Hz Mevlana

Hayrunisa

Forum Üyesi
Katılım
19 Nisan 2020
Mesajlar
595
Tepkime puanı
0
mevlâna mesnevi

Bir ulu kişinin sofrası başında kötü zanna düşmek ve harislik etmek küfürdür"

O rahmet kapısı, hırslarından dolayı bu görmedik dilencilerin yüzlerine kapandı.

Zekât verilmeyince yağmur bulutu gelmez, zinadan dolayı da etrafa veba yayılır.

İçine kasavetten, gussadan ne gelirse korkusuzluktan ve küstahlıktan gelir.

Kim dost yolunda pervasızlık ederse erlerin yolunu vurucudur, namert odur

Edepten dolayı bu felek nura gark olmuştur: Yine edepten dolayı melekler mâsum ve tertemiz olmuşlardır.

Güneşin tutulması, küstahlık yüzündendir. Bir melek olan Azâzîl de yine küstahlık yüzünden kapıdan sürülmüştür.

Sen, gönlümüzde, onların tercümanısın, her ayağı çamura batanın elini tutan sensin.

Ey seçilmiş, ey Allah'dan razı olmuş ve Allah rızasını kazanmış kişi, merhaba!

Sen kaybolursan hemen kaza gelir, feza daralır

Her odunun kokusu, dumanından meydana çıkar.

Âşıklık gönül iniltisinden belli olur, hiçbir hastalık gönül hastalığı gibi değildir.

Âşığın hastalığı bütün hastalıklardan ayrıdır. Aşk, Allah sırlarının usturlâbıdır

Aşkı şerh etmek ve anlatmak için ne söylersem söyliyeyim... asıl aşka gelince o sözlerden mahcup olurum.


Dilin tefsiri gerçi pek aydınlatıcıdır, fakat dile düşmeyen aşk daha aydındır.

Çünkü kalem, yazmada koşup durmaktadır, ama aşk bahsine gelince; çatlar, âciz kalır.

Güneşin vucuduna delil, yine güneştir. Sana delil lâzımsa güneşten yüz çevirme.

gölgede güneşin varlığından bir nişan verir, fakat asıl güneş her an can nuru bahşeyler.

Gölge sana gece misali gibi uyku getirir. Ama güneş doğuverince ay yarılır nuru görünmez olur

Zaten cihanda güneş gibi misli bulunmaz bir şey yoktur. Baki olan can güneşi öyle bir güneştir ki, asla gurub etmez. Güneş, tektir

İste ama, derecesine göre iste; bir otun, bir dağı çekmeye kudreti yoktur.

Bu âlemi aydınlatan güneş, bir parçacık yaklaştı mı, her şey yandı gitti!

Fitneyi, kargaşalığı ve kan dökücülüğü araştırma,

Bir adamın ayağına diken batınca diken başını arar durur, Ayağa batan dikeni bulmak, bu derece müşkül olursa, yüreğe batan diken nicedir? Cevabını sen ver!

Bir kişi, eşeğin kuyruğuna diken kor. Eşek onu çıkarmasını bilmez, boyuna çifte atar. zıpladıkça diken daha kuvvetli batar. Dikeni çıkarmak için akıllı bir adam lâzım.

Nabzı, kimin adı anılınca atarsa cihanda gönlünün istediği odur

Peygamber demiştir ki: "Her kim sırrını saklar ise çabucak muradına erişir."

Tohum toprak içinde gizlenince, onun gizlenmesi, bahçenin yeşillenmesi ile neticelenir.

Hakiki olan vaatleri gönül kabul eder, içten gelmeyen vaadler ise insanı ıstıraba sokar.

Kerem ehlinin vaatleri akıp duran, eseri daima görünen hazinedir.

Ehil olmayanların, kerem sahibi bulunmayanların vaatleri ise gönül azabıdır.

Ey lûtuf sahibi üstad, ey marifette kâmil kişi! Öğülmen şehirlere yayılmıştır.Zira pek büyüksün, pek kâmilsin.

Dünyada acı ve tatlı deniz var. Aralarında bir perde var ki birbirine taşmaz karışmazlar.

şu var ki iki denizin her ikisi de bir asıldan akar. Bu ikisinden de geç, tâ... onun aslına kadar yürü!

Kalp altınla halis altın ayarda belli olur. Kalpla halisi, mehenge vurmadıkça tahminî olarak bilemezsin.

Dünya hissi, bu cihanın merdivenidir, din hisside göklerin merdiveni.

hissin sağlığını hekimden isteyiniz, o hissin sağlığını Habib'den (Hz.Muhammed'den)

Ne mutludur ve ne kutludur o can ki mâna aşkıyla evini, barkını, mülkünü, malını bağışlamıştır.

Hikmetinden sual edilmeyen Allah''nın işini kim anlayabilir, o işin hakikatine kim erişebilir?Ona ancak hayran olunur.


Zira nice insan suratlı şeytan vardır. Binaenaleyh her ele el vermek lâyık değildir

Erlerin huyu açıklık ve sıcaklıktır. Aşağılıkların işi hile ve utanmazlıktır.

Muhammed'e de akıllar sahibi dendi. O, Hak şarabının mührü, şişesinin kapağı; halis misktir.

Âdi şarabın mührü, şişesinin kapağı ise pis koku ve azaptır

İnsan tarafgirlikten, hiddet ve şehvetten şaşı olur.

şişe birdi onun gözüne iki göründü. Hiddet ve şehvet insanı şaşı yapar; doğruluktan ayırır.

Garez gelince hüner örtülür. Gönülden, göze, yüzlerce perde iner.

Kadı kalben rüşvet almaya karar verince zâlimi, ağlayıp inleyen mazlûmdan nasıl ayırt edebilir?

Senin sözlerin, içinde iğne olan ekmek gibidir.

İsa için başımla oynar, canımı verir ve bunu canıma yüz binlerce minnet bilirim. İsa'dan canımı sakınmam

Ey Allah, feryadımıza yetiş; sen ne güzel yardımcısın!

Ey Allah, yüz binlerce tuzak ve yem var, bizler de yemsiz kalmış halis kuşlar gibiyiz.

Her an yeni bir tuzağa tutuluyoruz, istersek her birimiz, birer doğan ve simurg olalım. Sen bizi her zaman tuzaktan kurtarmaktasın. Ey gani ve müstağnî Allah,

biz yine bir tuzağa doğru gitmekteyiz! Biz bu ambarda buğday biriktirmede, toplanan buğdayı yine kaybetmekteyiz.

Biz, vahşi mahlûklar topluluğu, düşünmüyoruz ki buğdayın noksanlaşması farenin hilesindendir. Fare, ambarımızı deldikçe, hilesinden ambar harab olmuştur.

Ey can, önce farenin şerrini defet, sonra buğday biriktirmeye çalış, çabala! O büyükler büyüğünün haberlerinden birini dinle:

Huzuru kalb olmadıkça namaz tamam olmaz."

o bayağı hırsızdan bize nice ve ne vakit korku olabilir? Bir adımda binlerce tuzak olsa, sen bizimle oldukça hiç gam yok!

Her gece ten tuzağından ruhları kurtarmakta, tahtaları sökmektesin


Yazı esnasında eli görmeyen kimse, kalemin hareketini, kalemden sanır.

Dünyada nice Eshab-ı Kehf vardır ki bu zamanda senin yanıbaşında ve önündedir.

Ne fayda, gözünde ve kulağında mühür var? Öyle kudretli bir Allah ile pençeleşiyordu ki bir anda yoktan bu âlem gibi yüz tanesini var eder.

Her ne kadar dünya senin yanında azametli ve nihayetsizse de bil ki kudrete karşı bir zerre bile değildir.

bu âlem sizin canlarınızın hapishanesidir; uyanın, o tarafa gidin! Zira o taraf sizin sahranız, mesire yerinizdir.

Bu âlemin hududu vardır, o âlem ise esasen hadsizdir

Firavun'un yüz binlerce mızrağını tek bir Musa bir tanecik asâsıyla kırdı.

Yüz binlerce Câlînus'un yüz binlerce hekimlik hünerleri vardı; İsâ'nın ve nefesinin yanında bâtıl oldu.

Aşağılık olmayan kişi böyle galip Allah huzurunda niçin ölmesin

Hey gidi hey... Çok köşe, bucak kazıcı ve hazine doldurucular; o kurup duran kişiye, o vezire maskara oldular.

Öküz kimdir ki sen onun maskarası olasın. Toprak nedir ki sen onun otu olasın ne vakte dek alçaklığı şeref sayarsın

Ey hayırsız evlât! Nihayet sen Âdemoğlusun, ne vakte dek alçaklığı şeref sayarsın.

O vezirin vebalini de, daha onun gibi yüz binlercesinin vebalini de Allah bir kıvılcımla yok eder.

O, aslı olmayan hayelleri, tamamıyla hikmet yapar;
o, zehirli suyu şerbet haline getirir.

O zan ve şüphe doğuran sözleri, hakikat ve yakîn haline getirir
İbrahim'i ateş içinde besler; korkuyu, ruhun emniyeti ve selâmeti yapar.

Onun yakıcılığına hayranım Biz sensiz kötü bir hale düştük, karışıklık içindeyiz. Değneğini yeden birisi olmadıkça körün
ahvali ne olur?

İnayet et. Allah için olsun, bundan ziyade bizi kendinden ayırma

Ey kerem sahibi! Bu ne kötü talih ki sensiz gönülden de yetim kalmışızdır, dinden de.
 

Benzer konular

delipetek

Harbi Üye
Bayan Üye
Özel Üye
Katılım
17 Mart 2019
Mesajlar
3,450
Tepkime puanı
42
Cinsiyet
  1. Bayan
Takım
Galatasaray
Allah razı olsun
 
İçerik sağlayıcı "paylaşım" sitelerinden biri olan Harbimekan.Com Forum, Eğlence ve Güncel Paylaşım Platformu Adresimizde 5651 Sayılı Kanun’un 8. Maddesine ve T.C.K’nın 125. Maddesine göre TÜM ÜYELERİMİZ yaptıkları paylaşımlardan sorumludur. Harbimekan.Com sitesindeki konular yada mesajlar hakkında yapılacak tüm hukuksal Şikayetler için info@harbimekan.com yada iletişim sayfası üzerinden iletişime geçilmesi halinde ilgili kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 3 Gün (72 Saat) içerisinde Forum yönetimi olarak tarafımızdan gereken işlemler yapılacaktır.

Bu Site, Bilim ve Sağlık Haber Ajansı Üyesidir.

Yığıntı - 8kez - kaynak mağazam - Uğur Ağdaş