nın büyük salonun bir tarafından diğer tarafına hiç yardım görmeden yürüyebilmekte idi. Bu Charkes'in sıhhatinin seyahat için yeterli iyilikte olduğuna bir gösterge sayılarak Charles Londra'ya ailesinin yanına gönderildi. İngiltere'de saraylı Birinci Monmouth Kontu Sir Robert Carey'nin karısı Lady Carey Charles için mürebbiye ve bakıcı seçildi. Bu hanım Charles'a sert İspanyol sahtiyanından yapılmış ve ayak bilekleri bronz levhalarla desteklenmiş özel ayakkabılar giydirip onlarla eksersiz yaptırarak ayak ve ayak bileklerini kuvvetlendirip hemen hemen normal yürümesini sağladı. Charlesın konuşma gelişmesi de yavaş oldu. Hayatının tümünde Charlesın konuşması gayet yavaş ayrık kelimelerle oluşurdu ve hatta kekeme idi.

Ocak 1605'te geleneksel olarak İngiltere Kral'larının ikinci erkek oğullarına verilen York Dükü unvanı ve "Bath Şövalyesi" şeref unvanı Charles'a verildi. Bir Presbiteryen Protestan mezhebinden İskoç olan Thomas Murray Charles'a hoca olarak seçildi. Charles o zamanın iyi eğitimi olarak kabul edilen Klasik Latince ve Yunanca, Avrupa dilleri, matematik ve din konularında dersler almaya başladı. 1611'de Charles İngiltere Krallığı'nın en yüksek şerefi olan "Dizbağı Nişanı" verilip "Dizbağı Şövalyeliği" ile taltif edildi. Sonunda Charles fiziksel zayıflıklarına galip geldi. Çok iyi bir at binici; iyi bir tüfek ve ok atıcı silahşor oldu ve eskirim dersleri alıp iyi kılınç kullanır oldu.

Charlesın Prens Henry Frederick adlı bir ağabeyi vardı. Charles ağabeyini çok sevip sayardı ve onu kendine örnek olarak kabul etmişti. Charlesın zayıf nahif bünyesi ve nispeten kısa boyuna kıyasla, ağabeyi Prens Henry Frederick gayet boylu boslu, yakışıklı, gayet zeki ve asiller ile halk arasında gayet popülerdi. Prens Henry Frederick, İskoçya Krallığı veliahtı idi. Babası James İngiltere Kralı olunca Prens Henry Frederick İngiltere Krallığı için veliaht olarak Galler Prensi yapıldı. Fakat Kasım 1612 başlarında Prens Henry Frederick birbenbire hiç beklenmedik bir anda, daha 18 yaşında iken tifodan öldü. Kralın en büyük yaşayan oğlu olarak Charles hemen Kral I. (ve VI.) James'in İngiltere Krallığı ve İskoçya Krallığı için veliaht oldu. Bu sırada Charles iki hafta sonra 12 yaşına girecekti.

İskoçya ve İngiltere Krallıkları veliahtı olarak yaşamı

Ölen ağabeyi Henry Frederick'nın yerine otomatikman veliaht olması ile birlikte Charles bazı asalet unvanlarını (örneğin Cornwall Dükü ve Rothesay Dükü unvanları) taşımaya başladı. Bundan dört yıl sonra 1614'te İngiltere Krallığı veliahtı olarak Kral James, oğlu Charles'e Galler Prensi ve Chester Kontu unvanlarını da bahşetti.

Ağabeyi öldükten sonra Charlesın en yakın arkadaşı, aynı zamanda babasının da yakın dostu olan, Birinci Buckingham Dükü George Villiers idi. Buckingham Dükü çok zengin ve politik olarak çok güçlü idi; ama şahsi ve politik tutumları dolayısıyla halk tarafından hiç sevilmemekte idi.

Veliaht prens olduğunda Charlesın ilk uğraşı kendi ve hüküm ettiği ülkelerin siyasi durumuna katkı yapacak bir eş bulmaya çalışmak oldu. 1620'li yıllarda I. James İspanya Krallığı ile yakınlaşmak için İspanya Kralı ve Kutsal Roma Cermen İmparatoru III. Filip'in en küçük kızı Maria Anna'yı oğluna eş olarak almayı kararlaştırdı. Bunun için gizlice Charles ve Buckingham Dükü 1623'te zor geçen bir deniz seyahatinden sonra İspanya ve Madrid'e gidip görüşmeler yaptılar. Ama Maria Anna koyu bir Katolik olup bir Protestan Hristiyanla evlilik yapmak istememekteydi. İspanyollar bu evlilik için önce Charlesın Anglikan mezhebinden ayrılıp Katolikliğe dönüşmesini istediler. Ayrıca İngiltere'de Katolik Hristiyanlar hakkında uygulanan yasakların ve cezai yasaların kaldırılmasını talep ettiler. Charles Katolik olmayı istememekte idi. Ayrıca İspanya Başbakanı olan Olivares ile Buckingham Dükü arasında şahsi anlaşmazlıklar da çıkmıştı. Yapılan müzakereler böylece sonuçsuz kaldı. Zaten Anglikan Protestan olan İngiltere ve Presbiteryen Protestan olan İskoçya halkının çoğunluğu, krallık sarayları ve hükûmet idarecileri ve İngiltere Parlamentosu koyu Katolik olan İspanya ile ilişkilerin iyileşmesini istememekteydi. Ekim ayında İspanya'dan ayrılıp İngiltere'ye dönerken Charles ve Buckingham Dükü Fransa'ya uğradılar ve Fransa kraliyet ailesinin misafiri oldular. Charles burada Fransa Kralı XIII. Louis'in kız kardeşi (ve bir suikastla öldürülmüş olan IV. Henri'nin en küçük kızı) Prenses Henrietta Maria ile tanıştı.

Charles ve danışmanı Buckhingham Dükü İngiltere'ye döndükten sonra babası İngiltere Kralı I. James'i (hiç istekli olmamakla beraber) Protestan olan kızının kocası Platinat Elektörlüğü hükümdarı V. Frederick'in Otuz Yıl Savaşı başında 1620'de Bohemya'dan atılmasına neden olan ve sonra da Palatinat Elektörlüğü arazilerini zapteden İspanyolların bu işgaline son vermek için bir savaşa girmeye zorladılar.

Bu savaşa girebilmek için İngiltere ordusu'na yeni devlet vergilerinden para ödenekleri tahsis edilmesi gerekmekteydi. Yeni vergiler salmak için, İngiltere Kraliyeti geleneklerine göre gerekli olarak, yeni bir parlamento seçtirildi. Bu yeni seçilen Parlamento Londra'da toplanıp çalışmalara başladı. Bu parlamentoda gayet etkin olan kişi Londra'da bir önemli tüccar iken asalet unvanı verilip soylu yapılan Yüksek Hazine Lordu "Birinci Middlesex Kontu" idi ve bu kişi herhangi bir yeni vergi salınmasının prensip olarak aleyhinde idi. Charles ve danışmanı Buckingham Dükü onun bu görevden atılıp yargılanmasını sağlamak için I. James'i zorlamaya başladılar.

İspanya ile savaşmak için Kral James'in elinde bulunan hazine fonlarla kurulan Ernst von Mansfeld komutası altındaki derme çatma İngiltere ordusu ise Hollanda kıyılarına çıkartıldı. Ama bu ordu kıyılardan ileri geçemedi ve Palatinat Elektörlüğü yakınına bile yaklaşamadı.

Kral I. James bu İngiltere parlamentosundan veliaht Charles ile Fransa Prensesi Henrietta Maria'nın evlenmesi için izin istedi. Fakat Henrietta Marie Katolik idi ve Parlamento ancak I. James ile Charlesın, prenses/kraliçenin maiyetinde olan kişilere dinsel hürriyet verilip Katolik kalma izni verilmeyeceği hakkında Parlamento'ya söz vermelerinden sonra ancak çok çekingenlikle kabul etti.

1624'te I. James gittikçe hastalandı ve İngiltere ve İskoçya'nın yönetimine katkısı gittikçe zayıflamaya başladı. Özellikle İngiltere Parlamentosu'nu kontrol etmesi imkânsızlaşmaya başladı. I. James Mart 1625'te öldü. Ölmeden önce 1624 ve 1625'te epeyce zamandır İskoçya ve İngiltere'de krallık idaresi de facto olarak oğlu ve veliahtı Charlesın ve onun yakın politik danışmanı olan Buckingham Dükü'nün eline geçmişti.

Hükümdarlıklarının ilk dönemi

Mart 1625'te I. Charles hem İngiltere Kralı ve (ve buna bağlı İrlanda Kralı) ve hem de İskoçya Kralı olarak tahta geçti.

Tahta geçtiği zaman aldığı ilk politik tedbirler Fransa Prensesi Henrietta Maria ile evlilik hakkında oldu. 1 Mayıs 1625'te 15 yaşındaki Fransa Prensesi'nin şahsen bulunduğu ve Charles'nin bir resmî temsilcisi ile temsil edildiği bir nikâh töreni Paris Notre Dame Katedrali giriş kapısı önünde yapıldı. 13 Haziran 1625'te ise her iki çiftin şahsen bulunduğu bir nikâh töreni Canterbury Katedrali'nde yapıldı. Bu evliliğin yapılması için Charles ile Fransa Kralı XIII. Louis arasında gizli bir "Evlilik Antlaşması" imzalanmıştı. Bu antlaşmaya göre Fransa'da La Rochelle'de çoğunluğu yaşayan "Huguenot" adı ile tanınan Fransız Protestanlara karşı kullanmak üzere İngiltere savaş gemilerinin Fransa Krallığı emri altına verilmesi ön görülmekte idi. Ayrıca İngiltere Anglikan Protestan reform kilisesi mensuplarının ve yerel kiliselerinin Katolik'liğe dönüşmelerini önlemek amacıyla çıkartılmış, İngiltere'de o zaman hâlâ yürürlükte bulunan cezai kanunların kaldırılması veya hiç olmazsa cezai müeyyidelerinin daha yumuşatılması Charles tarafından kabul edilmişti. Charles yeni göreve çağırdığı İngiltere parlamentosunda kendinin bir Katolik ile evlenmesine ve gizli antlaşmanın içinde bulunabileceği düşünülen maddelere karşı gayet büyük bir muhalefet yapılacağını bilmekte idi. Charles onun için kendi hükümdarlık döneminde çağırdığı ilk Parlamento'nın ilk toplantısını evlilik törenlerinin yapılıp bitirilmesi sonuna kadar geciktirmişti. Charles sonra da kurulan Parlamentoda, Fransa Kralı ile yaptığı gizli Evlilik Antlaşması'nda bulunan ve Katoliklere karşı verilen ödünleri bu ilk Parlamento müzakerelerde inkar etti.

Charles İngiltere Kralı olarak 2 Şubat 1626'da Londra'da Westminster Abbey'de yapılan geleneksel bir dinsel taç giyme töreni ile taç giydi. Bu tören bir Anglikan Protestan dinsel tören şeklinde olduğu için, Charlesın yeni kraliçesi Henrietta Maria bir Katolik olarak katılmayı kabul etmedi ve geleneksel olarak kral ve karısı kraliçe çiftinin birlikte katıldıkları bu Taç Giyme Töreni'ne Charles tek olarak iştirak etti.

Kral Charlesın dinsel tutumu ve görüşleri Protestan dindarlar tarafından şüphe ile karşılanmaktaydı. Bu şüpheler Kral Charlesın Kalvinci fikirlere gayet tenkitçi olan ve bu yüzden dinsel çatışmalara neden olan Richard Montagu adlı bir dinsel ruhban alime yakın görüşler taşıması ve ona tahta yakın görevler vererek onu koruması daha da artıp daha somutlaştı. Richard Montagu yazdığı deneme yazıları ile Kalvinci doktrin prensiplerinin başında gelen "Takdiri-İlahi (Predestination)" prensibine (yani tanrının kişinin hayatı ile her şeyi önceden tayin etmesi ve bir insan kişinin "kendini cennete kurtarması" veya "kendini cehenneme lanetlemesi" Tanrı tarafından önceden tayin edildiği doktrinini) tenkit etti. Richard Montagu'nun geliştirdiği ve Kalvinist doktrin prensipleri aleyhtarları olan görüşleri kabul edenlere "Armianist" adı verildi. Armianistler herhangi bir insan olan kişinin kendi "bağımsız irade"sini kullanarak kendi kaderini kendisinin tayin edeceğini iddia etmekte idiler. Charlesın ilk çağırdığı Parlamento'da Kalvinist "takdir-i ilahi" prensiplerine inanan Püritenlerle daha az sayıda olan "Armianist"lere devamlı çatışmaya başladılar ve Püriten'ler gayet ağır şekilde Armianistlere sözlü saldırıya başladılar. Kral Charles daha yeni tahta geçtiğinde Armianizm'in baş kurucusu olan ruhban din adamı Richard Montagu'yu Parlamento'daki Püritenlerin şiddetli saldırılarından korumak için, bir kraliyet papazı olma görevi verdi. Bu Püritenlerin Kral Charles'a karşı garez duygularını artırmakla kalmadı aynı zamanda Püriten propagandacılar Kralın Armianistlere karşı gösterdiği teveccühün onun Katolik dinine dönmeye karar vermesine bir gösterge olduğunu açıkça ilana başladılar.

İngiltere Parlamentosu'nun ileri gelen stratejistleri İngiltere Krallığı'nın Avrupa kıtasında çıkan herhangi bir savaşa İngiltere'nin Avrupa karasına bir kara ordusu göndererek katılıp karışmasına kökten aleyhtardılar. Onlar eğer İngiltere'nin bir savaşa mutlaka katılması gerekmekte ise İngiltere için nispeten daha ucuza yapılabilecek İspanya'nın "Yeni Dünya" kolonilerine saldırılmasını tercih etmekte idiler. Bu saldırıların İspanyol kolonilerinin altın ve gümüş madenlerinden elde edilen altın ve gümüş maden külçelerini taşıyan "İspanyol Hazine Konvoyları" na yapılırsa bu saldırılardan değeri gayet yüksek ganimetler elde edebileceklerini düşünmekte idiler. Parlamento bu düşünceleri temel alarak Kral Charles'a £140.000'i aşmayan yeniden vergi toplama, yani "sübvansiyon" alma, izini veren bir kanun çıkardı. Bu yeni ödenek Kral Charlesın savaş planlarını uygulamak için yetişmeyeceği her iki tarafça da (kralcılar ve Parlamentocular) bilinmekte idi.

Parlamento'nun Avam Kamarası kralının bu yetkisini kısıtlamakla da kalmayıp İngiltere'de uygulanan iki tip değişik bazlı (yani libre ağırlık "poundage" bazlı ve 2000 librelik ton ağırlığı "tonnage" bazlı) gümrük resminin Kraliyet memurları tarafından toplamasını iki yıl için kısıtladı. Halbuki bu iki tip gümrük resimlerinin haddinin tespiti ve Kraliyet idaresine bu gümrük resimlerinin toplamak için izin, İngiltere kralı VI. Henry'nin hükümdarlık döneminden itibaren, Kralın hayatı boyunca izin olarak uygulanmakta idi. Parlamento Avam Kamarası bu izini belirli dönem için kısıtlamakla Kral'ın vergi toplama hakkının Parlamento tarafından dönem dönem kontrol edilmesi imkânını ortaya çıkartmakta idi. Bu Avam Kamarası yetkisi artırma amaçlı kanun teklifi "Lordlar Kamerası"nda ele alınmadığı için resmen kanun olmadı. Parlamento'nun bu iki tip gümrük vergisi toplama yetkisini Krala veren "Parlamento Kanun" teklifinin Parlamento'dan geçirmemesine rağmen Kral Charles ve yönetimi buna hiç aldırmadan bu gümrük vergilerini toplamakta devam ettiler.

Buckingham Dükü komutanlığı altında bir İngiltere ordusu tarafından 1625'te yapılan Cadiz Seferi (1625) kötü olarak planlandığı ve gayet fena uygulanmaya koyulduğu için İngiltere ordusunun mağlubiyeti ile sona erdi. bu nedenle Parlamento Avam Kamarası'ında Buckingham Dükü'nün bir "yüce divan"a çıkartılıp yargılanması için bazı parlamenterler arasında çalışmalar başlatıldı. Kral Charles Buckingham Dükü'ne destek verdiğini ve ona hala inandığını gösterip onu şereflendirmek için, onu Cambridge Üniversitesi'in en üst idarecisi olarak Üniversite Şansölyesi görevine aday gösterdi. Dük'e bu görevin verilmesine itiraz edip onun aleyhinde Parlamento'da konuşma yapan "Düdley Diggs" ve "Sır John Elliot" adlı parlamenterler Kralın emri ile Parlamento toplantısı için Parlamento kapısından içeri girmekte iken tutuklandılar. Avam Kamarası'nda bu iki Parlamento üyesinin Kral emri ile tutuklanmasına karşı şiddetli bir aksi reaksiyon ve itiraz ortaya çıktı.[4] Bu iki parlamenter iki hafta tutuklu kaldıktan sonra hemen salıverildiler. 12 Haziran 1626'da Avam Kamarası kralın Parlamento üyelerini tutuklamaya meşru hukuki hakkı olmadığına ve Kral Charlesın yakın danışmanı Buckingham Dükü aleyhinde bir protesto kararı kabul edildi. Parlamento'nun bu resmi protesto kararına rağmen Kral Charles danışmanını görevden atmadı. Bunun yerine Kral Charles, hukuken meşru olan krallık yetkisini kullanarak Parlamento'yu kapatıp dağıtma kararı aldı ve bunu uygulayarak Parlamento'yu kapattı.

Bu arada Kral Charles ile karısı olan Kraliçe Henrietta Maria arasında aile anlaşmazlığı çıkmış ve bu ailevi anlaşmazlık Kralın evliliğinin ilk yıllarının gayet mutsuz geçmesine neden olmuştu. Bu anlaşmazlıkların ana konuları Kral'ın öldüğü zaman karısına hak olarak verilecek miras ve terekenin miktarı; kraliçenin hizmetkarlarının seçimi ve kraliçenin Katolik Hristiyan inançları ve bu kilise ayinlerini kendi ikametgahında özel olarak uygulatması olmuştu. Bu anlaşmazlıkların zirveye vardığı Ağustos 1626'da, Kraliçe'nin yanında Fransa'dan getirdiği ve kraliçelik sırasında yeniden tuttuğu Fransız asıllı ev idarecileri ve hizmetkarlarının hepsi Kral tarafından İngiltere kraliyet sarayındaki işlerinden atılarak İngiltere'den uzaklaştırıldılar.

Kral Charles Kraliçe Henrietta Maria ile evlenme anlaşmasına göre İngiltere donanmasının Fransa'da Fransız Protestan Huguenotların çıkartabilecekleri bir isyanda Fransa'ya devamlı donanma desteği vereceğini kabul etmişti. Fakat 1627'de donanma desteği vermek bir tarafa Charles İngiltere donanması ile Fransa üzerine düzenlediği bir askeri kampanya tertip edip Fransa'da bulunan "Saint-Martin-de-Re" limanına bir akın yapıp bu liman kalesini kuşatmaya başladı. Bu sıralarda Fransa devleti ile Fransa'da yaşayan Huguenot adı verilen Fransız Protestanlar arasında iç savaş yeniden başlamıştı ve Huguenotlar bu savaşı kayıp etmekte idiler. Kral Charles Buckingham Dükü komutanlığındaki İngiltere donanmasını Huguenotlara destek sağlamak için göndermişti. Ama bu Saint-Martin-de-Re Kuşatması başarısız kaldı ve Fransızlar kaleyi savunup İngiliz donanmasını geri püskürttüler. Bu Protestan İngiltere'nin Fransa'daki iç savaşa başarısız olarak karışması ve sonunda Hugueonotları desteksiz olarak geride bırakıp İngiltere'ye geri çekilmesi, Fransa Kralı XIII. Louis'i Huguenotlara karşı askeri hareketini daha şiddetlendirmesine neden oldu. Fransa güçleri bu iç savaşın en kararlı çatışması olan ve Huguenotların en tahkimli merkezi olan La Rochelle kalesini kuşatmasına girişmesine bir vesile oldu. Bu başarısızlık Protestan İngiltere halkı tarafından ve İngiltere Parlamentosu tarafından zaten sevilmeyen Kral Charlesın yakın danışmanı Buckingham Dükü'nün açıkça nefret edilmesini ortaya çıkarttı.

Kral Charles bu açtığı yeni kampanya için yaptığı harcamaları Parlamento'nun izni olmadan ülkeye saldığı "zorunlu borç" şekilde topladığı vergi getirileri ile karşıladı. Kasım 1627'de "İngiltere Yüksek Mahkemesi'nin King's Bench" kısmına bu yürütme tedbirinin hukuksal olup olmadığını sınamak için, bu "zorunlu borç" vergisini ödemeyi kabul etmeyen bir sanığın Kral tarafından hiçbir yargıya başvurmadan hapse atılmasının hukuki olup olmadığının yargılanması şeklinde ("Beş Şövalye Yargılaması" olarak İngiltere hukuk prensiplerine geçen) bir davaya bakıldı. Kralın bu halde bu vergiyi ödemeyenleri hapse atmak için hukuki yetkisi olduğu kabul edildi.

Mart 1628'de Kral Charles yeni bir parlamento seçilip toplanmasına izin verdi. Bu yeni Parlamento 26 Mayıs 1628'da "Haklar Dilekçesi" adlı bir bildirge kabul etti. Bu kanun şeklinde dilekçede Parlamento Kralın Parlamento'nun kabulünü almadan hiçbir vergi toplamasının meşru olmadığını; Parlamento kabulü olmadan siviller üzerine sıkıyönetim ilan etmeyeceğini ve sivilleri bir yargı sürecinden geçmeden tutuklamayacağını ve askerleri zorla sivil kişilere ait özel evlere yerleştiremeyeceğini kabul etmesi istenmekteydi. Bu dilekçe ile Kralın o zamana kadar kullandığı bazı politika tedbirlerinin İngiltere halkının geleneksel haklarına ve hukuka aykırı olduğunu ilan edilmekteydi..O ayın sonunda Kral tekrar yeni topladığı Parlamento'yu dağıtarak kapattı. Bu tedbiri almakta iken, Parlamento'dan hiç kabul oyu almadan gümrük vergileri toplama selahiyeti olduğunu almadan toplamasının hukuken meşru olduğunu da ilan etti.

23 Ağustos 1628'de Kralın yakın danışmanı Buckingham Dükü bir suikasta kurban gidip öldürüldü. Bu kralın moraline gayet fena tesir etti ve onu gayet üzdü. Clarendon Kontu Edward Hyde'in bildirdiğine göre:

"Haberi alan Kral büyük bir yeis içine girdi. Büyük bir üzüntü içerisinde gayet hissi olarak gözyaşlarını tutamayıp devamlı ağlamaya başlayarak kendini yatağına zor attı. Dükün hatırasına yaş çekerek odasından iki gün çıkmadı."

Buckingham Dükü'nün öldürülmesi Kral'ın kraliyet idaresi ile İngiltere halkı arasında ve şahsen Kral ile Parlamento'nun Avam Kamarası arasındaki büyük ayrılığı iyice vurguladı. Buckingham Dükü'nün ölümü ile halkın isteklerine çok uygun olarak efektif olarak "İspanya-İngiltere Savaşı" sona erdirildi ve Buckigham Dükü'nün halk içinde gayet hoşnutsuzluklar yaratan politak tedbirleri son buldu. Lakin Kral Charles ile Parlamento arasında gayet büyük ayrılık ve eski çatışmalar sona ermedi. Fakat bu ölümden sonra Kral Charles ise karısı Kraliçe Henrietta Maria arasındaki aile çatışmaları sona erdi. Kasım 1628'den sonra dönemin yazar ve tarihçileri Kral ile Kraliçe arasının gayet iyileşip bundan sonra gayet iyi kaldığını bildirmektedirler.[6] Pek çok İngiltere tarihçisi Kral I. Charlesın yakın arkadaşı olan Dük'e karşı olan psikolojik ve hissi bağlantılarının onun ölümünden sonra karısı Henrietta Maria'ya geçtiğini iddia etmektedirler. Aynı sıralarda Kraliçe Henrietta Maria ilk defa gebe kaldı ve İngiltere'de Stuart Hanedanı'nın devamını sağlayacak veliahtı olan (Charles adını verdikleri) bir erkek çocuk doğurdu. Bundan sonra Kral ve Kraliçe ilişkileri bir ideal olarak daima kutsal aile bağları ile birbirlerine yakından bağlı iki mesut çift haline geçtiği ve bu mesut çiftin evliliği tüm İngiltere'ye mesut evlilik için bir model olarak görüldüğü kabul edilmektedir.

Şahsi istibdat idaresi

İngiltere Parlamentosu'nun kapatılması


Ocak 1629'da Kral Charles Haziran 1628'den itibaren toplantıya başlamış olan İngiltere Parlamentosu'nun ikinci yıl toplantısını açtı. Bu açılış konuşması olarak "tonaj ağırlıklı ve libre ağırlıklı gümrük vergileri" sorunu üzerinde ılımlı bir konuşma yaptı. Avam Kamarası üyeleri hemen Charlesın bu vergilerle ilgili olarak parlamento üyesi John Rolle aleyhinde verilen yargılama dolayısıyla Kralın bu konuda uyguladığı politikayı tenkide başladılar. Parlamento üyesi John Rolle bir tüccar olarak ticari malların deniz üstü naklinden dolayı "tonaj ağırlıklı ve libre ağırlıklı gümrük vergilerini" kanunsuz bularak ödememiş ve onun ticari malları devlet vergi memurları tarafından müsadere altına alınmıştı. Birçok Parlamento Üyesi kralın bu vergileri salıp toplamasının 7 Haziran 1628'da parlamentodan geçmiş olan "Hak Halk İstidası"na aykırı olduğunu belirtmişlerdi. 2 Mart 1629'da Kral Charles parlamentonun tatile girmesini istedi. Fakat parlamento üyeleri Parlamento Başkanı John Finch'i başkanlık koltuğunda oturmaya zorlayarak Parlamento kaidelerine Parlamento'nun tatile girmesinin ancak başkanın koltuğundan kalkması ile mümkün olduğu kaidesine uyarak parlamentonun hemen tatile girmesini geciktirdiler. Bu gecikme sırasında kral aleyhtarları Katoliklik aleyhinde; Armianizm doktrini aleyhinde; ve "tonaj ağırlıklı ve libre ağırlıklı gümrük vergileri" aleyhinde hazırladıkları tezkereleri Parlamento'da okuyup Parlamento'nun sesle oylamasına sundular ve bu sesli yapılan oylama sonunda bu tezkereler oybirliği ile kabul edildi. Kral Charles Parlamento üyelerinin bu hareketini kraliyet idaresine karşı bir provokasyon olarak gördü. Bunun uygunsuz olduğunu bildirerek Parlamento'yu feshedip kapattı. Kendine aleyhtar parlamento üyelerinin öncülüğünü yapan 9 parlamenteri de tutuklatırdı. Tutuklanan bu 9 parlamenterler halkın gözünde birer kahraman olarak görülmeye başlandı ve kralın kanunsuz yönetimine gayet açık birer örnek olarak kabul edildiler.[5][6][7][8]

Parlamento'yu kapatılmasından sonra Kral Charles, epeyce uzun bir zaman ufku içinde, kıta Avrupası'nda bir savaş açmak ve böyle bir savaşa katılmak için Parlamento'dan yeni vergi gelirlerinin sağlanıp böyle bir savaşın finanse edilmesinin imkazsız olduğunu anladı. Bunun için Buckingham Dükü'nün tesiri ile ve ülkesini nispeten barış içinde idare etmek amacı ile Fransa ile İspanya ile Suza Antlaşması'nı imzaladı.

Bundan sonraki 11 yıl I. Charles İngiltere'yi hiç Parlamento çağırmadan mutlak monarşi yönetim tarzı ile idare etti. Bu 11 yıllık döneme Kral Charles aleyhtarları ve sonradan çıkan İngiltere İç Savaş'nda Parlamento tarafında olanlar "Kral Charlesın 11 yıllık tiranlığı" olarak isim vermektedirler. İngiltere tarihinde Parlamento çağrılmadan Kral'ın ülkeyi şahsi mülk olarak idare etmesi az olağan bir durumdu ama daha önceki İngiltere kralları bu şekilde ülkeyi uzunca zaman idare etmişlerdi. Örneğin, Charlesın babası İngiltere Kralı I. James 1614-1621 arasındaki hükûmet döneminde hiçbir Parlamento çağırmamıştır. Bu istibdat idaresi döneminde bile Kral Charles İngiltere Krallığı'nin uzun dönemdir uygulanan vergi salma geleneğini bir kenara bırakamamıştır. Bu dönem de Kral Charlesın kraliyet hazinesine gelen gelirler ancak eskiden kralların geleneksel olarak saldıkları vergilerden oluşmaktaydı. Kral Charles, her ne kadar dış politikasının gelirleri istemekteyse bile, İngiltere geleneğine göre yeni vergilerin ancak bir Parlamento onayından sonra toplanabileceği prensibine uymak zorunda kalmıştır ve İngiltere halkının ayaklanacağından korktuğu için bu geleneği bir tarafa bırakmıştır.

Devlet finansmanı sorunları

Kraliçe I. Elizabeth ve Kral I. James hükûmet dönemlerinde İngiltere devletinin (devlet harcama ve devlet gelirleri arasındaki) devlet maliye açığı büyümüştü. I. Charles İngiltere Kralı olduktan sonra Buckingham Dükü'nün İspanya ve Fransa'da yaptığı kısa dönemli askeri kampanyalar da devletin ordu harcamalarının (yani devlet maliye açığının) daha da arttmasına neden oldu. Charles kız kardeşi Elizabeth'i yeniden Almanya'da Ren Palatina'daki hükümdarlığı geçirmek için diplomatik ve askeri güçler kullanması ona bir aile ödevi olarak gelmekte idi ama bunlar epeyce haraçam yapılmasına neden olmakta idi. Buna rağmen Kral Charlesın Avrupa kıtasından savaş yapmak için (yeni vergiler salmadan) mali gücü gayet zayıftı. Bunun için Charles Palatina'yı tekrar ele geçirebilmek için bir gönüllüler ordusuna dayanmak zorunda kalmıştı.

İngiltere o zamanlar diğer Avrupa devletlerine kıyasla en düşük devlet vergi toplanan bir devlet idi. İngiltere devleti mal alım-satımından hiç vergi almamakta idi ve hatta hiçbir düzenli direkt vergi bulunmamaktaydı. Charles devlet harcamalarını artırmak için yeni vergi salması gerekmekteydi ama İngiltere'nin hukuki ve devlet yönetimi ana geleneklerine göre bu yeni vergi salması ancak bir Parlamento çağrılması ve bu parlamentonun yeni vergiyi bazı şartlar altında onaylaması ile uygulanabilirdi idi. Bu şartlar genellikle yeni vergi getirisine bir üst sınır koymakla olmakta idi ve bu vergi getiri üst sınırına "Krala sübvansiyon" adı verilmekte idi.

Kral I. Charles yeni bir parlamento çağrılmadan eskiden krallığa verilmiş ama onun hükümdarlığı sırasında kullanılmaması bir kenara bırakılmış merkezi vergileri sırf şahsi yetkisini kullanarak tekrar salarak yeni parlamento çağırmadan toplam devlet gelirlerini artırmayı denemeye başladı.

Önce "Şövaleyelik İçin Vergi" adı verilen ve bir yüzyıldır hiç kullanılmayan hemen hemen unutulmuş olan bir vergi saldı. Bu vergi yeni bir kralların tahta geçip taç giyme töreni yapıldığı zaman tarımdan asgari £40 yıllık gelir ve fazlasını kazanan kişilerin bu taç giyme merasimine mutlaka iştirak edip bu merasimde şövalyelik unvanı almaları sırasında ödenmesi gerekmekte idi. O sıralarda ortalama bir tarım işçisinin günlük ücret gelirinin 8 peni, yani yıllık ücretin yaklaşık £10 olduğuna göre, bu verginin büyük tarım yapan kırsal zenginler tarafından ödenmesi gerektiği aşikardı. Bunlar yıllardır şövalyelik unvanı almaktan kaçınıp bu vergiyi ödememek için kral taç giyme törenlerine iştirak etmemekte idiler. Aynı zamanda bu vergi hazineye pek fazla gelir getirmemekteydi ve hazine memurları bunları toplamak için vakit vermenin ve vergi vermeyenlerle uğraşmanın değersiz olacağını bilmekteydiler. 1626'da İngiltere Kralı tacını giyen I. Charles bu eski vergi kanununa dayanarak taç giyme törenine iştirak etmeyen zenginlerden bu vergiyi aldığı gibi onları bu vergiyi zamanında ödemedikleri için vergi cezasına çarptırdı.

Kral I. Charlesın eski vergileme yetkilerine göre, özellikle dış ticaretle uğraşan tüccarlardan, toplamak istediği vergi "tonaj ağırlıklı ve libre ağırlıklı gümrük vergileri" güçlü tüccarların gayet büyük itirazlarına neden olmuş; ilk kurduğu Parlamento'da büyük tenkide maruz kalmış ve bunların toplanmasından vazgeçilmişti.

Bu sefer Kral I. Charlesın eski vergileme yetkilerine göre yeniden topladığı vergilerin başında "Ship money (gemi vergisi)" adında bir Orta Çağ'dan kalma vergi olmuştu. Bu vergi Kralın daha önce bulup kullandığı "tonaj ağırlıklı ve libre ağırlıklı gümrük vergileri" gibi gayet büyük protestolara neden oldu ama bu vergiden devlet gelir gayet fazla olduğu için Kral Charles bu vergiyi toplamakta ısrar etti. Bu vergi Hazine ve Donanma idareleri tarafından sahil bölgelerinden toplanmakat idi ve o zaman kadar sadece savaş sırasında bu sahillerde oturan kişiler üzerine salınmakta idi. 1634-1638 döneminde bu "ship money" vergisinden yıllık devlet geliri £150.000 - £200.000 arasında değişmişti ama sonra bu vergi geliri düşmeye başlamıştı. Bu verginin zahiri nedeni devletin ülke sahillerinin Donanma ile koruması ve bu koruma için sahilde oturanların direkt olarak Donanma'ya bir vergi borçları olduğu idi. I. Charles dönemine kadar bu vergi ancak savaş olduğu dönemlerde salınıp toplanmakta idi. Ama I. Charles İngiltere donanmasının barış zamanlarında da dağıtılmayıp İngiltere sahil halkını savunduğu nedeni ile "ship money" vergisini barış döneminde de toplamaya başladı. Buna protesto hareketi gittikçe büyümeye başladı. Kralın barış döneminde bu vergiyi toplamaya hakkı olmadığına dair bir mahkeme davası açıldı ise de toplanmış olan 12 yargıçtan oluşan bir mahkeme bu verginin Ortak hukuk usulüne göre kralın geleneksel yetkileri altında olduğu kararını verdi. I. Charles bu vergiyi toplamakta devam etti. Bu vergi aleytarları 1637-1638'de bu vergiyi ödememe boykot kampanyası başlattılar. Kral ödemeyenleri mahkemelere verdi ve bu mahkemeler yüksek cezalar uygulamaya başladılar. Boykotçular "John Hampden" adlı bir kişiye karşı Kralın açtığı davayı bir protesto sembolü yaptılar. Mahkeme heyeti yargıçları bu kişinin suçlu görülüp cezalandırılmasında 7-5 olarak bölünmüşlerdi.

Ortak hukuk usulüne ve eski "Tekeller Kanunu"na göre devletin özel kişiler tekel imtiyazları satması, gayet özel haller dışında, yasaklanmıştı. Ama Kral Charles savaş tehdidinin özel hal olduğunu iddia ederek ve tekel imtiyazlarını kişilere değil şirketlere sattığı için bu tekel yasaklama kanunlarının sattığı tekel imtiyazlarını yasaklamadığını iddia etti. Bu devlet geliri pek etkin değildi ve yaklaşık yılda £100.000 getirmekte idi. Bu yaygın tekel imtiyazları satışları bu tekel mallarını kullanan tüketicilere fiyatları artarak onların tekelcilere yüksek fiyatlar ödemek zorunda kaldıkları anlaşıldı ve tekeller aleyhinde sadece hoşnutsuzluk değil açıktan tüketici protestoları çıkmasına neden oldu.

Kral Charles İskoçya'da İskoçya asillerinden yeni fonlar sağlamak için, 1626'da "Geri Alma Kanunu" adli bir kanun çıkarttı. Bu kanunla 1520'den itibaren İskoçya asillerine mükafat olarak verilmiş kraliyet ve kilise arazilerinin sahipliliği kraliyet ve kilise tarafından geri alındı. Bu arazileri kullanmakta olan İskoçya asilleri bu kullandıkları araziler için Kraliyet hazinesine yıllık kira ödemeleri yapmaları gerekmekteydi. Bu önemli bir devlet geliri sağladıysa da İskoçya ileri gelenlerini I. Charles'dan gocundurdu.

İngiltere'de bulunan Kraliyet Ormanları sınırları eski kurulma sınırlarına uzatıldı. Bu Kraliyet ormanları ağaçların kesilip yakılması sonucu tedricen daralmakta idi. Böylece ağaçlardan açılan orman sahaları tarımcılar tarafından mera veya sulu ziraat tarlaları olarak kullanılmakta idi. Midlands'de bulunan büyük kraliyet ormanı olan "Dean Ormanı"nin büyük bir kısmı odun kömürü üretip demir madeni eritmesini geliştirmek için demir endüstrisine verilmişti. Ağaçlardan arıtılan kraliyet orman arazilerin dağıtılması birçok köylü ayaklanmasına (örneğin 16261632 döneminde gayet yaygın "Batı Ayaklanması"na) neden olmuştu. Kral Charlesın orman eski sınırlarını geri getirmesi bu ağaçlardan temizlenen orman arazilerini kullananlardan yüksek kiralar toplamak amacı ile yapılmıştı.

Devlet maliyesinin bu büyük sorunları ve I. Charles'ın yeni vergi salmadan devlet geliri artırma çabaları ülkede hoşnutsuzluğun artmasına neden olmuştu. 1640 yazında yeni parlamento krala tekrar yeni vergi toplama yetkileri vermediği için İngiltere Devleti maliyesi nerede ise iflas durumuna geçmişti. İngiltere ülkesinin büyük maliye ve finans merkezi olan "Londra Şehri" de krala karşı kendi şikayetleri olduğu için devlete borç vermekten kaçınmaya başlamıştı. Charles İngiltere dışından Avrupa maliye merkezlerinden de dış ülke borcu alamaz olmuştu.

Bu iflastan kurtulmak için Kral Charles bir çare olarak Londra Kulesi bulunan İngiltere Kraliyet Darphanes tarafından tutulan karşılık fonlarını kullanmaya karar verdi. Kraliyet Darphanesi "Londra Şehri" dış ticaret tüccarları ve altın tacirlerinin sermayelerinin büyük bir kısmının saklandığı bir banka idi ve dış ticaret ve dış finansman dış ticaret bankası rolünü oynamakta idi. İngiltere'ye ticaretle getirilen "yabancı devlet sikkeleri" burada saklanmakta idi. İngiliz tacirlerinin dış ticaret için yabancı tacirlere ödeme yapması burada saklanan yabancı devlet sikke stoklarından yapılmakta idi. Bu iki görev için Kraliyet Darphanesi'nin özel tekel imtiyazı bulunmakta idi. Temmuz'da Kral Charles Kraliyet Darphanesi'nin stok edip sakladığı £130.000 değerde olan bu yabancı devlet sikkeler stokuna el koydu.

Diğer taraftan Kral Charles Ağustos ayında Doğu Hindistan ve Uzakdoğu'dan karabiber getirme; stoklama ve pazarlama tekel imtiyazını taşıyan gayet büyük bir anonim şirket olan Doğu Hindistan Şirketi'nin Londra'da sakladığı karabiber stoklarına da el koydu ve bu karabiber stoklarını açık piyasada haraç mezat gayet ucuz fiyatlarla satıp elde edilen fonlara el koydu.

Dinsel çatışmalar

Kral Charlesın hükümdarlık döneminde İngiliz reformasyonu'nun ne kadar İngiltere politikası ve cemiyetine etki yapması gerektiği sorunu devamlı olarak politikanın ele aldığı baş konulardan biri olmaya devam etmiştir. "Arminianizm teoloji akımı kilise papaz ve hiyerarşisinin otoriter olmasını ve bu ve öbür dünyada dinsel selamete erişmesinin kişinin hiç tesir edemeyeceği bir alın yazısına göre olacağı doktrini reddederek kişilerin kendi başlarına bu dünya ve sonraki dünyada kendilerinin selametlerini kendilerinin seçecekleri ("bağımsız irade") doktrinini savunmaktaydı. Bu doktrin Kalvinizm taraftarları (özellikle İskoçya'da Presbiteryenler tarafından); Katolik kilisesinin doktirinine yakınlığı ve bu nedenle Katolikliğin yeniden devlet dini olarak kabul edilmesine yol açabilme tehlikesi doğurduğu için şiddetle reddedilmişti ve "delalet" olarak kabul edilmişti. Halbuki Kral Charles Arminianizm doktrinini kabul etmişti ve İngiltere Anglikan kilisesi ve İskoçya'da Presbiteryenl kilisesi için Katolik kilisesi hiyerarşisine benzer kilise organizasyonu ve özel Katolik inançlara ve ayinlere yakın kilise ayinleri yapılmasını arzu ettiğini açıkça bildirmişti. Kral Charlesın bu doktriner tutumu, gayet koyu Kalvinist olan Püritenler tarafından da şiddetle dinsizlik ve imansızlık olarak tefsir edilip tenkit edilmekte idi.[5] Bunun yanında Charlesın Protestan dinli tebaaları kıta Avrupası'ndaki savaş gelişmelerini yakından takip etmekteydiler. Bu İngiltere Protestanları Kral Charlesın dış politika diplomasinin Katolik İspanya'ya yakınlaşmasını ve Protestan Avrupalılara destek vermekten kaçınmasını hiç beğenmemekte idiler.

1633'te Kral Charles ruhban din adamı William Laud'u Anglikan Kilisesi başkanı olma görevi olan Canterbury Başpiskoposluğu'na getirdi. O da Kralı kendi tarafından görerek bir seri anti-Kalvinist reformları ya şahsen uygulatmayı ya da diğer ruhbanların aynı amaçlı teklif ve uygulamalarına gayet yakın destek sağlamaya başladı. Laud'un bu reformlarının ana hedefi İngiltere ve İskoçya'da Protestan dinin belirtilmiş tekdüze standartlara uymasını sağlamaktı. Bu reformlar kilise hiyerarşisinden olmayan gezici Hristiyan vaizlerin kontrol edilmesi; Hristiyan kilisesinde halka açık dini ibadetlerin (ayinlerin) nasıl yapılacağını belirleyen formlar (metot ve prosedürler) bütünü olan litürji'nin 1549'de hazırlanmış olan "Avam Duaları Kitabı (Book of Common Prayer)"nda açıkça belirtilmiş olan standartlara tıpatıp uygun olması; İngiltere'deki kiliselerin iç mimarı düzeninin sunağın kutsal olmasını vurgulayıcı şekilde yerleştirilmesi; dinsel olarak sabat tatil günü olan pazar günleri dinsel olmayan yapılabilmesine izin verilmiş işler hakkında Kral I. James tarafından hazırlatılıp yayımlanmış olan "Spor Beyannamesi" 'nin sıkıca uygulanması idi.

Bu reformlar arasından Püriten protestanların ruhban ve vaizlerine yaşama geliri sağlamak için ve bunların tapınma mevkilerinin masraflarını karşılamak için halkın adak olarak verdiği paraları toplamak için kurulmuş olan "Feoffees" adlı bir organizasyon Püritenleri zorluğa sokup onları inançlarından caydırmak maksadı ile kapatıldı. William Laud bu reformlarını onları uygulamayanları yargılatıp, cezalandırıp; zorla kabul ettirmek için iki güçlü devlet mahkemesini kullanmaya başladı: "Yüksek Komisyon Mahkemesi" ve "Star Chamber Mahkemesi". Bu devlet mahkemeleri Protestan mezhep grupları arasından sansüre yol açtıkları için; ve yüksek toprak sahipleri arasında verdikleri cezaların bu sınıf toprak sahiplerinin onurlarını kırdıkları için devamlı tenkitlere uğramaya başlandılar.Örneğin, 1637'de bu mahkemeler nispeten küçük ve orta büyüklükte tarım arazisi toprak sahibi olan "William Prynne"; "Henry Burton" ve "John Bastwick"in Protestan kilise hiyerarşisinin kurulması aleyhtarı broşürleri yayımlamak suçu ile yargılanıp kasaba meydanından bulanan "el ve ayak bağları sağlayan tahtadan veya metalden bir "tezgah"a ("stocks") bağlanıp halka teşhir edilme; kırbaçla meydan dayağına tutulma ve meydanda kulaklarının kesilmesi ve sonra müebbet hapis cezalarına çarptırılmışlardı.

Kral Charles bu dinsel reformları İskoçya'da zorla uygulamaya başlayınca büyük zorluklarla karışlaştı. Charles İskoçya'da doğmuş ve İskoçya kralı olarak da tac giymiş olmakla beraber kuzeyde olan İskoç halkından çok uzaklaşmış ve ancak 1633 taç giymek için ilk defa kral olarak İskoçya'yı kısa olarak ziyarete gelmişti. İskoçlar kilisede litürji için birçok İskoçya'ya özel geleneksel ayinleri ve bırakmışlardı. Kral Charles 1633'te İskoçya Kralı olarak taç giyme töreni yapılması için Edinburg'a geldiğinde İskoçya Krallığı Taç Giyme Ayini'nin Anglikan Kilisesi ayini olarak yapılmasını istemişti.

1637'de ise ne İskoçya Parlamentosuna ne de İskoçya Kilisesine hiç danışmadan yeni bir "İskoçya Avam Duaları Kitabı (Scottih Book of Common Prayer)" hazırlayıp yayınladı. Bu yeni kitap Kral Charlesın başkanlığı ettiği bir İskoçya piskoposlara komisyonu tarafından hazırlanmıştı. Ama bu hemen hemen İngiltere Anglikan kilisesi için hazırlanmış ve kullanılan "Avam Duaları Kitabı (Book of Common Prayer)" ile aynı idi. Birçok İskoç buna itiraz etti ve bu litürji kitabını Anglikan mezhebini İskoçya'da yaymak için bir alet oraya gördüler. 23 Temmuz 1637'de Edinburg'da bu kitaba karşı ayaklanmaya benzer bir protesto mitingleri yapıldı. Bu protesto İskoçya Kilisesi mensupları arasında yayılmaya başladı. İskoç ahali arasında, (İskoçya Parlamentosu ve İskoçya Kilisesi tarafından tescil edilmemiş) bir Milli Sözleşme (National Covenant) imzalama kampanyası başlatıldı. Bu "Milli Sözleşmeyi" imzalayanlar reformasyonla kurulmuş olan İskoçya Kilisesi mezhebini korumaya ve İskoç Kilisesi ve İskoçya Parlamentosu tarafından açıkça kabul edilmeyen yeni ekler ibadetlerin kabul edilmeyeceğine söz vermekte idiler]. Kasım 1638'de "İskoçya Kilisesi Genel Asemblesi" toplandı. Bu toplantıda yeni "İskoçya Avam Duaları Kitabı"ni kınandı ve kullanılmamasına karar verildi; kilisenin piskoposlar ve onlara bağlı papazlar şeklinde organize ve idare edilmesi yasaklandı; bunun yerine İskoçya Kilisesi'nin organizasyonun "Prespiter" adı verilen "İhtiyarlar heyetleri" tarafından yapılması kabul edildi.

Piskoposlar savaşları

Kral Charles İskoçya'da ortaya çıkan karışıklığı kendi krallık otoritesine karşı bir ayaklanma olarak kabul etti ve bundan dolayı 1639'da Birinci Piskoposlar Savaşı'nın ortaya çıkmasına neden oldu. Bu savaşa girişmek ve davam ettirmek için Kral Charles İngiltere Parlamentosu'ndan ek vergi salmak için ekstra yetki istemedi ve o zamana kadara kendi verilmiş vergileme yetkilerini kullanıp bu yetkilerle toplanan vergileri kullanıp harcamalar yapmayı tercih etti ve bu harcama ile yeni bir ordu kurdu. Karl Charles bu yeni kurduğu ordunun başında olarak Kuzey Deniz kıyısında İskoçya-İngiltere'nin doğu sınırında bulunan Berwick-on-Tweed üzerine yürüdü. Kral Charles İskoç "Sözleşmeciler" ordusunun kendi ordusundan gayet daha fazla asker sayısı olduğunu kabul ettiği için, yapılabilecek bir muharebede yenilebileceğinden korktu. İskoç Sözleşmeciler ordusu ile muharebe yapmaktan çekindi ve barış müzakereleri açılması için onlarla konuşmalara başladı. Bu müzakereler sonucunda 1639'da Berwick Antlaşması imzalandı. Bu antlaşma ile Kral Charles İskoçya kalelerini tekrar yönetimine geçirdi ve İskoç Sözleşmeciler tarafından kurulmuş olan İskoçya "Geçici Hükümeti"nin ortadan kaldırılmasını sağladı. Fakat Kral Charles karşıt olarak yeni bir "İskoçya Parlamentosu" ve "İskoçya Kilisesi Genel Asamblesi"nin devlet hukuk kaidelerine uygun olarak toplanması için Krallık çağrısı yapacağına söz verdi.

Kral Charlesın bu Birinci Piskoposlar Savaşı'nda askeri başarısızlığı Kral için bir mali ve diplomatik krize yol açtı. Kral Charlesın aynı zamanda Palatina'da akrabalarına devam eden destek sağlama gereği ile birlikte İspanya'dan mali istikraz yapma çabaları bu krizi daha da derinleştirdi. Bu yetişmezmiş gibi Hollanda donanmasının İspanya'nın Amerika'dan altın getiren konvoy donanmasını, hiçbir şey yapamadan pasif kalan İngiltere donanmasının gözü önünde, İngiltere'deki Kent kıyıları yakında yapılan Downs Deniz Muharebesi ile mağlup edip tümüyle tahrip etti. Bu Kral Charles için açıkça küçük görülüp utanma vesilesi oldu.

Kral Charles İskoçlarla müzakerelere devam etmekteydi, ama bu müzakereleri onlara karşı yeni bir askeri kampanya açabilmek için zaman bulmak için yaptığı sonradan iyice anlaşıldı. Fakat Kral'ın yeni vergi salmadan yeterli vergi geliri toplamasının imkânsızlığı ve İspanya'dan istikraz bulamaması nedeniyle, devletin zayıflığı iyice ortaya çıktı. Sonunda Kral amacı olan savaşa girebilmek için İngiltere ve İrlanda Parlamento'larını yeniden çağırmak zorunda kaldığı iyice anlaşıldı. Hem İngiltere ve İrlanda Parlamentosu 1640 yılının ilk aylarında çağrıldılar ve toplantıya geçtiler. Mart 1640'ta yeni İrlanda Parlamentosu Kral'a, Mayıs sonundan önce 9.000 kişilik yeni bir ordu toplamak için söz vermesi halinde, £180,000 değerinde yeni vergi toplama gücü vermeye çoğunlukla karar verdi.[14] Yeni çağrılan İngiltere Parlamentosu'nun üyelerini seçmek için yapılan seçimler Mart ayında başladı. Ama bu seçim neticelerinde Saray'ın seçtirmek istediği adaylar başarısız kalıp seçilemediler ve kral aleyhtarlarının çoğu üye seçildi. Bundan dolayı Nisan ayında, Kral ile yeni Parlamento Avam Kamarası arasındaki ilişkiler keşmekeşe döndü.. 20. Northampton Kontu Algerion Percy ve 1. Staffordshire Kontu Thomas Wentworth kral ile parlamento arasını bulmak için arabuluculuk rolü oynamaya başladılar. Bunların hazırladığı arabulucu teklife göre, Kral "Ship Money" adlı vergiyi almaktan vazgeçerse, parlamento, krala yeniden £650.000 değerinde ek vergi geliri getiren yeni vergi salması yetkisinin verilmesi kabul edecekti. Bu teklifle toplanacak yeni vergi geliri, yine de Kralın harcama tahmini olan £1 milyonun altında olacak idi. Ama birçok Parlamento üyesi tarafından yine de bu arabulucu teklifi tatmin edici görülmemekteydi. Parlamento üyeleri bu arabulucu teklifini kabul etmeleri halinde, Kraldan yeni politik reformlar yapmasını istediler. Bu yeni reform istekleri, Lordlar Kamerası üyelerinin hâlâ kendi tarafında olduğunu bilen, Kral Charles tarafından hasıraltı edilip Parlamento toplantılarında hiç ele alınmadı. Northumberland Kontu'nun protestolarına rağmene Kral Charles, toplanmasından bir ay bile geçmeden, (sonradan "Kısa Parlamento" adı verilen) bu yeni Parlamentoyu feshedip dağıttı.

Bu etapta 1632'den beri "İrlanda Naip Lordu" olan 1. Staffordshire Kontu yanında William Laud'la beraber Kral Charlesın en yakın danışmanı olarak ortaya çıktılar. 1. Staffordshire Kontu 1628'e kadar Kral Charlesın büyük tenkitçisi idi; ama o tarihten sonra Buckingham Dükü tesiri ile Kralın yakın bir destekçisine dönüşmüştü. Bu iki danışman krallık merkezî yönetiminin, yerel idarelerin ve kral aleyhtarlarının aksine olarak, daha etkin ve efektif olması politikasını gütmeye başladılar.

İngiltere "Kısa Parlamentosu"nun başarısız kalıp dağıtılması, İskoçya Parlamentosu'nun kendine iç güven sağlamasına destek sağladı. İskoçya Parlamentosu, Kral Charlesın özel izini olmadan, hukuken kendi başına İskoçya'yı idare edebileceğine oybirliği ile karar verdi. Ağustos 1640'ta İskoçya Parlamentosu ve İskoçya Kilisesi isteklerine göre, İskoçya Kilisesinin piskoposlarla idare edilmesi aleytartarı "İskoçya Milli Sözleşmesi" taraftarlarının kurduğu ve ""Sözleşmeciler Ordusu" olarak anılan yeni İskoçya ordusu, İngiltere'ye karşı harekâta geçti. Böylece "İkinci Piskoposlar Savaşı" başlamış oldu.

İskoçya "Sözlemeciler Ordusu" İngiltere ülkesinin kuzey doğusundaki Northumberland arazilerine girdiler. İngiltere ordusunun komutanı "Northumberland Kontu" idi; ama o hasta idi. Bu ordunun komutasını Kral Charles ve Staffordshire Kontu aldılar. Staffordshire Kontu da dizanteri ve gut hastalıklarından müztarıp idi. İngiltere ordusu komutanı Kral Charles ve ordu mensubu askerlerin savaş tecrübeleri yoktu. Buna karşılık İskoçya "Sözleşmeciler Ordusu" yüksek moralli; Avrupa kıtasında Otuz Yıl Savaşı'na katılmış İskoçyalı ticari askerlerden oluşan yüksek derece askeri savaş eğitimli ve tecrübeli askerlerle dolu idi. Bu nedenle İngiltere ordusu sınırların savunmasında başarısız kalıp mağlubiyete uğradı. İskoçya "Sözlemeciler Ordusu" gayet zayıf mukavemet görerek Newcastle Upon Tyne şehrine kadar ilerledi. Bu şehir önünde yapılan Newburn Muharebesi'nden İskoçya ordusu galip geldi. Newcastle upon Tyne şehri İskoçya egemenliği altına girdi. İskoçya "Sözlemeciler Ordusu" İngiltere ülkesinde daha da güneye ilerleyerek komşu Durham Kontluğu arazilerini ve Durham kalesini ellerine geçirdiler.

Yeni bir parlamento çağırması için Kral Charles üstüne baskılar büyümeye başladı. Bunu yapmamak için Kral Charles hiçbir gelenek ve göreneğe bağlı kalmadan İngiltere'de ilk defa olarak bir "Lordlar Büyük Konseyi" kurduğunu ilan ederek bunu toplantıya çağırdı. Bu Konsey 24 Eylül'de York'ta ilk defa toplantı yaptı. Fakat bu zamana kadar Charlesın danışmanlarının hepsi danışmalar ve nasihatları ile Kralı yeni bir İngiltere Parlamentosu çağırmaya inandırmışlardı. Charles Lordlar Büyük Konseyinde yaptığı ilk konuşmada onlara yeni bir Avam Kamarası'nın çağrıldığı haberini verdi ve onlardan İskoçlara karşı sınırı savunmakta olan İngiltere ordusunu nasıl finanse edebilmek için fonlar bulunabileceği konusu hakkında bu konseyden fikirlerini beyan etmelerini istedi. Bu Lordlar Konseyi kralla İskoçlar arasında biran evvel bir barış anlaşması imzalamasını tavsiye ettiler.

Bunu üzerine Charles, İskoçlarla Ekim 1640'ta Ripon Anlaşması adı verilen bir "ateşkes antlaşması" imzaladı. Bu bir nihai barış antlaşması değildi. Bu ateşkes anlaşması İngiltere için çok ağır şartlar getirmekte idi. Anlaşmaya göre Kral İngiltere Parlamentosu'nu toplayıp İskoçlara savaş tazminatı ödemesi yapmak için Parlamento'dan onay alana kadar, nihai barış anlaşması imzalamayacaktı. İskoçya "Sözlemeciler Ordusu" ordusu işgal ettiği Northumberland ve Durham Kontluğu arazilerinden çekilmeyecekti. İngiltere nihai barış imzalana kadar her gün £850 İskoçlara savaş tazminatı verecekti.

Bunun üzerine Kral Charles (sonradan "Uzun Parlamento" olarak anılacak) yeni bir İngiltere Parlamentosu çağırmaya karar verdi. Bu parlamento üyelerinin seçiminde de kral tarafını tutan adaylardan ancak küçük bir kısmı seçildi. Yapılan seçimlerde Parlamento üyeliğine seçilen 493 kişiden, 350'den fazlası kral ve kraliyet aleyhtarı idi.

"Uzun Parlamento" dönemi

Gerilimin artması


Kral Charlesın "Uzun Parlamento"ya karşı durumu daha önce dağıttığı "Kısa Parlamento"ya karşı durumundan daha kötü idi. "Uzun Parlamento" 3 Kasım 1640'ta ilk oturumunu yaptı. Bundan çok geçmeden bu parlamento kralın başlıca danışmanlarını yüksek vatan hainliği sucundan bir "yüce divan" kurup yargılamak için Parlamento oturumlarında görüşmeye başlanıldı. 10 Kasım'da Kralın başdanışmanı olan Staffordshire Kontu tutuklamaya alındı. Diğer yakın danışman olan Canterbury Başpiskoposu Laud hakkında 18 Aralık'ta suçlama ile "yüce divan"da yargılanma kararı verildi. Ertesi gün 19 Aralık'ta diğer bir danışman olup "Krallık Mührü Taşıyıcı Lordu (Lord Keeper)" olarak görevli olan Robert Finch suçlama ile hakkında "yüce divan"da yargılanma kararı verildi. Robert Finch Kral Charles in bilgisi ile ve onun tavsiyesi ile 21 Aralık'ta Hollanda Lahey'e kaçtı. Bu parlamento Kral'ın parlamentoyu dağıtıp kapatması hakkında hukuki yetkisini kısıtlamak amacıyla "Üç Yıllık Kanun (Triennial Act") adlı bir kanunu oybirliği ile kabul etti. Bu kanunun bir kısmında Parlamento'nun her üç yıllık dönemde asgari bir defa çağrılmasını öngörmekte idi. Yine bu kanuna göre, eğer kral bu şarta uymazsa, "Krallik Muhuru Tasiyici Lordu" ve onunla birlikte Krallık'in 12 tane asil lorduna yeni bir parlamento çağırma yetkisi verilmekte idi. Bu kanunla birlikte, Krala yeni vergi koyma yetkisi veren kanun da bir "torba kanun" olarak Parlamento'da kabul edildi. Bu "torba kanun", yeni vergi gelirlerin gayet büyük ihtiyacı olduğunu bilen, Kral Charles tarafından 10 Kasım'da kendini zorlayarak onaylanıp imzalandı.

Uzun Parlamento'nun kral aleyhtarı üyelerinin önemli bir lideri olan John Pym kralın başdanışmanı Staffordshire Kontu'na bas düşman kesilmişti. 22 Mart 1641'de Staffordshire Kontu "yüce divan" olarak görev yapan Parlamento'da yargılanmaya başladı ve bu yargılanmada John Pym sanki bir sorgu savcısıymış gibi bir rol oynamaya koyuldu. Bu yargılanmada Staffordshire Lordu'na bas itham Sir Henry Vane tarafından ifşa edilen onun "İrlanda Naip Lordu" iken İngiltere'deki merkezi idareye karşı İrlanda ordusu getirip merkezi Krallık idaresini ele alma tehdidini acıkça yapması idi. Fakat Sir Henry Vane'in ithamı yargılama için getirilen diğer şahitler tarafından teyit edilmedi. Bunu üzerine 10 Nisan'da "Yüce Divan" olarak Staffordshire Kontu'na karşı olan dava sona ermiş oldu. Bu dava düşmesinden hemen sonra John Pym ve yandaş parlamento üyeleri "Kanunsuzluk Kanun Teklifi (Bill of Attainder)" adı verilen yeni bir kanun teklifini parlamentoya sundular. Bu kanun teklifinde hiç itham ayrıntılarına girilmeden Staffordshire Kontu'nun vatan hainliğinden suçlu olduğu ve cezasının idam olması belirtilmekte idi. Birçok Avam Kamarası üyesi ve Lordlar Kamarası üyesi bunu bir adli katil olacağını bildirerek bu teklife oy vermeyeceklerini bildirmişlerdi. Kral Charles ise verdiği bir konuşmada danışmanına

"Bir kralın yeminine göre sen hayatini, şerefini ve servetini kaybetmeyeceksin"

dediği ve bu kanun teklifi Parlamento'dan geçse bile Kral'in onayından geçmeyeceğini bildirilmiştir.

Fakat tam bu sırada kraliyet ordusunun koyu kral taraftarı bazı subaylarının Staffordshire Kontu lehinde bir komplo hazırlayıp uygulamaya koydukları ve bu komplonun önlendiği ve bu komploya Kral Charle'in izin verdiği haberi ortaya çıktı. Bu komplo zamanında durduruldu ama Parlamento ile Kral arasındaki gerilim gayet artıp hatta ilişkiler koptu. 20 Nisan'da Parlamento Avam Kamarası bu kanun teklifi üzerinde oylama yaptığında 204 lehte 59 aleyhte ve 230 çekimser oyla ve Lordlar kamarası 26 lehte, 19 aleyhte ve 19 çekimser oyla bu kanun teklifini kabul ettiler. Kral Charles is bir kargaşalık çıktığında kendi ve ailesinin hayatinin tehlikeye gireceğinden korkmaktaydı ve krallık yargıçları ve Anglikan priskoloslara danıştıktan sonra, 9 Mayıs'ta bu kanunu onayladı. Kontu kafası kesilerek idam edildi.

3 Mayıs 1641'de Parlamento bir iç savaşı önlemek hedefiyle "Protesto Etme Kanunu (Protestation)" adli bir kanun çıkararak Kral ve Anglikan Kilisesi'ni kayıtsız şartsız kabul ettiğini bildiren her kisinin bir resmî kayıt defterini imzalamasını ve imzalamayanların herhangi devlet veya resmî kilisede isi verilmeyip ise takibi yapamayacağını bildiren bir kanun çıkarttı. Bundan bir hafta sonra da bir İngiltere Parlamentosu'nun bu parlamento tarafından onaylanmadan dağıtılıp kapatılmayacağı içerikli bir kanun çıkartıldı ve Kral Charles bunu onayladı. Bunu takip eden aylarda Parlamento devletin yürütme kolunun, Parlamento'nun onayı olmadan, "Şövaleyelik İçin Vergi", "Gemi vergisi (Ship Money)" ve imtiyaz satış vergisi toplamasını yasakladı. O amana kadar yürütme kolu tarafından hukuksal olarak toplanan vergiler yeni "Tonaj ağırlıklı ve libre ağırlıklı gümrük vergileri" adli bir kanun ile yeniden organize edildi ve yasal bir baza dayandırıldı. Kralın danışmanlarının kullandıkları Star Chamber Mahkemesi ve Yüksek Komisyon Mahkemesi ilga edildi. Avam Kamarası piskoposlara ve piskoposluğa erişmek için geçilen hiyerarşi sistemin de kontrol etmek için kanun taslakları hazırladı ama bu kanun taslakları Lordlar Kamerası tarafından kabul edilmeyip kanun olmadılar.

Kral Charles İngiltere'de krallık iktidar gücünü korumak için birçok önemli taviz vermek zorunda kalmıştı. İskoçya Krallık iktidar gücünü önce Ağustos-Kasım 1641 döneminde Edinburgh, İskoçya'ya gidip orada Presbiteryenlik mezhebini resmî İskoçya devleti dini olarak kabul etmesi ile çok popülarite kazandı ve İskoçya Kralı görevinde daha iyice yerleşti. Fakat tam bu sırada kendini Monarşist olarak niteleyen Montrose Markizi James Graham'in İskoçya "Sözleşmeciler" kliği başkanları olan Argyll Markizi, Hamilton Markizi ve sonra Hamilton Dükü olan kardeşi Lanark Kontu, aleyhinde sadece "Olay (Incident)" adı ile anılan bir komplo düzenlediği ortaya çıkartıldı. Kral Charles bu komplo ile hiç ilişkisi olmadığını iddia etti ama kilisede piskoposçu yönetim sistemini lağvetmek zorunda kaldı ve "Sözleşmeciler" kliği başkanlarını "İskoçya Krallık Konseyi" üyeleri olarak atamak zorunda kaldı. Kral Charles Kasım'da İngiltere'den bir iç savaş çıkma tehlikesi olduğu haberi gelince Edinburgh'dan ayrıldı.

İngiltere'de İç Savaş

1642 yılının ortasında hem Parlamentocular hem de Kraliyetciler ordular kurup silahlanmaya başladılar. Kral Charles ordusuna asker toplamak için Orta Çağ'dan kalma bir yöntem uygulayıp yöresel asillere ve yerel ileri gelenlere verilen komisyonlarla onların kendilerine bağlı asker birliği toplamasını sağlayarak bu birliklerden oluşan bir Kraliyet Ordusu kurdu. Parlamentocular ise (çok kere yerel) gönüllüler milis birlikleri şeklinde Parlamentocu ordusunu kurdular. Birinci İngiliz İç Savaşı başlangıcında Kraliyet taraftarları Midlands, Galler Ülkesi, Güneybatı İngiltere ve Kuzey İngiltere'de hakimdi. Kral Charles idare merkezi olarak saray erkanını Oxford şehrine getirmişti. Parlamentocular ise Londra, Güneydoğu İngiltere ve East Anglia bölgelerinde kontrolde olup İngiltere Donanması Parlamentoculara destek vermekte idi. İki taraf önceden başarısız kalan karşılıklı müzakerelerde bulundular. Bundan sonra 22 Ağustos 1642'de Nottingham şehrini savaş karargahı olarak seçerek Kraliyet savaş sancağını bu şehrin kalesinde açtı.

İlk olarak ülkenin çeşitli yerlerinde küçük çarpışmalar yapıldı. Fakat birbirine karşı olan iki ordu arasında ilk ciddi muharebe 23 Ekim 1642'de Midlands, Warwickshire Kontluğu'nda bulunan Edgehill tepesinde yapıldı ve bunun için Edgehill Muharebesi olarak anıldı. Bu muharebeden önce kralın Alman yeğeni olan Prens Rupert Renli Kraliyet Ordusu komutanı olan 1. Lindsley Kontu Robert Bertie'nin hazırlamış olduğu savaş planı stratejisine karşı çıktı. Kral Charles yeğeninin tarafını tuttu. Bunun üzerine Lindsley Kontu Kraliyet Ordusu komutanlığından istifa etti ve muharebeye kendinin topladığı birliğin albayı olarak katıldı. Kraliyet Ordusu komutanlığı Kral Charles'a verildi ve komutan yardımcı tecrübeli bir Avrupa savaşlarında tecrübesi olan asker "1. Forth Lord, Patrick Rutven" oldu. Parlamentocular ordusu komutanı ise Robert Devereux, 3. Essex Kontu idi.

Prens Rupert, Kraliyet Ordusu süvari birlikleri komutanı yapıldı. Muharebe karşılıklı top atışlarından sonra Kraliyetçiler sağ kanadından Prens Rupert komutasındaki Kraliyetçi süvari birliğinin başarı ile bir süvari taarruzu başladı. Tam bu sırada Parlamento ordusunun bir süvari birliği taraf değiştirip Kraliyet süvarilerine katıldı. Bu Kraliyetçi süvari taarruzu Parlamentocular ordusu piyade saflarının süratle başarı ile sağ koldan dolanarak Parlamentocular ordusunun arkasından ki ağırlıklar birlikleri arasına girdiler. Kraliyet ordusunun sol kanadından Baron Henry Wilmot komutasındaki ikinci bir süvari birliği de taarruza geçip Parlamentocular sol kanadını geri püskürtmeye başladı. Geleneksel süvari taktiğine göre Prens Rupert'in süvari birliğinin geri dönüp arkadan yeniden bir taarruz yapması beklenmekteydi. Fakat Rupert'in süvarileri Parlamentocular ağırlıkları üzerine üşüşüp ganimet toplamaya başladılar ve beklenen geriden süvari taarruzu başlamadı. Piyadeler arasında yapılan çarpışmalar çok kanlı oldu. Parlamentocular Essex Kontu komutasında düzenlerini bozmadan Kraliyet piyadesine karşı direndiler. Kraliyet Ordusu'nun istifa etmiş olan komutanı Kont Lindsley kendinin topladığı birlik başında bir albay rütbeli komutan olarak bu muharebe içinde çarpışma da iken ağır yaralandı ve kendine sıhhi yardım sağlanamadığı için bu ağır yarası dolayısıyla öldü. Bu sırada ihtiyatta olan iki Parlamentocu süvari alayı muharebeye girerek Kraliyetçi ordusunun piyade birliklerine büyük zayiat verdirdiler ve Kraliyet Ordusu ortasında bulunan piyadeler Kraliyet süvari birliği desteği olmadığı için çöktüler. Bu muharebe bir başabaş yenişemezlikle sonuçlanmakta idi. Çarpışmalar sonunda akşam olmaktaydı. Her iki taraf da kesin bir sonuç alamayacaklarını anladılar. Böylece her iki taraf da muharebede kendilerinin galibiyetini ilan etmekle beraber bu muharebe sonuçsuz sona erdi. Her iki taraf da hava kararmakta iken karşılıklı olarak çözülerek bu muharebe meydanından ayrıldılar.

Bu Edgehill Muharebesi Kral Charles'a çok tesir etti ve kendi ifadesi ile

"gayet aşırı şekilde derinden üzgünüm"

dediği bildirilmektedir. Kraliyet ordusu Oxford'a çekildi ve burada tekrar gruplandırıldı. Kral Prens Rupert'in burada hiç beklemeden hemen Londra hücum etme teklifini kabul etmedi. Ordusunu bir hafta Oxford'da dinlendirdikten sonra 3 Kasım'da Kraliyet Ordusu Oxford'dan Londra üzerine yürüyüşe geçti. Bu yürüyüş sırasında Kraliyet temsilcileri ile yerel ileri gelenler ve parlamento üyelerinden oluşan Parlamentocular temsilcileri ile devamlı müzakereler haline idiler.

12 Kasım 1642'da iki Parlamentocu piyade alayı ile Kraliyet Ordusundan bir piyade alayı ve Prens Rupert'in süvari birliği arasında yapılan Brentford Muharebesini Kraliyet ordusu kazanarak yürüyüşe devam ettiler. Bu kent Kraliyetçilerce insafsızca talan edildiği için Londralılar daha da Kraliyet ordusu aleyhine dönüştüler. Londra varoşlarından Turnham Green, Middlesex'de Londra şehrinden toplanan büyük bir Parlamentocu Londra milis ordusu ile Kraliyet ordusu tekrar muharebeye giriştiler. 13 Kasım'da yapılan Turnham Green Muharebesi'nde sayıca daha fazla Parlamentocu milis gücü Kraliyet ordusunu bloke ederek ileri yürüyüşünü durdurdu. Kral Charles mevsimin geç olduğu dolayısıyla ordusunu geri çekmek zorunda kaldı.

Thames Nehri kenarından çekilen kraliyet ordusu ile Kral Charles, saray efradının bulunduğu Oxford'a çekildiler. Kral burada bu şehrin tahkimatını pekiştirdi ve ordusunu gelecek mevsimde savaşmak üzere takviye edip yetiştirmeye koyuldu. İki taraf arasında yapılmakta olan müzakereler Nisan ayında anlaşmazlıkla sona erdi.

Tutukluluk, Yargılanma ve idamı

İngiltere'de iç savaş döneminde kral I. Charles Londra'da Parlamento'nun seçtiği bir Yüksek Yargıçlar Kurulu tarafından "vatana ihanet" suçu ile yargılanmış; suçlu bulunarak 30 Ocak 1649 tarihinde kafası kesilerek idam edilmiştir.

Çocukları

I. Charlesın 9 tane çocuğu olmuştur. Bunlardan iki tanesi doğumda veya doğumdan hemen sonra ölmüşlerdir. Diğerlerinden ikisi ise sonradan İngiltere Kralı olmuşlardır:

Armaları

80px-Coat_of_arms_of_Charles_Stuart%2C_Duke_of_York.svg.png

York Dükü iken arması (1611-1612)

120px-Coat_of_Arms_of_the_Stuart_Princes_of_Wales_%281610-1688%29.svg.png

İngiltere Krallığı veliahdı ve Galler Prensi iken arması (1610-1688)

120px-Coat_of_Arms_of_England_%281603-1649%29.svg.png

İskoçya dışında I. Charlesın kullandığı krallık arması (1625-1649)

120px-Coat_of_Arms_of_Scotland_%281603-1649%29.svg.png

İskoçya içinde I. Charlesın kullandığı krallık arması (1625-1649)

* Alıntıdır.
 
Benzer konular Forum Tarih
Ceycey Biyografi 1 327
Ceycey Biyografi 0 569
Ceycey Biyografi 1 318
Ceycey Biyografi 1 349

Benzer konular

İçerik sağlayıcı "paylaşım" sitelerinden biri olan Harbimekan.Com Forum, Eğlence ve Güncel Paylaşım Platformu Adresimizde 5651 Sayılı Kanun’un 8. Maddesine ve T.C.K’nın 125. Maddesine göre TÜM ÜYELERİMİZ yaptıkları paylaşımlardan sorumludur. Harbimekan.Com sitesindeki konular yada mesajlar hakkında yapılacak tüm hukuksal Şikayetler için info@harbimekan.com yada iletişim sayfası üzerinden iletişime geçilmesi halinde ilgili kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 3 Gün (72 Saat) içerisinde Forum yönetimi olarak tarafımızdan gereken işlemler yapılacaktır.

Bu Site, Bilim ve Sağlık Haber Ajansı Üyesidir.

Yığıntı - 8kez - kaynak mağazam - Uğur Ağdaş - genel forum - webp converter